Library -Hyunin

-1

Soğuk bir yılbaşı akşamıydı.Minik bir kafede kitap okuyup yanında da sıcak çikolatamı yudumluyordum.Oturduğum yerin karşısında bir kütüphane vardı ve açıktı.Akşam 11.59 kütüphanede ne yapıyorlar ki?

Merakıma yenik düştüm.Sıcak çikolatamı bitirdim masaya birkaç bozuk para bırakıp çıktım.Kütüphanenin kapısındaydım.Içeri girmek için kapıyı ittirdim.Bir anda gözüme vuran ışıklar ile irkilmiştim.Kendime geldim ve içeri adım attım.

Kütüphane çok büyüktü.Kategorilerle ayrılıp renklerine,boylarına,dokularına göre dizlmiş kitaplara bakmak göz zevkimi yerine getirmişti.Içeride kimse yoktu.Ne çalışan ne müşteri.Çalışanlar molaya çıkmış olmalı diye düşündüm ve eşyalarımı içerdeki masalardan birine bırakıp rafları incelemeye başladım.

Kendimi bildim bileli kitap okumak tek aktivitem gibi birşeydi.Hiçbir zaman kimse olmadı yanımda.Ne ailem ne arkadaşlarım.Hayattan usandığımda raftan bir kitap alıp saatlerce kitap okurdum.Kitap kurduydum açıkçası.

Romantik romanların olduğu bölümden bir kitap alıp masalardan birne geçtim.Gece yarısı burada ne yaptığımı bilmiyordum.Ama yaptığım herneyse bundan zevk alıyordum.

Sessiz şekilde okumaya devam ederken yanımdaki sandalyeye gelen birinin bana elini uzatmasıyla kafamı yukarı çevirdim.

Selam bölüyorsam özür dilerim..Ben Jeongin.Tanışmak ister misin?

O kadar güzel ve kibar bir ses tonu ile konuşmuştu ki..İçim yumuşacık olmuştu.Kütüphanede vakit geçiren bir insan ne kadar kötü olabilirdi ki?

Selam.Hyunjin bende.Bu saatte neden buradasın.Paltonda yok üstünde..Üşümedin mi?

Önemli değil üşümüyorum.Biraz kafa dinlemeye geldim..

Burası kaçta kapanıyor?İlk defa bu saatte açık bir kütüphane görüyorum.

Burası benim babamdan kalma bir kütüphane.Babam kütüphaneye girmeme hiç izin vermezdi.Bu hayalimi o ölünce gerçekleştim.Kitap okumanın zamanı olmaz diye düşünüyorum.Bu yüzden kapanmıyor burası açık 7/24.

Güzelmiş.

Aa sormayı unuttum.Içecek bir şeyler ister misin?

Sıcak bir bitki çayı olabilir..

Tamam.Sen keyfine bak ben içecekleri alıp geleyim.

Bu kadar nazik olması çok hoşuma gitti.Ne tatlı bir insandı ya.Buraya hergün gelsem sıkılmam sanırım.Büyülenmiş gibiydim.O gülüşü,ses tonu..Üzerinde gri sweatshirt ne de yakışmıştı ona.

Bu düşüncelerden sonra neden yeni tanıdığım birinden bu kadar etkilendiğimi sorguladım.Boş bakıyordum ama bir yandan o boş gözlerim çok şey anlatıyordu.

Ben dururken canım arkadaşım içeri girdi ve bitki çayımı önüme koydu.

Teşekkürler.

Hani biz arkadaşız ya.Sana ne diye hitap etmeliyim..

Bilmem.İstediğin gibi.

Hyunjinnie nasıl?

Komik ama şirin.

Tamam o zaman.Sen bana ne diye hitap edeceksin?

Jeongin.

Ne?Bu mu?Arkadaşlar birbirine komik ve samimi adlar takar.Isimle hitap etmezler.

Bilmem ki.Ilk defa arkadaşım oluyor.

Neyse..İstediğin gibi söyle.Ben kitap bulup geliyorum.

Peki.

Ona samimi seslenmeliydim ve bunu biliyordum.Fakat bir sorun var.Ona lakap takarken utanıyorum..Kendine bir mitoloji kitabı seçip yanıma oturdu.

Bir süre kitap okuyup saate bakma gereği duydum.Saat 02.34 olmuştu.Nasıl zaman bu kadar hızlı geçmişti.

Eşyalarımı toplarken Jeongin ile konuşuyordum.

Nereye Hyunjin?

Eve gidiyorum.Saat çok geç olmuş.

Yarın gelicek misin?

Burayı sevdim.Gelirim.

Tamam aksatmadan gel.

Görüşürüz.Ben çıkıyorum.

Bekle Hyunjin.

Noldu?

Telefon numaranı vermedin.Arkadaşız ya biz?

Doğru.Al bu kağıtta yazılı.Bay bayy.

Library ep1