𝙳𝚞̈𝚜̧𝚖𝚊𝚗 𝙲̧𝚎𝚝𝚎 [𝑀𝑖𝑘𝑒𝑦 𝑋 𝑅𝑒𝑎𝑑𝑒𝑟]

Özür..

Koridorun sonundan gelen bir sesle irkildim ve oraya döndüm..

Senin ne işin var PİÇ!
Piç
Piç
Mikey..
Piç

Mikey yanımıza gelirken arkasında Draken, Pah ve Peh vardı..
Ne hakla geldiler?

"Yui ben.."

Mikey tam önümde durdu, konuşmasına devam etmeden Tokat geçirdim..

"Hani kadınlara el kaldırmazdınız?"

Draken'in sinir dolu bakışları beni daha da sinirli yaptı..

"Ben yapmadım ama.."

"Ama senin öve öve bitiremediğin o 'güçlü' çete üyelerin yaptı."

"Yui, bak anlamıyorsun.. ben de yeni öğrendim olanları.. onlar adına özür dilerim."

"Özür? Özür dileyince bu kızlar iyileşti mi? Yuma yoğun bakımdan çıktı mı! Hikari'nin kolu iyileşti mi! İzumi'nin durumu hafifledi mi!? ÖZÜR DİLEYİNCE GEÇMİYOR!"

"Ne yapmamı istersen yaparım.."

"O teklifi kabul et!"

Mikey başını kaldırdı ve bana baktı.

"Aksi taktirde.. hiç düşünemeyeceğiniz bir işkenceye hazır olun."

"Ama Yu-"

"Siktirip gider misin"

Mikey ve arkasında kiler gitti..
Bir sandalyeye oturdum ve ellerimle yüzüme hava vermeye çalıştım..
Dirseklerimi bacaklarıma koydum ve başımıda ellerimin üzerine koydum...

Özür..
Özür..
Özür dileyince geçiyor heralde..
Özür..
NE ÖZRÜ BE!
SİKERLER ÖZÜRÜNÜ!
ÖZÜR İLE GEÇECEK OLSAYDI BEN O GEÇMİŞİ YAŞAMAZDIM!
BEN O KİŞİLERLE TANIŞMAZDIM.
BEN O MİKEY İLE GÖRÜŞMEZDİM.
ONU TANIMAZDIM.

Arkadaşlığımız da özür ile bitti..

///
Yui ve Mikey'nin arkadaşlıklarının bozulma sebebi*

"Mikeyy."

Mikey, bana baktı ve tekrar önüne dönüp yürümeye başladı.
Ahh hadi amaaaa
Bu gün benimle hiç konuşmadı.

"Mikeyy benimle neden konuşmuyorsunn, trip mi atıyorsun yoksaa."

Neşeli sesim Mikey'yi pek mutlu etmemiş gibiydi.
Aniden durdu ve arkasına döndü.

"Sen onu gidip sevgiline sorsana!"

Sevgilim mi?
Haa
Ya bu çocuk salak yaa
O benim ikizim!

"Sen Yua'yı diyorsunn iyi de o benim ikizim."

"Bana bu basit yalanlarla gelme!"

"Ne yalanı Mikey."

"Bana Mikey deme! Sevgilinle ilgilensene sen!"

"Bana neden bağırıyorsun ki? O benim ikizim, neden inanmıyorsun."

"Yalanlara neden inanayım."

Gözlerim dolmaya başlamıştı...
En yakın arkadaşım bana inanmıyor..
Ama neden!
O benim ikizim!
Ve hastaydı diye onunla bir güncük geçirdim..

Bana neden inanmıyorsun Mikey?

"Ayrıca onunlayken hiç ikiz gibi değildiniz?!"

Bi dakika..
Mikey ikizimin saçı kısa diye erkek mi sandı onu..
Ah be Mikey..
Hiçbir şeyden haberin yok..

Bilemyenler için anlatayım..
Benim ikizim kanser diye bir hastalığa yakalanmış.
Annem geçiçi dedi, ve ikizimin saçını kesmesi gerektiğini yakında dökülüp daha güzellerinin geleceğini söyledi..
Kardeşim hastanede kalacakmış zaten, orada onu iyileştiriyorlar, ve ikizim geldiğinde o güzel saçlarını kıskanacağımı söyledi.
Bende dün doktor ablalardan izin aldım ve ikizim ile gezdim.
İkizim maske takıyordu çünkü hapşurunca hastalığı bana da geçermiş.

(Kanser böyle bir şey değil ama Yui'nin annesinin Yui korkmasın diye uydurduğu bir hikaye.)

"Bana neden inanmıyorsun?"

"Çünkü yalancısın.. özür dilerim, ben artık arkadaş olmak istemiyorum.."

"Ama mikey.."

Gitti.
Ama..
Neden gittim mikey..

///
Şimdi ki zaman*

Ay he Yua..
Mikey o gün bana inanmamıştı..
Sonrasında da Tokyo'dan ayrılmıştık zaten..
Sen de benden ayrıldın...
Biz hani ayrılmaz ikiliydik Yui..
Hani ayrılmayacaktık...

Herkesi tek tek kaybettim..
Mikey..
Annem..
Yua..
Hana..
Eski arkadaşlarım..
Babam..
Herkes..

Bunları düşünmemem lazım..

"İzumi Watanabe'nin ailesi kim?"

Aniden ayağıya kalktım ve doktorun yanına gittim.

"Buyurun doktor bey."

"Siz nesi oluyorsunuz."

"Ben arkadaşıyım, ailesi burada yaşamıyor."

"Pekala İzumi'nin durumunu haber vermek için geldim."

"İyileşiyor mu?"

"Evet şu an gayet iyi."

Yani burada da çok meraklı bir yerde durdurmadım.
Kıymetimi bilin ayol.
Herneyse
Poka-Poka (≧▽≦)