üçüncü nota.
Zaman su gibidir.Benzetmesi hep yapılır zaten.Su gibi aktı gitti,derler genellikle.Kimse o akan zamanın bizden ne götürdüğüne bakmaz özünde.Zaman bazen ilaç,bazen zehirdir.Tıpkı bir delibal gibi.Delibalın fazlası zehir,delibal zehir...Zamanın da azı karar, fazlası zarar.
İki gün geçmişti Park Jimin'in yüreğime notalar döküşünün üzerinden.O gün çocukluğuma dönüp ilk defa ağlamıştım yıllar sonra birdenbire.Park Jimin ellerimden tutarken çirkin olmadığımı söylemişti.Bırakmayacağını söylemişti beni,oysaki hayatımdaki herkes bırakıp gitmişken beni.Nasıl inanırdım ki onun bu beni kendine inandırmaya zorlayan sözlerine? İnanmalı mıydım?
İki gündür dışarıdan bakınca yaşıyor gibi dursam da yaşamanın yakınından bile geçmiyordu bedenim.Tek yaşam belirtim nefes almak iken ruhumun ölü toprağının üstünde çiçekler açmıştı günbegün.
Kaçmıştım.Bir aciz gibi kaçmıştım Park Jimin'den.Onun gözlerinden,gülüşünden,dokunuşlarından.Kaçarsam unuturum sanmıştım.Unutamadım.Ondan kaçmaya çalıştığım her saniyede bileklerime zincirler,ayaklarıma prangalar vuruldu birer birer.Nefesimi kesmelerine çok az bir vakit kalmıştı.
Düşünme yetimi,hissetme yetimi anbean kaybetmiştim Park Jimin'den uzak kaldığım anlarda.İki gün boyunca her gece sahnede şarkılar söylemiş ama ben cesaret edip gidememiştim onu dinlemeye.Kaçar gibi uzaklaşmıştım gazinodan.Geçen iki sabahta kahvaltı yapmışlardı ve ben ona bile gitmemiştim.Notalarımız ondaydı,şarkımız ellerindeydi.
Ve ben buna rağmen,seni bırakmam deyişine rağmen ondan bir ömür uzak kalmış gibi hissediyordum.
Dalgınlığım hareketlerime ve duygularıma da sekte vururken kolumda incecik bir dokunuş hissettim.İrkildim aniden rüzgar gibi gelen dokunuş karşısında.Sol yanımda kırgın gözlerle bana bakan beden,1984 yılının kavruk sıcağında bana zemheriyi yaşattı.
"Aramıza bir ömür girmiş bayım,aramıza iki günün ömrü girmiş." Düğüm düğüm oldu boğazım.Yutkunmak zorunda kaldım konuşmak için.Ne diyebilirdim ki iki gün boyunca ondan kaçar gibi uzak kalmışken.Hakkım var mıydı tek kelime etmeye?
"Özürlerim manasız kalacak,bilirim.Lakin sizle ben çok farklı dünyaların insanıyız Bay Park." Titrek bir nefes dudakları arasından kaçarken kolumdaki eli su misali süzülerek düştü bacağının yanına.Ellerimin güçten kesildiğini hissettim.
"Neden? İkimiz de insan değil miyiz? İkimizde etten kemikten değil miyiz? Neden farklı dünyaların insanı olalım ki?"
Diyemedim ona sen Bay Shin'in zaafı,parlayan bir güneş; ben ise sıradan bir garson,bir çalışanım diye.Hayatlarımız birbirinden farklı,yaşayış tarzlarımız,uğraşlarımız farklıydı birbirinden.Park Jimin ne kadar parlak bir yıldızsa,ben o kadar sönük bir taş parçasıydım.
"Anlayın efendim,rica ederim anlayın.Görmez mi gözleriniz size bakanları,işitmez mi kulaklarınız size söylenenleri? Ben kimim ki yanınızda?" Hiddetle bir adım yaklaştı bana doğru.Cümlelerim sinirlendirmiş,gözlerini doldurmuştu onun.
"Siz kim misiniz?" dedi gerçekten sorar gibi.Kafamı hafif eğikti bana doğru. "Siz herkes olmayansınız bayım.Siz herkes değilsiniz.Bende yeriniz bu kadar farklı iken,üstelik birkaç günde; neden böyle yapıyorsunuz bayım? Neden uzak duruyorsunuz benden?"
Dudakları tir tir titrerken güçsüz bir ses tonuyla benim nefeslerimi kesecek bir soru sordu.Sormamış olmasını dilerdim çünkü verecek net bir cevabım bile yoktu.
"Çirkin miyim ben?" Öne eğdiğim başım ani bir hızla havalandı onun yüzünün hizasına doğru.Göz bebeklerim titredi güzelliğine,söylediği sözler birer birer öldü onun önünde eğilerek.Bir insan kendinin bu kadar farkında olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nota Dumanları,Yoonmin
Fanfic"Notalarımız yandı, bayım." "Notalar ezberimizde,notalar yanmaz ki." "Demeyin öyle,notalar da yanar bayım.Notaların da dumanları olur." 27.08.2022 ~ 12.10.2022