1.3K 132 170
                                    

Yazdığım mesajdan saniyeler sonra hızla üst kata çıkmış ve yarım saniyedir kapısını tekmeliyordum ama inadına bana kapıyı açmıyordu.Ah..cidden mi?

"Beom?"

Ses gelmedi.

"Açsana şu kapıyı" ve yine ses yok.

"Açmazsan kapıyı kırarım"Kesin ve kararlı sesimle amacım onu korkutmaktı tabiikide kırmayacaktım ama o korkmuş olmalı ki içerden gelen adım sesleri kapının tam önünde durdu,birkaç saniye bekledikten sonra kilitleri teker teker çevirip kapıyı bana açtı.

"Sonunda!"

Hiç vakit kaybetmeden üstüne atlayıp kapının girişinde onu gıdıklamaya başlarken dışardan gören bir kişi bizim boğuşup kavga ettiğimizi bile düşünebilirdi.

Beom'un kahkaları açık olan kapıdan apartman boşluğuna yankılarken üst kattan duyduğum kapı açılma sesiyle adeta götüm tutuşmuştu.Sürünerek gidip kapıyı kapattığımda sırtımı yaslayıp ona susması için işaret verdim.

"Noldu?"

"Üst komşu Bay Gye sanırım bizi duydu benim de götüm tutuştu kapattım.Yoksa gelip bizi azarlardı biliyorsun"

Kafasını sallayıp yerden kalkmaya çalıştığında sürünerek arka bacağını tutup yüz üst düşmesini sağladım.Yüzünün parkeye yapışıp ses çıkarmasıyla kahkamı tutamayıp gülmeye başladım.O kadar komik gelmişti ki aralıksız 5 dakika gülmüştüm hatta bir ara gülerken kendimi yerlere bile atmıştım.O ise somurtkan ve sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Gel buraya"

Kollarımı açıp onu çağırırken o ise hâlâ somurtmuş bir ifadeyle yere bakıyordu.

Yerde popomu sürterek yanına ilerlerken kollarımı ona dolayacağım sırada beni elleriyle göğsümden itmesiyle sırtım sert zemine çarpmıştı.

"Ah napıyorsun!"

Yüzünde sanki yıllardır intikam almayı bekleyen biri varmış gibi tehlikeli bir şekilde güldü.Çok mu ciddiye alıyordu yaptığım şakaları..

Elleriyle yerde emekleyerek gelip bacak aramda durduğunda şuan naptığımızı sorguluyordum.

Ellerini kazağımın eteklerinden tutup yukarıya doğru kaldırınca naptığını sormam gerekiyordu.

"Sen napıyorsun?"

"Kazağını çıkar"

"Ne!"

"Üşümeni istiyorum kazağını çıkar"

Ciddi bir yüz ifadesiyle suratıma bakarken ellerim çoktan buz kesmişti bile.Kazağımdan tutunca bile bir garip hissetmiştim..

"Sen çıkar"

Bekle bekle bunu söylemiş olamam değil mi?Arkadaşına böyle bir şey söylemen ne kadar doğru Tae..

Söylediğimin üzerinden yarım saniye geçmeden vücudumu kaldırıp kazağımı çıkartıcaktım ki kazağı tutan ellerimin üstüne ellerini koydu o an ellerim daha da buz kesti.

Daha kazağı çıkarmadan üşümüştüm.

"Ben yaparım"

Ellerimi kazaktan çekip onun yapmasına izin verdim.Kazağı vücudumdan yavaşça ayırırken bu sefer de yanmaya başlamıştım.Bu çocuk.. ayarlarımı alt üst etmişti.Dengem şuan şaşmış durumdaydı.

Kazağı kafamdan çıkarıp tamamen çıplak kalmamı sağlamışken gözleri vücuduma kaymıştı.Başka kayacak bir yer yok zaten.

"Ah Tanrım bu kadar iyi vücudu ne ara yaptın Tae? Bende sen hep ders çalışıyorsun diye biliyordum ama demek spora da ayıracak vakit buluyormuşsun"

Utangaç bir şekilde gülümseyip gözlerimi yere diktiğimde hızla ayağa kalkıp elini uzattı.

"Sana buzlu bir kahve yapalım o zaman"

Elini tutup birlikte mutfağa gittiğimizde buzlu kahveye ihtiyacım olduğunu hissettim çünkü şuan her yerim yanıyordu.

"Çok acımasızsın"diye söylenmeye başladım.

"Beni gıdıklayıp yere yapıştırırken hiç öyle demiyordun ama.."

"Ah her neyse.."Oturup onu beklemeye başladığımda işini bitirip elindeki tepsiyle mutfaktan çıktı.

"Film aç da izleyelim"

Peşinde ilerleyip televizyonun başına geçtiğimde filmlere bakmaya başlamıştım.

"Hiç güzel film yok"

"O zaman anime izleyelim" diye fikir sundu.İlla birşey izlemek zorunda mıyız amk.

En sevdiği anime olan Junjo Romantica'yı açıp oturduğumda ellerini sevinçle çırpıp koltuğa oturdu bende yanına oturdum.

"En sevdiğimi açmışsın"

Artık kaçıncı kez izlediğimi hatırlamadığım bu animeyi sırf onun için tekrar izleyecektim.

~✽~

Bi süre sonra uykumun da gelmesiyle yavaş yavaş gözlerim kaymaya başlamıştı ve oturduğum yerde iyice sinmiştim.

"Taehyun"

Tatlı sesi kulağıma dolduğunda zor da olsa gözlerimi kırpıştırıp ona baktım.

"Bunu giymelisin"

Elinde tuttuğu kazağımla bana bakıyordu.

"Boşver"

Mırıltıdan farksız çıkan sesimle ne ara bu kadar çok uykum geldiğini anlayamamıştım.Aslında yorgun değildim.

Yanıma gelip kollarımdan kazağı geçirmeye çalıştığında ise kollarından tutup onu kendime çektim ve sarıldım.Şaşırdığına emindim bende şaşırmıştım bir anda böyle bir şey yaptığıma.

"Biliyor musun çok uykum var"

Kulağına doğru konuştuğumda bu sesim daha kısıktı ve beni duymuş olması da neredeyse imkansızdı.

"O zaman uyuyalım"

O da fısıltıyla kulağıma doğru konuştuğunda duymuş olması şaşırtmıştı.

Kollarını benden ayırmaya çalıştığında onu durdurdum.

"Burda uyuyalım kalkacak halim yok"

Kafasını sallayıp bu sefer kollarını yanıma yatmak için ayırmaya çalıştığında yine durdurdum.

"Böyle kal"

"Üstünde mi uyuyayım"

Tatlı bir şekilde gülüp konuşurken aklına bir şey gelmiş gibi tekrar konuştu.

"Sen kahveden dolayı sarhoş mu oldun acaba ne bu hâller?"

Hâlâ gülüyordu hâlime.

"Senin yanında hep sarhoş oluyorum"

"Senin yanında hep sarhoş oluyorum"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iyi geceler 💘

anti friend || taegyu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin