Gözlerimi kapattım ve kendimi dansa bıraktım. Her şeyi unutmak ve bunların hepsinin bir rüyadan ibaret olduğuna, gözlerimi açtığımda her zaman ki gibi kendimi gitarımla şarkı söylerken bulmak istiyordum. Yaşanan her şeyin geriye alınması için ya da basitçe, burada olmamak için her şeyi yapabilirdim, ölmek dışında, her şeyi.
Yakalandığım bu dalganın tek sebebi yaşama isteğimdi ve beni hayatta hissettiren tek şey müzikti. Bu sebeple babam olacak herif beni sesimle ve parmaklarımla tehdit ederek işi için olan bu evliliğe sürüklediğinde hiçbir şey yapamamıştım. Bıçağı boynuma dayadığımda dahi gözünü kırpmadığında anlamıştım ki dediklerini harfiyen yerine getirir ve kızı olduğumu göz ardı etmekten asla çekinmezdi.
Gözlerimi tekrar açtığımda karşımda duran kişi evleneceğim adam değil, bir başkasıydı. Kaşlarımı çatıp etrafa baktığımda ise düğünümde değildim. Çok arzu ettiğim için böyle bir yeri gördüğümü düşünerek gözlerimi tekrar kapattım ve kafamı salladım ancak her açtığımda karşılaştığım manzara aynıydı: Kabarık, şatafatlı ve oldukça güzel dönem kıyafetleriyle partnerlerini büyüleyen kadınlar; renkli dönem takımlarıyla kadınların beline elini yerleştirmiş erkekler; tavandan sarkan kocaman avize; altın sarısı, göz kamaştıran salon düzeni; herkesten yukarıya yerleştirilmiş koltuklarda oturan taçlı insanlar; odanın bir kenarında duran ve çaldıklarıyla herkesi mest eden müzisyenler... İzlediğin ve dinlediğim peri masallarına benziyordu her yer. Bu yüzdendir ki nerede olduğumu unutarak kendimi kaptırmıştım. Ta ki dans ettiğim adam beni çağırana kadar-
Bir dakika. Neden her şeye bu kadar aşinaydım? Benim olmayan bir isme, hiç bilmediğim bir dansı ederken dönmüştüm. Neler oluyordu?!
Dans ettiğim adamı bir hışımla kendimden uzaklaştırdığımda gözler üzerimize dönmüştü ve şarkı sanki ana karakterlermişçesine durmuştu. Ne yapacağımı bilemeyerek etrafta gezdirdim gözlerimi. Nereye kaybolmuştu o tanıdık his? Şimdi her şeye yabancıydım. Beni az önce çağırdığı isim de artık yabancıydı, herkesin ayak uydurduğu o dans da. Gitmem gerekiyordu. Ama nereye? Burası gerçekten hayalden mi ibaretti? Ya salonu terk ettiğimde yine kendimi kaçmak istediğim yerde bulursam? Şimdilik sadece bu kalabalıktan uzaklaşmalıyım.
Hızlıca balkon olduğunu düşündüğüm yere doğru adımladığımda tek gayem her şeyi düşünebileceğim bir yere gitmekti ancak bacaklarımın titremesiyle kendimi yerde bulmam bir olmuştu. Her yer karardığında ise almak istediğim derin nefes boğazıma dizilmişti.
Şimdi ne olacaktı?
...
merhaba! böyle hep mangalarda gördüğümüz bir konuyla geldim. yazma işinde gitgide daha da kötüye gittiğim için bunu biraz alıştırma niyetine yazıyorum. muhtemelen muhteşem bir olay örgüsü olmayacak. sadece bambaşka bir dünyaya gözlerini açan yetişkin bir kadının, önceki hatalarını yapmayıp her şeyi göze alarak müzik için savaşmasını ve aşkı işleyeceğim sanırım.
sevdiğiniz şeylerden asla vazgeçmeyin. (tabii size veya başkalarına zarar vermiyorsa.) klişe ama bu sizin hayatınız ve yaşamalısınız. ne pahasına olursa olsun hissetmelisiniz.
güle güle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fairytale's musician
FantasyBir dakika. Neden her şeye bu kadar aşinaydım? Benim olmayan bir isme, hiç bilmediğim bir dansı ederken dönmüştüm. Neler oluyordu?! Şimdi ne olacaktı?