Kavga

373 12 7
                                    

Söylene söylene elimdeki telefonu komidinin üstüne bırakmıştım.

Yine ne dediği belli olmayan birisi Rıdvan'a sallıyordu.

Tweet'in linkini kopyaladıktan sonra "Tinerciler" grubuna giderek linki attım ve altına şöyle ekledim.

_Biliyorsunuz zaten yapacağınızı.

Anında gelen yanıtlarken ben de Tweeter dönüp Rıdvan'ı savunmaya geçmiştim.

Bir süre sonra annemin yemeği hazırlamam için beni çağırmasıyla klasik Twitter kavgam da bitmiş oldu.

Yemeklerin altını ısınmaları için açtığımda tabakları ve çakalları masaya yerleştiriyordum.

Annem ise ısınan yemekleri tek tek tabakları paylaştırdı.

Babam ve kız kardeşim de sofraya geldiğinde güzel bir sohbet eşliğinde yemeğimizi yiyorduk.

İstanbul'dan ara tatilde Giresun'a dönmüştüm. Okuldan dolayı buraya çok fazla gelemiyordum.

Yemekten sonra bulaşıkları toplayıp çay koymuştum.

Babam salonda Giresun'un maçını izlerken kız kardeşim ise odasında oyun oynuyordu.

Annem ise üst kattaki komşuya gitmişti.

Ben de babamın yanına gittim ve bir kaç haftadır sormayı planladığım şeyi sordum.

_Baba, üniversite de dersleri hocalar artık yazılı olarak değil de internetten veriyorlar. Telefondan takip edilmiyor. Ben de şimdiye kadar biriktirdiğim paralarla tabletin neredeyse yarısınıcalabiliypeuö. Acaba üstünü tamamladan olur mu, diye sormuştum.

Vericeği tepkiden korkuyordum çünkü ne zaman biriktirdiğim bir şey olursa yatırım yapmak için benden alıyordu ve bunu altına çeviriyordu.

Bir şey istedipimdw söylemen yeter diyordu. Ama bu hiçbir zaman geçerli olmuyordu.

Bana dönüp "Telefonun var işte bir de sana tablet mi alalım. Zaten İstanbul'da eve çıkıcam diye tuttun çıkardım. Bir de yetmiyormuş gibi tablet mi istiyorsun?" deyince sinirlenmiştim ama ne yapabilirdim ki?

Annemin de gelmesiyle konu kapanmıştı zaten. Ben de eski odamdaki balkona çıkıp oturmuştum.

İnstagram'da hikayelrri gezerken Futbolmags'ın hikayelerine geçince hemen bir olay var mı diye dikkat kesilmiştim.

Hesabın adini Selin diye bir kızdı. Maşallah şimdi gerçekten işinde o kadar iyidi ki eline kimse su dökemezdi.

Onun hikayelerini okuyup Cengiz Alanya ilişkisinin yeni bilgilerini aldıktan sonra yine bir tane magazin hesabının hikayelerine geçmişti.

Bu da soru cevap yapıyordu. Soruların birinde Rıdvan'ı sormuşlardı.

Verilen cevapta "İskoçya'ya gittiğinde sevgilisiyle ayrılmış. Yakınından duydum" yazıyordu.

Hikayeyi ilk başta bizim gruba göndermiştim.

Sonrasında haftalık Rıdav'ın dmsini doldurma görevi için aynı hikayeyi ona atıp "Yakınların açık veriyor Rıdo" yazmıştım.

Bir gün dm kutusuna girip beni bulursa cidden rezil olurdum. Beni nasıl kurtardığı ile ilgili ona sevgimi sunduğum bir sürü mesaj vardı.

Bazen her şey üsyüme geliyordu. Başta Babam ve annem olmak üzere benden çok şey bekliyorlardı.

Olurlen çalışmamı onlara masraf çıkarmamamı ya da en azından sürekli bir şey talep etmememi bile diliyor olabilirlerdi.

İnsanın ailesi dediği şey vöyle mi olmalıydı. Onu bağrına basması gerekmez miydi? Neden beni yapmıştı o zaman?

Ama kız kardeşimi çok seviyorlar. Em azından bana olan ona olmasın çünkü onu çok seviyorum ve hiçbirini hak etmeyeceğini eminim.

Aramızda tam 10 yaş vardı. O 10 taşındı ben ise 20.

İçerden bana seslenmelerini duymamla içeri girmiştim. Annem endişeli gözlerle bakarken Babam "İdil bak senin üniversite paranı ödemek yerine ben kendi özel ihtiyaçlarımızı kapatmış oluyorum. Ve ona rağmen sınıf birincisi olamamışsın. Burada notlarda öyle diyor. Dopru mu bu?" diye bağırıyordu.

Bu ev beni iyice geliyordu. Kardeşimin bunları duymaması için dua ediyordum. Onun duymasını ve üzülmesini istemiyordum.

_Ünicersite sınavında ilk yirmi bine girerim beğenmezsin. İyi okul kazandım mı parası fazla geliyor diye sıkılıyorsun. Bir de birinci olmamı mı istiyorsun?
_Sen bana cevap mı veriyorsun. Üniversitenin ödemeyi bırakırsam görürsün o zaman. Bundan sonra sana gönderdiğim parayı da azaltıyor. Bakalım ne yapacaksın o zaman, dediğinde iyice sinirlenip"Ne yapıyorsan yap o zaman." deyip odama geri girmiştim.

Tüm eşyalarımı tekrardan bavuşuma toplayıp sort çantamı hazırlamıştım.

Bu sırada saat on bire geliyordu.

Kız kardeşimi kontrol edip yatırdıktan sonra eşyalarımşa beraber kapıya gitmiştim.

Annem ile göz göze gelince bana seslenmesini göz ardı ederek evden çıkıyordum.

Annem babama seslenip onu kapıya getirdiğinde konular çıkan sesten dolayı merdiven boşluklarından bakınıyorlardı.

"Limdi gidersen bu eve seni bir daha asla almam. Duyydun mu beni? Evlatlıktan reddederim seni" diye bağırıyordu Babam arkamdan.

Ben de dönüp arkama "Sanki bana kılınmıştır gibi davranıyorsun da evlatlıktan reddedicen. Git be işine"
demiştim.

_Terbiyesize bak. Ben seni böyle mi yetiştirdim, derken apartmandan çıkıp elimde valiz sortoöda çanta ile ana yola yürüyordum.

Yoldan bu saatte taksi geçmediği için terminale kadar yürümüştüm.

Cüzdanımda babamın bu hafta başı gönderdiği para ve tablet almak için biriktirdiğim para verdi. Hepsi toplam 6500 yaparken zaten 500 lirasını terminale gelince İstanbul'a bilet almak için harcamışım.

Üniversitemiz sene sonuna kadar ödenmiştir ama artık evde kalmayacaktır.

Bu ay başımın çaresine bakmam lazımdı.

Bir başıma ve internet ile bağlandığım arkadaşlarımla hayatta kalacak ve bir kez daha Rıdvan'ın sağladığı nereden geldiği belli olmayan güven uykusuyla otobüste uykuya dalacaktım.

________________
Rıdo'ya zaten yazmak istiyordum. İdil'in beni gazlaması hayal ettiğim kurguya isim olarak İdil seçmeme neden oldu. Ondam saol canım İdil'im. İyi ki varsın

Söylenenler Doğru Mu? / Rıdvan YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin