13|final

336 18 24
                                    

Şarkıyı açarak okumanızı tavsiye ederim.
-Paper Hearts

"Jungkook durgun görünüyorsun?" Jimin parmaklarını yakan sıcak kahveyi bir süredir yüzünü doğru düzgün göremediği arkadaşının önüne koyarak kendine bir sandalye çekti.

Jungkook elinde telefonla hala Taehyung'un attığı mesajlara bakınıyordu.Okudukça içinden bir şeylerin koptuğunu hissetmişti.Kırgındı,fazlasıyla sinirliydi.Tam kendine gelip toparlanmaya başlamışken neredeyse bir yıl sonra geri geldiğinde aklını karıştırmıştı.'Neden gitti?Neden yaptı?Neden üzdü?Neden geri geldi?' diye düşünmekten o kadar bezmişti ki...Oysa saniyesinde kalbini teklettiren adamı saniyesinde unutabilmek isterdi.Lakin yine gelip baksa gözlerine öylece koşup sarılacak,kendi elleriyle onu boğup öldürmüş olsa bile mezarına bir karanfil bırakıp gitse affedecek gibiydi.Kalbine lanet okuyarak sinirle ekranı kapattı.Siyaha bürünen ekrana gözlerini dikti bu defa.

Kötü hissediyordu.Onun gitmesini kendisi istemişti ama neden şimdi düşüncesi bile böylesine nefesini kesiyordu?

Söyleyecek çok şey vardı ama ne dili varıyordu söylemeye ne de yüreği.Özlemişti,yüzünü,kalbini,sevgi dolu sarılışlarını,en çok da anıları...Birlikte bisiklet sürmeyi,çimenlere yatıp gökyüzünü izlemeyi,yaz akşamları sahilde dolaşmayı,deniz kabuğu toplayıp birlikte boyamayı,koca bir günün sonunda bir fincan kahve içerken ki huzurlu gülümsemelerini özlemişti.

Jimin,elinde kapalı telefonun siyah ekranına dolu gözlerle bakarak onu duymayan ya da duymamazlıktan gelen arkadaşını inceledi.Taehyung gittiğinden beri arkadaşının eski neşesini geri getirmek zordu.Jungkook'un bu haline dayanamadı.

"Anlat." Jungkook anlamaz bakışlarını Jimin'e yöneltti. "Jungkook,neyin var?Bir derdin olduğu belli anlat ve rahatla." destek amaçlı elini Jungkook'un omzuna koyarak patpatladı.

Jungkook istemsizce dolan gözlerini parmaklarının ucuyla sildi.

"Taehyung" Jimin duyduğu isimle gözlerini şaşkınlıkla açmıştı ama yine de bölmemek adına sessiz kalarak dinlemeye devam etti.

"Geri dönmüş." Taehyung'tan bahsetmek onun için kolay değildi.Onca yaşanan şeyden sonra tekrar başa sarmış gibi hissediyordu.

"Yaklaşık 1 aydır konuşuyoruz ve bugün birlikte sahne aldığımız barda ikimizin adına son kez yazdığı bir şarkıyı söyleyip Kore'den gideceğini söyledi."

"Ne!Nasıl yani anlattı mı sana her şeyi?Sorunlarınızı çözdünüz mü?Affetmedin mi Taehyung'u neden geri gidiyor ki?!" Jimin heycanla elini bir o yana bir bu yana sallayarak konuşurken masanın üstünde ki kahvesini devirmişti.Neyse ki kahve masaya dökülmüş,ikisinden birine zarar gelmemişti.

Jungkook hala Jimin'in ağzından çıkanları ölçüp tartıyor algılamaya çalışıyordu dökulen kahve şuan pek umrumda değildi.Kaşlarını çattı,kızarıp akan burnunu çekti, gözlerinde biriken yaşlar net görmesini engelliyordu.Jimin zaten biliyor muydu Taehyung'un  neden gittiğini ve geri döndüğünü?

"Ne demek istiyorsun?" Jimin parmak uçlarıyla tuttuğu kirli peçeteyi masanın yanında ki çöpe atarken sessizce mırıldandı."Demek ki bilmiyorsun...Nasıl söylemez anlamıyorum."

Jungkook bilinmezliğin verdiği gerginlikle kaşlarını çattı ve konuştu."Jimin,Taehyung benden ne saklıyor?" Duyacağı şeylerden ölesiye korkuyordu.Boğazı,akmaya hazırlanan yaşlar yüzünden tıkanmıştı.Arkadaşının bir şeyler bildiği halde anlatamaması da onu kırmıştı yine de ses etmedi.

Never be the SameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin