1☣

177 20 307
                                    

___________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

___________________________

Hayat acımasız, hayat senin düşündüğünden benim gördüğümden yarın başkasının çekeceğinden çok daha zalim, çok daha vicdansız...

Çok gülenin acısı çokmuş. Çok sevenin kaybettikleri...

Çok düşünenin derdi çokmuş.Çok değer verenin değersizliği...

En acıtanı en yakınındır. En çok beklemediğinden beklenir. Değerini değer verdiğin değerisizleştirir.
___________________________


Felix, masasında otururken çizdiği resme gözlerini dikmişti, fakat salondan yükselen bağırış sesleri, onun odaklanmasını bozuyordu. Fırçayı bırakıp telefona uzandı ve çalan şarkının sesini yükseltti, böylece aşağıdan gelen gürültülerin etkisini azalttı.Annesi ve babası arasındaki çekişme, evin her köşesini sarıyordu. İkisinin yükselen sesleri, Felix'in odasına kadar ulaşıyordu.

Felix, aşağıdan gelen seslerin şiddetlenmesiyle birlikte çalışma masasından kalktı. Çizimlerini yarıda bırakarak eskiz defterini masadan aldı ve sırt çantasına yerleştirdi. Odanın içinde hafif bir telaşla dönüp, ceketini giydi. Ceketinin cebinden şapkasını çıkardı ve kafasına yerleştirirken, odayı gözden geçirdi. Botları zaten odanın bir köşesinde duruyordu; kavga başladığında giymek için hazırlandığı için her zaman bu şekilde bırakırdı. Her seferinde olduğu gibi, Felix alışkın olduğu bir ritüel olan kaçış planıydı.

Pencerenin yanına doğru ilerlediğinde, Felix'in elleri hafifçe titriyordu. Camı açarken, içindeki kararsızlık ve korku arasında gidip geliyordu. İlk başlarda, pencereden atlamak onu dehşete düşürürdü, fakat zamanla bu korku, kaçmaktan başka bir çıkış olmadığını kabullenmesiyle yavaş yavaş yok olmuştu. Artık kaçışın, oda içinde yaşadığı sıkıntıyı unutmak için tek çaresi olduğuna inanıyordu. Odasında kalmak, annesi ve babası arasındaki kavgaların yarattığı gürültü ve huzursuzlukla başa çıkmak anlamına geliyordu, ki bu da onun için dayanılmazdı.Pencereden dışarı baktığında, hafif bir esinti yüzüne vurdu ve sahilin sakin manzarası onu biraz olsun sakinleştirdi. "Anlaşamayan bir çift neden hâlâ birlikte olmaya devam eder ki?" diye düşündü Felix. Bu düşüncelerle dolu olan zihni, kararını pekiştirdi. Kaçışı, onun için bir kurtuluş ve özgürlük ifadesiydi.

Kavga başladığında kaçar bir kaç saat sahilde takıldıktan sonra ses çıkarmadan odasına geri girerdi. Felix pencereden aşağı atlayıp sahile doğru yürümeye başladı.

Sahile gittiğinde çoğu zaman müzik dinlerdi ama arada dalgaların sesini dinler ucu bucağı olmayan hayallere dalardı, rahatlatırdı onu dalgalar. Bazen dalgalara karışıp kaybolmak isterdi ama sonra bu fikri saçma bulurdu ve hemen aklından bu fikri silmek için resim çizmeye dönerdi.

Silent cry - ChanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin