2~2

134 10 1
                                    

Her şey güzel gidiyor diyemem ne yazık ki. Ama en azından bu hissettiğim gerginlik ve yakalanma korkusu bile kalbimin çırpmasını sağlıyordu. Özellikle de beyefendi sıkı sıkı tembihlediği halde, kendisi bana kaçamak bakışlar atarken...

Joseph'la ne olduğumuzu hâlâ bilmiyorum ama bu bir haftadır devam ediyordu ve adını koymaya bile gerek yokmuş gibi hissediyordum.

Ortak karar alarak henüz kimseye söylememiştik çünkü ben önemsemesem de o aramızdaki yaş farkından dolayı arkadaşlarımızın tepkilerinden korkuyordu. Hayranlar da korkunç tepki gösterebilirdi ama sonuçta tanımadığımız insanların bizi yönlendirmesine izin veremezdik. Amcak arkadaşlarımız, her ne kadar yine kendi bildiğimizi okuyacak olsak da Joseph korkuyordu işte.

Yarım saat önce buraya gelmeden önce de bana çok göz göze gelmeyelim demiş ve şimdi sürekli bana bakıyordu.

Tanrım, ben zaten zor durumdayım!

Bir de Nathaniel... O biliyordu çünkü bizi öpüşürken görmüştü ama bunu sadece ben biliyordum. Joseph henüz Nathaniel'in bildiğini bilmiyordu.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle ekran kilidini açıp baktım.

Nathaniel: .

Valerie: ?

Bu sefer de Nathaniel'in telefonundan bildirim gelirken bu kimsenin ilgisini çekmemişti, bir kişi dışında. Kim olduğunu söylememe gerek var mı?

Joseph elindeki kupasını masaya bırakıp bana ve Nathaniel'e baktı.

Nathaniel: ....

Ne yapmaya çalıştığını anladığım için ona uymadım. Cevap yazmadığımı görünce kaşları çatılmış ve bana yapmacık bir sinirle bakmıştı. Bir kere daha telefonumdan bildirim sesi geldiğinde Joseph dişlerini sıkarak ikimize bakıp duruyordu. Kıskanması bile bana göre aşık olunasıydı.

Bir kere daha telefonumdan bildirim sesinin yükselmesiyle telefonumu Nathaniel'in kafasına fırlattım. Sonra sessize almak aklıma geldi ve bunu daha önce neden akıl edemediğim için kafamı duvarlara sürtmek istedim.

Nathaniel bana muzurca bakıp ayağa kalktı ve ima eder gibi, "Arkadaşlar benim lavaboya gitmem lazım." dedi. Sonra da bana kafasıyla gelmemi işaret edince Joseph dişlerinin arasından tıslayarak onu durdurdu.

"Otur yerine."

"Çişim var Joseph"

Claire ona kınayarak bakarken, Daniel gülüyor ve Joseph daha çok sinirleniyordu.

"Tuvalet arızalı Nathan."

Nate Daniel'e dönerek, "Ama Daniel bunu söylemedi bana?" dediğinde Daniel de kafası karışmış gibi bakıyordu.

"Daniel'ın söylemesi mi lazım ikna olman için?"

"Evet çünkü onun evindeyiz ve bana bundan bahsetmedi."

"Adam sana neden tuvaletiyle ilgili detaylardan bahsetsin?"

"Detaylara ne gerek var canım? Tadilatta diyebilir."

"Canım?" Şimdi Joseph kafayı sıyırmış gibi bakıyordu ve her an ayağa fırlayıp Nathaniel'in kalbini sökebilirdi.

Ne karışacağım canım! İzlemesi keyifli oluyor.

"Şey, yani lafın gelişi."

"Olmasın bir daha."

"Tamam da ben çok sıkıştım, biraz daha zorlarsan üzerine işerim."

Ben gözlerimi kocaman açarken diğerleri kahkaha atmıştı ve Joseph mi? Ne yapacak canım sinirden kuduracak raddeye gelmişti.

"Nathaniel öyle bir şeyi aklından bile geçirirsen o çok değerlini kaybedersin."

Nate bunu duyduğu an gözlerini kocaman açtı ve hiç bir şey söylemeden hızla yerine oturdu. Diğerleri gülmekten yarılırken ben gülemiyordum bile. Çünkü sinirli bakışların hedefi şimdi de bendim. Ona diğerlerine çaktırmadan sevimlice baktığımda belli belirsiz dudağının kenarı kıvrılmıştı.

Tanrım, bu yaşadıklarım rüya gibi...

Tanrım, bu yaşadıklarım rüya gibi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BLOWE MY MİND~ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin