"Savaş Günü,
Bugün krallığımın en karanlık günlerinden biriydi hatta en karanlığıydı, aklıma hiç böyle bir saldırı alacağım gelmemişti. Atalarımdan bana kalmış olan, her şeyin önünde tuttuğum krallığıma savaş açılmıştı. Çocukluğumda çok samimi olduğum arkadaşım, birlikte bu topraklarda büyüdüğümüz, bu topraklarda vakit geçirip oyunlar oynadığımız arkadaşım Sfenks ailesinin fakirleşip gücünü kaybetmesinden sonra benden uzaklaşmıştı. Aradan yıllar geçti ve büyüdük Sfenks'in gözünü hırs ve zenginlik bürümüştü bu yüzden benim yerime geçmek için krallığıma savaş açmıştı. Amacı kesinlikle benim bütün soyumu kurutup, bütün halkımı öldürüp tüm krallığı sahip olmaktı ama henüz gücümün farkında değildi ki başarısız oldu, krallığımın yarısını alabilmişti. Bu savaşta çok fazla kaybımız oldu en başta karımı kaybetmiştim, henüz çok ufak olan oğlum annesiz kalmıştı. Halkımızı, burada yaşayan bir çok canlıyı kaybetmiştim yine de kendimi ve krallığımın bir kısmını korumayı başarmıştım. Sfenks ve ordusu yeteri kadar güçlü değillerdi ama bizi hiç beklemediğimiz bir anda vurmuşlardı, böyle bir saldırıyı hiç beklemezdim hele ki Sfenks'ten bu yüzden kendimizi tam anlamıyla koruyamamıştık. Sfenks kendi halkını, küçük oğlu Satyr'i, karısını ve bir sürü canlıyı kazandığı bölgeye yerleştirdi. Eskisi kadar güçlü hissetmiyordum, karım yanımda değildi krallığımın yarısını kaybetmiştim, halkımdan bir çok kişi yakınlarını kaybetmişti ve artık onlarında daha fazlası için gücü kalmamıştı. Sfenks'in krallığımın yarısını alıp orayı kendi krallığı haline getirmişti, oraya Roramia ismini vermişti. Roramia'dan gelen kutlamalardaki sevinç çığlıklarını hala duyabiliyordum. Oğlum Typhon, onun bu savaşı görmesini istemezdim, ona böyle bir travma yaşatmak istemezdim, annesi gözlerinin önünde ölmüştü. Typhon güçlü bir çocuktu bunun üstesinden de eminim ki gelebilirdi ama bu kaybı için hala ağlıyordu. Büyüdüğü zaman benim yerime geçecekti, iyi bir lider olacağından emindim hatta benden çok daha iyi bir lider olacaktı, çok zeki ve güçlü bir çocuktu. İşte bu yüzden de bu günlüğü onun için tutuyordum. En azından krallığımızın yaşadığı şeyleri, mücadeleleri benim gözümden görmüş olacaktı. Krallığımızı er ya da geç geri kazanmalıydık, aynı bölgede iki krallık düşmanca, dip dibe yaşayamazdık üstelik Sfenks'in benim eski dostum olması canımı daha çok yakıyordu."
Babamın ölmeden önce benim için tuttuğu günlüğüne yazdığı son satırlardı bunlar, yaşadığı zorlukları anlattığı, benden umut beklediği satırlardı. Cani Sfenks'in, onun ordusunun bize yaşattığı acımasızca şeyler gözlerimin önünden gitmiyordu. Babam savaştan sonra günlük yazmayı bırakmıştı, bir kaç yıl sonra da ölmüştü artık yapayalnız kalmıştım. Sanırım bu savaş bile benim kinlenmem için yeterli bir sebepti. Babam öldükten sonra beni halktan insanlar büyütmüştü, benim için değerli insanlardı. Aradan yıllar geçti ve yeterli yaşa geldiğimde artık krallığımız olan Thendarit'in başına geçebilmiştim. İçimdeki Roramia krallığına olan öfkem günler geçtikçe daha çok büyümüştü. Krallığımızı güçlendirmiştim, herkese savaş eğitimleri verdim, sınırlarımızı koruma altına aldım. Krallığımız için olan bütün tehlikeleri ortadan kaldırdım. Artık halkım ve benim içimde en ufak bir acıma duygusu kalmamıştı.
Gözlerimin tekrar dolmasına izin vermemeliydim, güçlü kalmalıydım, ağlamamalıydım. Oturduğum yerden ayağa kalktım, bulunduğum yapıttan dışarı çıkıp iri, simsiyah kanatlarımı araladım, birazcık yükseldikten sonra babamın günlükte bahsettiği savaşla kurulmuş olan Roraima krallığına baktım. Savaşı kazandıkları zaman krallık Sfenks'in yönetimi altındaydı heryerin kıpkırmızı ve kara büyülü kalkanlarla, kocaman korkutucu yaratıklarka çevrili olduğunu hatırlıyorum. Yıllar sonra benim Thendarit krallığında babamın yerini almamla birlikte, Roraima krallığındaki Sfenks yönetimi oğlu Satyr'e vermişti. Satyr benim ve ailesinin aksine çok iyilik dolu bir çocuktu. Artık Roramia'nın eskisi kadar korkutucu bi görüntüsü yoktu. Satyr yavaş yavaş sınırlarını genişletmişti, kalkanları kaldırmıştı, heryeri beyaza bürümüştü, her hücreye iyiliği aşılamaştı. Kendisi de öyleydi zaten bembeyaz, tertemiz, iyilik doluydu babasının aksine krallığı resmen bir cennete çevirmişti buna ben bile şaşırmıştım. Babası kadar gaddar değildi hep barış tarafındaydı. Benim krallığım Thendarit siyahlar içinde, kötülük içinde kaynarken, Roraima krallığı Satyr sayesinde bembeyaz iyilik dolu ve parlaktı. Heryerde onların çiçek olarak adlandırdıkları renkli otlardan vardı, bir sürü hayvan, bir sürü yiyecek ağaçları vardı. Güzel dereleri, yeşillik dolu alanları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THENDARİT | bxb
FantasyÖnceden beyazlığından nefret ettiğim o kanatlara şimdi hayrandım, maviliğine kinlendiğim o gözlerde şimdi batmaktaydım. Biz beraber olmalıydık, bütün dünya yok olsa bile biz var olmalıydık..