''SİDİKLİ FEVZİ'' ADLI WHATSAPP KULLANICISINDAN BİR YENİ MESAJINIZ VAR!
Gözünü açar açmaz yeni bir mesajla uyanmak herkesin hayalidir. Fakat bu tabii ki ''SİDİKLİ'' diye kayıtlı birinden değil!
''Şimdi cicili bicili yatağından kalkıyorsun ve bir Doroğlu'na yakışır şekilde o siktiğimin zengin bebelerinin olduğu okula gidiyorsun!''
Mesajı gördükten sonra gözlerimi devirerek yattığım yerde doğruldum ve mesaja girip cevap yazmaya başladım.
''Unuttun herhalde daha bir saat var okulaaa!''
Fevzi'den cevap gecikmedi.
''LAN SALAK!''
''Eski okulunda değilsin artık!''
''Yetimhanede hiç değilsin.''
''Yirmi dakika içinde okula varmazsan okulun ilk günü okula geç kalan ilk insan olarak tarihe geçeceksin Bersu(!)''
O sırada duvardaki saate gözüm ilişti. Saat tam 08:10 geçiyordu. Yani cidden okulumdaki ilk günümde geç kalacaktım.
''Ben onu tamamen unutmuşum. Şu andan itibaren beni çıkmış bil!''
Fevzi'ye mesajı gönderdikten sonra Fevzi'nin ''klasik'' sesli mesajlarından biri geldi.
''HAH ŞÖYLE!!''
Üzgünüm Fevzicik, sana görüldü atmam lazım. Çünkü zengin bebelerinin okulu beni bekliyor.
Bu arada ben Bersu. Daha bir gün öncesine kadar bir soy adım yoktu. Ama artık ben Bersu Doroğluyum!
Düne kadar yetimhanede kalan o küçük kız şimdi büyüyor galiba(!) Artık bir Doroğlu. Küçükken hep verileceğim aile nasıl olacak diye merak eder, acaba benzeyecek miyiz diye hep düşünürdüm. Fakat ne yazık ki kimse beni almaya gelmemişti. Yetimhanede kalan küçük bir kız için diğer arkadaşları tıpış tıpış yeni ailelerine verilirken onları uzaktan izlemek kadar kötü bir duygu olabilir miydi ki?
Küçükken yetimhaneden giden bir abla bana ''Sen hep burada kalacaksın! Çakma Taylor Hill seni! Tipsiz mahlukat'' demişti.
Bu sözü duyduktan sonra çok ağlamıştım. Ablanın da dediği gibi kimse beni almaya gelmemişti. Belki de haklıydı. Tipsizdim.
Yetimhanede kaldığım süre boyunca çok zorbalık görmüştüm. Örneğin bir keresinde benden büyük kızlar benimle akılları sıra dalga geçmek amacıyla beni ''Seni zaten çöpten almışlar '' diyerek ben daha 8 yaşındayken çöp kutusuna atmışlardı. Tam 3 saat orada ağlamıştım ve öleceğimi düşünmüştüm. Ağlaya ağlaya bayılma noktasına geldiğimde bulmuşlardı artık beni. Tabi o zamanlar hiçbir arkadaşım yoktu. Beni koruyan biri de yoktu anlayacağınız.
Bu arada doğru duydunuz. BENİ AİLEM CİDDEN ÇÖPE BIRAKMIŞ! Bir paçavra gibi çöpe atmışlar yani. Bir abi de beni bulup eski yetimhaneme getirmiş işte. Yetimhane müdürüne sorduğumda anlatmıştı bana bunları. Sordum, beni getiren adam kimdir? Necidir? Fakat bana hiçbir bilgi vermemişti müdür. Ama hep merak etmiştim bu bilgiyi...
Bir yılbaşı gecesinde de erkeklerin kaldığı karşı yetimhaneyi bizim yetimhaneye çağırmışlardı. O zamanlarda da 12 yaşındaydım(Yani 5 sene önce) kızlar beni tuvalete kilitlemişlerdi. Kapıyı açmaya çok çalışmıştım fakat olmamıştı. Kapının önünden geçebilecek biri de yoktu. Çünkü herkes ortak salondaydı.
Ama tesadüfen oradan biri geçmişti. Bu kişi kim diye sorarsanız söyleyeyim: TEK ARKADAŞIM FEVZİ! Onunla orada tanışmıştım. Bana ''Senin ne kadar güzel gözlerin var'' dediğini hatırlıyorum. Birde benim sesime korktuğu için altına işediğini hatırlıyorum. Bu yüzden de onu telefonuma ''SİDİKLİ FEVZİ'' diye kaydetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSANLAR KONUŞABİLİR Mİ?
Roman pour AdolescentsYeni bir yuva... Yeni bir aile... Yeni bir hayat... Yeni arkadaşlıklar... Bersu'nun yeni okulunda verilen dönem partisi her şeyi değiştirecekti. Bir katil vardı ve o katil Bersu'ya oynuyordu. Bersu'ya yapılan şantaj yüzünden susması gerekiyordu. Siz...