Vampire of Love : taekook

4| Ellerim Çoktan Kana Bulanmıştı.

Kim Namjoon...

Yüzyıllardır Kim soyunun başıydı. Herkesin korktuğu, soracağı soruyu iki kere düşündükleri, kudretli bir komutan ve aynı zamanda klanın en güçlü vampiriydi. Kimse ona karşı gelemez bir söylediğini ikiletemezdi. Şimdiye dek klanın içinde hiyerarşiyi böyle sağlamıştı; güçlü ve sarsılmaz otoritesiyle en çok da Min ordusunun korkulu rüyası haline gelmişti.

Vampir birliklerinin zarar görmemesi ve soyunun tehlikeye girmemesi adına birtakım katı kurallar koymuştu; bunların en başında şüphesiz bir vampirin ölümlü bir insana bağlanmamasıydı. Sırlarını açığa çıkarabilme ihtimali vardı. İnsan soyundan birini kendi birliklerine katarak herkesin tehlikeye girmesini önlemekti amacı. Bu nedenle vampirlerin insana aşık olmaması kuralını koymuştu listenin en başına. Listenin devamı ise vampirlerin gündüz vakti, uluorta yerlerde insanların veya diğer canlı varlıkların hayatlarına kastetmemesiyle devam ediyordu. Daha önce bir kez bu kural çiğnenmişti, Daegu polisleri şehirde bir katil dolaştığını varsayarak soruşturma bile başlatmıştı fakat sonucu asılsız çıkınca soruşturma öylece kapanmıştı.

Birkaç polis kurbanların el bilekleri ve boyun kısımlarını kaplayan ufak tefek ısırık izlerine rastlamasına rağmen bir sonuca varamamışlardı. Soruşturmayı detaylı bir şekilde ele alan savcıya güçlü herhangi bir delil sunamamışlardı. Hal bunu gerektirince soruşturmayı öylece kapatma kararı almışlar ve dosyaya hayvan saldırısı olarak işlemişlerdi cinayetleri.

Halbuki gerçekler bir bir ortaya dökülse şehirde kaç insanın gönüllü olarak kalmak isteyeceğini kestiremiyordu.

Listenin sonlarını çeken bir başka ve diğerlerine kıyasla bir nebze daha önem taşıyan kural; çoğunluğu safkan soyundan olan Kim klanının düşman kabilesine karşı sınır çizgisini korumalarıydı. Düşman kabileden antlaşma dışı atak gelmedikçe savaş açmamaları, içlerinde kurduğu sükuneti sağlamaları gerekliydi.

En önemli başlıca kurallar bunlar iken diğer maddeleri beslenmeyle ilgili ufak tefek birkaç detay süslüyordu. Vampirlere göre o ufak tefek kurallar fazla kayda değer gelmiyordu çünkü beslenme şekli açlıklarını nasıl hissettiklerine ve giderebildiklerine bağlıydı. Tabii, Kim Namjoon'dan sonra başa gelmeye layık olan Kim Seokjin önde olmak üzere vampirlerin hayvan kanıyla beslenmeleri uygun görülüyordu tüm klanda.

Tabii ki tüm bu kuralları umursamayıp çiğnemeyi seçen ve gereken cezayı alan vampirler de bulunmuyor değildi.

Kim Namjoon'a göre kuralları birden fazla kez çiğneyen ve asla yaptığı hatalardan ders çıkarmayıp tekrarlayanlar listesinin başını melez vampir Kim Taehyung çekiyordu.

Şüphesiz bu sorunun cevabı Taehyung'du ona göre.

İnsan hayatına göre uzun vampir hayatına göre kısa sayılabilecek bir zaman kadar önce Kim Namjoon korkunç bir saldırıdan kılpayı ölümden döndürmüştü Taehyung'u. Vampir soylarının safkan olanları genellikle açık hedef belirledikleri insanlarla açlığını giderdiklerinden dolayı Daegu'nun kervan geçmez, izbe bir yerini mesken tutup gözüne kestirdiklerini kendilerine av olarak aldıkları yerdi; her şeyin bittiği ama aynı zamanda bambaşka dünyanın kapılarının aralandığı yerdi, Taehyung'un insan kimliğini bir kenara attığı ve artık tanımlamaya kelime bile türetemediği bir kişiliğe büründüğü yerdi.

Her sıradan akşamında olduğu gibi çalıştığı mekandan çıkıp evinin yolunu tutmuş başına gelebilecek bütün kötülüklerden habersiz kulağında kulaklığı elinde telefonu gözleri yer ve karanlık sokaklar arasında mekik dokur halde yürüyordu. Bir iki sokağı aşıp ardında bırakmıştı ki yolunu kesen birkaç genç üzerinde ne var ne yok gaspetmek istediğinde onlara karşı ani bir direniş göstermişti. O üzerindeki hiçbir şeyi vermemekte kararlı, karşısına dikilen gençler de almakta ısrarcıydı. O an ki cesareti bir nebze de olsa deli işi gibi gelmişti fakat kolay kolay pes etmeyeceğini belirtir gibi bakmıştı gençlerin gözlerine.