Vhalla, Emegen'e Dua Etmeye Geldiği Sırada Aldrik'le Karşılaşıyor

37 3 4
                                    

-Emegen... Kaderime karar verilmeden önce dua etmeye geldim.
-Biliyorum.
-Aldrik?
-Yüksek sesle konuşma. İyi misin?
-Görünen haricinde mi?
-Bu bir oyun değil Vhalla.
-Öyle mi? Özür dilerim, ben oyun olduğunu sanmıştım. Seni bilmem ama ben çok eğleniyorum.
-Yeni muhafızların sana iyi davranıyor mu?

-Niye umurundaki? Arkamdan iş çevirdin; hayatımı istediğin gibi yönettin; bana yalan söylediğin; beni bir çatıdan attın; düşüncesizce beni eğittin; imzamı taklit ettin. Benim adıma konuşmadın bile! Bana dokunma! Ben... Ben senin gözünde sadece acınası bir şeyim, değersiz bir çöp, neden bana dokunmasın?
-Ben... ben iyi bir insan değilim, belkide hiçbir zaman iyi bir insan olmadım, bu göstermelik duruşmanın en acı kısmı, benim tek istediğim kendini savunmanken senin beni savunarak nefesini harcamanı görmekti. Eğer sen olmasaydın şehrin yanmasına göz yumardım. Saraydan ayrılabilecek durumda değildim; bu şekilde yaralıyken ayrılamazdım, o yüzden bulabileceğim en güvenli yere gidip her şeyin geçmesini beklerdim. Bu seni şaşırtıyor mu? Prensinden iğrenmiyor musun? Pislikleri temizlemek için alevlerin şehrin yarısını yutması beni mutlu edebilirdi; bu iyilerinde zarar görmesi anlamına gelse dahi. Onlar benim halkım! Korumaya yemin ettiğim kişiler! Haklısın, herşey konusunda. Seni istedim. Ne olduğunu öğrendiğim andan itibaren seni, kazanıp raflarımı süsleyeceğim bir ödül olarak gördüm. Ve sen Vhalla, seni kontrol etmemi o kadar kolaylaştırdın ki... Tam gelmeni istediğim yere geldin. Sen ve açıkça belli olan saflığın.
-Sus...
-Cahil bir aptal gibi bana güvendim ve seni neye yönlendirdiğimi hiç sorgulamadın, hemde şöhretimi bilmene rağmen! Haklısın, herşeyi ayarladım. Usta, ben şüphelenmeye başladığım anda bunu biliyordu ama seni uyaracak kadar bile veliaht prense karşı gelmedi. Büyücülük bakanı sende olan şeyin farkında değildi; gitmene izin verebilirdi! Senin düşmeni ve büyünün uyanmasını sağlamak bana düşmüştü. Ustaya sen ne zaman istersen gidebilirdin ama o sahip olduğunu sandığın seçenekler var ya... O kağıt, düşüşten sonra, sen henüz kendine gelmemişken imzalanmıştı. Benim tek yapmam gereken seni yönlendirmek, sana düşünceli ve yardımcı bir öğretmen olmaktı; böylece büyünü dilediğim gibi kullanabilirdim.
-Aldrik, lütfen...
-Ama sonra... Ama sonra senin sadece yanımda olmanı istediğimi fark ettim. Günlerim sen varken daha güzeldi. Düşüncelerin beni eğlendiriyordu. Büyünü keşfetmeni izlemek heyecan vericiydi. Büyücülük hakkında benim neredeyse 10 yıldır hissetmediğim delice bir umudun vardı. Seni kaçırmak için bahaneler üretmeye başladım; benim seni eğitmeme ihtiyacın olduğu için değil, seni görmek istediğim için. Buluşmalarımızı iple çekiyordum ve bir anda Vhalla, fikirlerin imparatorluk'un veliaht prensi için değerli hale geldi. Sen önemli hale geldin; büyün ve tozlu yazıların rüzgargüdücülerin yapabileceğini söylediği şeyler değil. Beni affetmeni istedim; sanki o masum kabulleniş, ellerimdeki tüm kandan kurtulmamı sağlayacak gibi. İyi ve mutlu olduğunu görmek istedim. Tıpkı bir çiçek gibi açtığına şahit olmak istedim ama asıl arzuladığım bunun minicik bir parçası olmaktı. Senin içinde yarattığım şeyin iyi olduğunu bilmek. Ve gerçekten seni tüm acılardan uzak tutmaya çalıştım. Bunu sağlamanın en iyi yolunun hayatından çıkmak olduğunu biliyordum ve ana şahidimdir ki bunu denedim. Ama hala o kütüphaneci çocuğu kabullenemeyecek kadar bencildim. Seni gidip onunla olman için teşvik etmeliydim. Ama sonra benim bütün çabalarıma rağmen kardeşim, sırf bana işkence etmek için işe burnunu soktu ve sen o lanet olası elbiseyi giydin. Bugün senin adına konuştum. Daha önce senin adına konuşmamamın sebebi umursamamam değildi, bunun sebebi... iyi bir insan olmamamdı Vhalla. Benim konuşmam seni kurtarmaktan çok sana zarar vermeye yarardı. Bu dünyada, o odada sana, sadece bana zarar vermek için zarar verebilecek insanlar var. Zaten verdiler.
-O muhafızlar gerçekten imparatorluk'un parasını mı çaldılar?
-Hayır.
-Aldrik, benden gerçekten ne istiyorsun? Senin için ben neyim? Fethedilecek birşey mi? Bir kupa mı? Bir proje mi? Bir eğlence mi? Bir araç mı? Ne?
-Sen... Sen çok sevgili bir dostsun. Tabii, benim asil kıçımın dostluğu senin için ne anlam ifade eder bilemem.
-Çok anlam ifade eder :) Yapma...
-Neden?
-Çünkü ben...
-Seni aptal kız, hiçbirşey benim sana dokunmak istemememi sağlayamaz.
-Büyüm... Bozuldu mu?
-Bozulmak mı?
-Uyandığımdan beri her zamanki gibi hissettirmiyor.
-Ah, hayır bozulmadı. Büyük ihtimalle çok fazla güç harcadığın için yorgunsun. Tamamen tüketmemiş olman bir mucize; eğer tüketmiş olsaydın başın belada olurdu.
-Hep başımı belaya sokacak değil mi? )
- :).
-Aldrik, bana karşı dürüst olman gerek. Şöhretin umrumda değil. Bana karşı açık olmanı istiyorum. Hayatımın sonuna kadar; her ne kadar kaldıysa.
-Öyle olacağım. Endişelenme Vhalla. Seni öldürmelerine izin vermeyeceğim. Dönmem gerekiyor. Öğle arası yakında bitecek ve verdiğim ifadeden sonra orada bulunmamı isteyeceklerinden eminim.
-Lütfen gitme, kararla tek başıma yüzleşmek istemiyorum.
-Vhalla... Asla yalnız değilsin. Orada olacağım. Bağlı olduğumuzu unutma. Beraber yüzleşeceğiz

Hava Uyanıyor Serisinde En Sevdiğim Aldrik ve Vhalla AnlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin