.
.
Bir insana nasıl aşık olabilirsiniz? Görür görmez mi, yoksa zamanla mı? Hayır bizimkisi ikisi gibide değildi. Aramızda gerçek bir nefret vardı. Nefretle aşk arasında da ince bir ip.O ipi kopardı bakışlarıyla, davranışlarıyla; konuşmasıyla, tüm bütünüyle koparıp üzerimden bir fırtına gibi geçti. Ucu bucağı olmayan hoyrat bir fırtına gibi, ağaçları köklerinden söküp alan.
Ne ara bu hâle geldiğimi anlayamadım.
Fark ettiğimde o kadar tuhaf gelmişti ki insanlar bana ona aşık olduğumu söylediğinde inanamamıştım bile. Artık sadece gündüz olacak güneş asla batmayacak, tüm kötülükler son bulacak, kimsenin canı yanmayacak, kalbi kırılmayacak denmiş kadar saçma.Onu sevmek, benimsemek, kıskanmak, sahiplenmek çok saçma.
O benim en saçmalığımdı.
Aşkım derdi bana, sinirlenmem için. Bunu gerçekten demesini istemiştim, kalbinden söylemesini; yapmamıştı.
Zekiydi. Fazlasıyla zeki. Her hamlesini defalarca kafasında tartar, en uygun zamanda oynardı bu oyunu. Tüm taşlar onun elindeydi, bense işe yaramaz diye umursamayıp, geride bıraktığıydım belki de.
.
.