İSLAM NURU 3.BÖLÜM

53 20 5
                                    

Selamün aleyküm Değerli Okurlar
Yusuf'un hislerini merak edenler hadi buraya!!
Güzel bir aşk doğacak , daha önce ne görülmüş ne de duyulmuş.
İnanılması güç belki ama çok masum ve güzel bir aşk hikayesine konuksunuz.
Aşkın kirli duygulara alet olamayacak kadar yüce bir şey olduğunu bilin .
Şunu unutmayın , kalbiniz temizse , düşünceleriniz kirli değilse karşınıza çıkacak olan da öyledir.

Yusuf'tan

Arkadaşlarım ile kafede oturuyor ve sohbet ediyorduk .
Bir anda ortam sessizleşti , sessiz kaldık , bir süre.
Kahvemden bir yudum alarak düşüncelere daldım.
Fransa da 6 senedir yaşayan bir Türk olarak , asimile olmadığıma şükrediyordum.
Buranın kültürü bizim Türkleri yozlaştırabiliyordu.
Zaten para kazanıp , birikim yapmaktı amacımız.
Kardeşimin okulunu bitirmesini bekleyecektik, birde .
Burası müslümanlar için sıkıntılı bir yerdi.
İslam düşmanlığı vardı .
Bizim Türklerin bir arada olduğu semt vardı.
O da Fransanin Saint-Denis semtiydi .
Uzun süredir burada annem ve kız kardeşimle yaşıyorduk.
Tam 6 senedir buradaydım.
İş bulabilmek için Fransa'ya gelmişti, Babam.

Babam ...
Buraya dördümüz gelmiştik ,
Ama üç kişi kalmıştık...
Trafik kazasında şerampolden yuvarlanmıştık .
Bize birşey olmamıştı, yaralı kurtulmuştuk, belki ama babam feci bir şekilde hayatını kaybetmişti.
Ve sanırım kaza nedeni beyin kanaması geçirmesindendi.
O kadar zor bir şeydi ki benim için ve o yaşlarda genç bir delikanlı idim .
Unutamadığım bir travma olduğu için kendime gelmem iki yılımı almıştı.
Tam 2 sene kendime gelemedim.
Sonra bakmam gereken ailem olduğunun farkına varınca kendime geldim.
Rabbimden ümit kesmem doğru değildi.
Eminim ki babam yaşasaydı, işlerin başına geçmemi isterdi.
Onun yokluğu omuzlarıma yük olup binmişti.
Şimdi kız kardeşim Hafzaya ve anneme ben bakıyordum.
Onlar babamin en güzel emanetleriydi , bana .
Zor olsada elbette kolaylığı da vardı.
Zaten kardeşim bir yandan çalışıyor bir yandan da okuyordu.
Hem okuyup hem çalışması çok zor olacağı için çalışmamasını istedim .
Ama o ısrar etti ve birşey söylemedim.
Eve katkıda bulunmak istiyordu.
Onlara birşey olursa , kendimi affetmezdim.
Hayatıma elbet yön vermek zorundaydım.
Eğer Rabbimden ümidimi kesseydim bir müslümana yakışmayacak harekette bulunacaktım.
Çok şükür babama verdiğim sözü tutup ,mimar olmuştum ve ek olarak mahallemizin camisinde imamlıkta yapıyordum.
Sesimi beğenirlerdi , ezanda okurdum.
Halis benden güzel okurdu .
Üç senedir bizim mahalleden arkadaşımdı.
Müezzinliği o yapıyordu.
Ona türkü de söylettirirdik , böyle arkadaşlar bir araya gelince , çok manidar oluyordu.
Ama arkadaşlarım benim sesimi daha güzel bulurlardı .
Onlar için sevdiğim türküyü seslendirirdim.
Neşet Ertaştan "Neredesin Sen"...

Ali Mirza da benim gibi mimardı ve iş işin bir süre iranda kalıp buraya gelmişti.
İran'da işini iyi yaptığı için saygı kazanmıştı ve ingilizce dilinin yanında Farsça bilmesi de avantajdı.
Bazı projelerde yardım alırdım ,ondan.
Benden tecrübeliydi.
Çiçeği burnunda evli bir arkadaşımdı...

Birde polis dostum vardı , Selim diye.
O benim küçüklükten beri dostumdu.
Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi ama bize yakın bir yerde oturmuyordu, ne yazık ki.
Sürekli olaydan olaya koştuğu için müsait olamıyordu, operasyon yoğun oluyordu ,bu yüzden yanımızda değildi .
Burada yabancılara pek rastlamak mümkün değildi.
Türk kardeşlerimiz fazlaca vardı ve memleketten insanları görmek özlem duygumu artırıyordu.
Burnumda tütüyordu , güzel memleketim.

Mafate kafe de Halil ve Ali Mirza ile sohbet ederken zaman çabuk geçiyordu.
Kahve soğumuştu , bile.

-Beyler ben kalkıyor.Munise aradı , açmazsam eve almamak beni .

İSLAM NURU (Orijinal)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin