9

317 22 24
                                    

Buluşmak için sabahtan beridir Sanzuyu arayıp ulaşamıyordum. Çıldırma noktasına gelmiştim gerçekten. En son aceleyle evden çıkıp Sanzuya gittim. Evine gittiğimde kapıyı senju açmıştı. Hiç iyi durmuyordu. Hızlıca içeri girdiğimde ağzı burnu yaralanmış Haru beklemiyordum. Hemen yanına koşup oturdum. Endişeli gözlerle bakıyordum ona.

"Haru noldu sana böyle"

Cevap vermemişti. Ya da verememişti bilmiyorum. Bir elimle elini tutarken diğer elimle de çenesinden tutup kendime çevirdim. En samimi gülümsememi sunup tekrar sormuştum. Bu sefer sessiz sessiz konuşuyordum. Sanki sesli konuşsam anın büyüsü bozulacak gibiydi.

"Anlatmayacak mısın Haruchiyo"

Kendi elini, benimkinin üstüne koyup gülümsedi bu sefer. Yorgun gözüküyordu. Bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi sanki. Yanımızda oturan senjuya bakmıştı. Onun burada olmasından rahatsız oluyordu sanırım. Bunu anlayınca senjudan izin istemeye karar verdim.

"Senju bugünlük abinle beni yalnız bıraksan olur mu"

Senju kafasını sallayıp onaylamıştı.

"Abi bir şeye ihtiyacın olursa ara lütfen"

Haruchiyodan ses çıkmayınca ben konuştum.

"Teşekkürler senju"

Gülümseyip ardından evi terk etmişti. Yalnız kalabilmiştik sonunda. Sessizliği bozan o olmuştu.

"Kavga ettim birileriyle"

"Hadi canım şaka yapıyorsun"

"Off Rin"

"Ne olduğunu adam gibi anlatacak mısın"

İç çekip konuşmaya devam etti.

"Mikeyle tartıştım biraz. Sonra sinirimi alamayınca karşıma çıkan serseri çetesiyle dövüştüm"

"Ya manyak mısın sen? Niye Mikeyle tartıştın diye başkalarıyla dövüşüp kendine zarar veriyorsun"

"Mikeyle mi dövüşseydim"

"Birileriyle dövüşmene gerek yok. Niye kavga ettiniz ayrıca siz"

"Eski meseleler"

"Ne meselesi"

"Yani daha doğrusu Senjuya iyi davranmam konusunda kavga ettik. Eğer onunla aram bozulursa biricik takemichisiyle de aramız bozulurmuş"

Histerik bir şekilde güldü.

"İlk defa beni düşünüyor sanmıştım ama yine kendini düşünüyormuş"

"Haruchiyo, aranızda ne oldu sizin böyle"

Anlatası yok gibiydi ama bu sefer üstüne gitmeyi düşünüyordum. İçinde tutmasındansa bana anlatması daha iyiydi. Biraz ona yaklaşıp konuşmaya devam ettim. Ayrıyetten ellerini de sımsıkı tutuyordum.

"Haru bunları bana anlatmazsan daha da kötü hissedersin emin ol, içine atacağına bana anlat olur mu"

Biraz düşündükten sonra bana dönüp gülümsedi. O kadar güzeldi ki gülümsemesi, baharı hatırlatıyordu. Zaten yemyeşil parıldayan gözleri pembe saçlarıyla, her ona baktığımda baharı yaşıyordum resmen.

"Ağzımın kenarındaki yaralar... Çocukken senjunun bana attığı bir itiraf yüzünden oldu. Daha doğrusu Mikey dövdü. O günden beridir her şey daha da kötüleşti. Baji, Mikey ve Senjuyla aram açıldı. Senjuyla zaten yavaş yavaş açılıyordu, Takeomi sağ olsun. O da hayatımın içine edenlerden birisi zaten"

Biraz duraksayıp devam etti. Bense bütün sözlerinin bitmesini bekliyordum.

"Aslında mikeyle aram açıldı dedim ama o günden beridir içten içe ona hayranlık duyup peşinden gittim, tabii hiçbir zaman sikine bile takmadı beni. 3 günlük Takemichi bile benden çok daha değerli onun için. Gittikçe nefret ediyorum ondan ama içimdeki hırs, onun yanında olma arzusu da bir o kadar büyüyor. Duygularıma engel olamıyorum"

İlk defa bu kadar açık konuşuyordu benimle. Şaşırmış ve bir o kadar da üzülmüştüm. Her şeye gülüp geçen dalgaya alan bir kişiliği vardı Harunun ama içinde yaşadığı duygular çok daha farklıydı cidden.

"Özür dilerim Haruchiyo. Bu kadar şeyin içinde bir de ben kırdım bu zamana kadar seni. Kendimden nefret ediyorum ama en çok Mikeyden ediyorum sanırım. Sana bunları yaşatmaya hakkı yok gerçekten ama sen de onun peşinden bu kadar koşmamalısın bırak napıyorsa yapsın. Onun için Takemichi kadar değerli olamayabilirsin ama benim için onun takesinden çok daha değerlisin"

Son söylediklerime hem ben hem o şaşırmıştık. Anlık ağzımdan kaçmıştı ama bozuntuya vermedim. Ellerimi yüzünde nazikçe gezdirerek konuştum.

"Seni seviyorum Haruchiyo, hem de sandığından daha çok, emin ol Mikeynin hiçbir zaman sahip olamayacağı kadar çok seviyorum"

Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Beklemiyordu sanırım böyle bir şeyi. Konuşmasına fırsat vermeden ilk önce yaralarının olduğu yerden sonra da dudağından öpmüştüm. Geri çekildiğimde gözlerinin dolduğunu fark ettim.

"Ağla istiyorsan"

"Hayır istemiyorum. Şu an sadece seninle gülmek istiyorum. Ya da ağlatadabilirsin"

Bunu dedikten sonra gülmüştü cidden. Kucağıma oturup kollarını boynuma sarınca şaşırmıştım ama bozuntuya vermeden ben de kollarımı beline sarıp sırıttım.

"Ne işin var şimdi kucağımda"

Sinsice sırıtıp cevap vermişti. Ellerini tişörtümün içinden sokup konuştu.

"Bilmem sence"

Amacını anladığımda kıpkırmızı olmuş bir o kadar da heyecanlanmıştım. Ama bu halde yaralıyken ona dokunmak istemiyordum.

"Haru bu haldeyken emin misin"

"Ne varmış halimde"

"Yani yaralısın işte"

"Hayır ya turp gibiyim ben, hem kendime geldim şu an. İstersen kendimden geçirebilirsin"

Diliyle dudağını yalayıp konuşması beni daha da azdırmıştı. Gülümsedim, ikna etmeyi başarmıştı. Bir hamlede altıma aldım.

"İyi o zaman Haru. Sen istedin"
























Ben dedim size smut yazar hallederiz diye🤙


Rinzu- Kardeşimin Sevgilisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin