(Medyayı Luna olarak düşünün ehe)
*Nancy'nin kendine gelmesi
sinirlerimi bozmuştu. Sinirimi karavanı dağıtarak çıkarmıştım. Yorulup geri oturduğumda köşede bir kutu farkettim. Elime alıp açtığımda Eddie'nin uyuşturucu kutusu olduğunu anladım. İçinden küçük bir torba alıp içindekileri elime döktüm. Biraz düşündükten sonra hepsini ağzıma attım**bir süre sonra karavanın kapısı açıldı. Etrafı bulanık görüyordum ama bunların bizimkiler olduğu çok açıktı*
Steve;
*karavana girdiğimiz de Luna'nın gözlerini zar zor açık tuttuğunu farkettim. Ayağa kalktı,tam adım atacakken sendeledi. Ben tutmak için uzatacakken Eddie tuttu*
Eddie:güzelim iyi misin sen?
Luna:çok iyiyimm!
Max:kesinlikle iyi değil
*Eddie'nin gözü masadaki kutuya takıldı*
Eddie:Luna uyuşturucu mu aldın!
Luna:o ne?
Eddie:bebeğim şu haplardan yuttun mu?
Luna:bir tanesini sadece
Eddie:bir tane mi yoksa bir paket mi?
Luna:paket
Eddie:güzelim onun bir tanesi bile fazla etki ediyor naptın sen?!
Steve:ona niye kızıyorsun ortada bırakmışsın!
Eddie:ortada falan değildi saklamıştım bulmuş işte! Hem nasıl sadece buna odaklanabiliyorsun,ortalık dağılmış biraz da buna odaklan!
Eddie:güzelim bir daha bana sormadan içmek yok,tamam mı?
Luna:söz..
Eddie:etkisi uzun süre geçmeyebilir yanında biri bulunsun
Steve:ben dururum
*Luna ayağa kalkıp yanıma geldi. Dengede kalabilmek için ellerini göğsüme dayadı. Gözlerine baktım. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Parmak ucuna çıkıp dudağıma bir öpücük kondurdu. Yaptığına gülümsedim. Koltuğa oturup kucağıma çektim. Başını göğsüme yaslayıp gözlerini kapadı bende saçlarını okşuyordum. Herkes fazla suskundu. Benim evime geldiğimizde Luna'yı ayılması için duşa soktum*
Luna:Steve üşüyorum..
Steve:az kaldı sevgilim ısınacaksın
*duş aldırdıktan sonra duştan çıkardım ve havluya sardım. Kurulandıktan sonra üstünü giydirip yatağa oturttum*
Steve:daha iyi misin?
Luna:evet
Steve:saçlarını kurutup aşağı inelim o zaman
Luna:saçımı kurutmaya gerek yok inelim hadi
Steve:peki sen bilirsin
*merdivendeyken aşağıdan bağırma sesleri geliyordu*
Luna;
Steve:noluyor?
Robin:biliyordu!
Steve:kim neyi biliyordu?
Robin:Luna Nancy'nin en sevdiği şarkıyı biliyordu ama söylemedi!
Steve:bildiğini nereden çıkarıyorsun?
Robin:siz bize geçit haberini vermeden yarım saat öncesinde Nancy'nin çekmecesinin üstünde 3 tane kaset gördü ve en sevdiğinin hangisi olduğunu sordu. Nancy de ortadaki dedi. Yani biliyordu,gördü!
Luna:Rob,eğer bu kadar detaylı hatırlıyorsan sende biliyorsundur değil mi? Kasedin yerine kadar biliyormuşsun ben bile hatırlamıyorum
Robin:ben başka bir şeyle ilgileniyordum!
Luna:ama bu kadar detaylı anlatabildiğine göre bizim konuşmamızla ilgiliymişsin
Robin:konuyu saptırmaya çalışma!
Luna:SEN DE BİR DAHA BANA SESİNİ YÜKSELTME!
Eddie:Luna tamam sakin ol
Robin:ona zarar vermek için arkadaş oldun değil mi? Tabiki öyle ah tanrım anlamalıydım! Bir anda gelip arkadaş olmak istedin sanki bir gün öncesinde boğazına bıçak dayamamış gibi. Psikopatsın sen!
-Susan:kızından bahsediyorum,psikopat o! Psikopatsın sen!-
*elimi yumruk yapıp sıkmaya başladım. Tırnaklarımı avuç içine batırıyordum. Bir anda yemek masasındaki bıçak Robin'in alnına dayandı*

(Şu sahne gibi düşünün)
Robin:öldür beni,hadi öldürsene!
Dustin:Robin tamam dur artık
Robin:Melina hadisene öldürsene!
(Aziz hadisene vursana.. Fazla duy beni izlemek iyi gelmiyo bana)
*Robin'in üstüne yürüdüğümde kenardaki aynadan yansımama baktım. Gözlerim kızıla dönmüştü. Ailem dediğim insanları bu halimle daha fazla korkutmak istemediğim için Robin'e zarar vermek yerine karşıdaki odanın kapısına fırlattım ve merdivene koştum. Odaya geldiğimde odanın banyosuna girip kapıyı kapadım. Aynada kendime bakarken gözlerimin renginin hala farklı olduğunu farkettim. Bu da kabul etmek istemesemde hala sinirliyim demekti. Kendimi incelemeye devam ettiğimde gözümden yaş geldi. Hem bu kadar güçlü olup hem bu kadar zayıf olmak ve bunların dozunu ayarlayamamak beni sinirlendiriyordu. Gözümden ikinci yaş çıkacağı sıra sinirle aynaya yumruk attım. Sinirden ağlamaya başladığım da yere çöktüm. Elime bakmak sonradan aklıma gelmişti. Elime baktığımda kanadığını farkettim ama bir şey yapmadım. Bir anda kapı açıldı. Gelen Steve idi. Hiçbir şey demeden beni kaldırdı ve odaya soktu. Beni yatağa oturtup kendisi yatağın yanındaki çekmeceye yöneldi. Bir şeyler çıkardıktan sonra tekrar bana döndü. Pansuman malzemesi çıkardığını o an anladım. Karşıma oturup elime pansuman yapmaya başladı. Tek kelime bile etmiyor hatta yüzüme bile nadiren bakıyordu. Elime yaptığı pansumanı bitirip yarayı sardığında bana baktı*
Luna:bir sorun mu var?
Steve:sevdiği şarkı,biliyordun değil mi?
-
-
-Silams
Alışık olduğunuzdan kısa olduğunun farkındayım ama yazmak istemiyordum sadece bölümsüz kalmayın diye ölesine yazdım
Oy atın çıtırlarr
Öptüms <333