KAVASALİ

Ben Bayanım

Bir gurup yolcu Murgul Borçka arası bir minibüsle yola çıkarlar.

Minibüs tıkabasa doludur. Yol Cıvan köyünün altına geldiğinde, şoför yolcuların inmesini ister.

Civan düzü diye bilinen orman ürünlerinin depolandığı alanına yakın bölgede, heyelan nedeniyle yol geçilmesi zorlaşmıştır.

Her zaman yol açılır, en ufak yağmurlarda heyelan gelir yolu ya tamamen kapatır, yada geçilmesi zorlaşırdı.

Yine öyle geçilmesi zor hale gelmiş, Şoför;

-Lütfen baylar insin, tepeyi dolaşıp karşı tarafa geçip beklesin ,bayanlar kalabilir.

Kavas Ali;

-Ben bayanım, kalıyorum.

Minibüsteki herkes büyük bir şaşkınlıkla Kavas Ali ye bakarlar.

Erkekler içinde radyocu Kemal denen radyoculuk mesleği yapan ve sözü dinlenen  bir insanla beraber yaklaşık on kişi, yaya olarak heyelanın etrafından dolanmak üzere yola çıkarlar.

Heyelan yolun hemen başlangıcından, koptuğu noktası arasındaki mesafe yaklaşık 500 metre cıvarındadır.

Eğim yaklaşık olarak 45 derece olmasına rağmen, çalılar ve dikenler, yer yer 90 dereceye varan tepecikleri olduğundan yürümeyi zorlaştırıyordu.

Zaman zaman birbirlrine yardım ederek zorluk yerleri aşıtılar.

Diğer yandan da Ali Kavasın, ben bayanım sözü tartışma konusu oldu.

Cevat adındaki vatandaş;

-Koskoca Arhvanın Ali ağası, ben bayanım diyor, bu nasıl iştir, benim aklım almadı. Sizede garip gelmedimi yahu?

Radyocu Kemal;

-Ali ağa sadece ağa olsa birşey değil, aynı zamanda köyün muhtarıdır da. Vallahi bende yakıştıramadım doğrusu, sen ki köyün hem ağası hemde muhtarı ol, utanmadan sıkılmadan şu kadar yolu yürümemek için cinsiyetini kadın olarak açıkla yazık.

AdınınOsman olduğunu açıklayan diğer yolcu da sohbete katılılır;

-Ben birkere Ali ağayla Borçkada karşılaştım, gerçekten çok sevilen biri galiba, Ali ağa ya etrafındaki insanlar nasıl saygılılar, nasıl etrafında pervane olmuşlardı şaşırmıştım. Sen bu kadar sevilen sayılan biri olarak ben karıyım diyor ya şaşılacak birşey. Bunu dışarda anlatsan kimse bana inanmaz vallahi.

Aynı köyden olup, iyi tanıdığını söyleyen Hasan;

-Beyler boşuna çenenizi yormayın, Ali Kavas bildiğiniz kaymakamları, karakol komutanlarını ayağına getirmiş adamdır. 

Yanlış anlamayın ama, koskoca Artvin valisi muhtara, benArtvin valisi Burak diye tanıtmış kendini, bunu kendisine şaka yapıldığını zanneden Kavas Ali bende arhvanın kaymakamı diyerek telefonu götüne dayayarak kavara atmış. Vali de kızıp, telefonunu söktürmüştür. Düşünebiliyormusunuz? hiç kimse telefonu yokken, telefon nedir bilmezken, adamın evinde telefonu vardı.

Cevat; 

-Neyse ne, telefonu da olsa ,kavara da atsa, herkesin tanıdığı da olsa, sonuçta bütün bu meziyetleri olan adam ben bayanım demiş. Kendini şu kadar yol için düşürdüğü duruma bak.

Radyocu Kemal;

-Evet ya, bencede hiç yakışmadı. Seni dünya alem tanıyacak, şu beş dakikalık yol için bu kadar küçüleceksin, yazık.

Bir iki kişi dışında herkes ortak bir kararla Ali Kavası küçümsemişlerdi.

Yolu aşmış kendilerini bekleyen minibüse binerlerken, bir yandanda Ali ağaya ters küçümseyen bakışlar atıyorlardı.

Ali ağa durumun farkında olarak yüzündeki gülümsemeyi eskitmeden herkesin arabaya binmesini beklemiş.

Ali ağa şoföre, hareket etmeden önce birşey diyeceğim az bekle der.

-Az önce arabadan inerken heyelanı geçmeden önce bayanım demiştim, şimdi erkeğim,itirazı olan varmı?

Herkes susmuş, aleyhinde konuştuklarini anladığı için utanmış yüzlerı kızarmış tavuğa dönmüşler.

Aslında herkese ata sözünü hatırlatmıştı.

<<Köprüyü geçinceye kadar, ayıya dayı diyeceksin>>

Olayı bana anlatan Radyocu Kemal  diyor ki;

Yahu adamı hakkında okadar atıp tuttuk, sanki bizi dinlemiş, yada konuşacağımızı tahmin etmiş olmalı ki, şimdi erkeğim, itirazı olan varmı diye sorduğunda, utancımızdan birbirimizin arkasına gizlendik, yüzde yüz haklı olduğumuz halde, Onun utanmasını beklerken biz utanmıştık.

Büyük ve tanınmış olmak böyle üstün zekaya sahip olmakmış meğer. Ozaman anladım.

22.04.2018

Yusuf Mert