Maç

113 9 2
                                    

Maç olan pazar günlerine uyanmak her zaman daha güzel oluyordu.

Maça gitmesen bile Çarşı'ya gidip orada deliler gibi eğlenebilmek çok ayrı bir duyguydu.

Akşama da oraya gitmeyi planlarken benimle gelebilecek bir kaç kişiye yazıp onlardan cevap beklerken kahvaltı hazırladım.

Basit ama güzel  bir tost ayarlayıp How I Met Your Mother izleyerek günü açmıştım.

Yemeğimi bitirdikten sonra hazırladığım ödevi bilgisayara geçirebilmek için internet kafeye gitmem gerekiyordu.

Mutfağı ayarladıktan sonra hızlı bir duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra telefonumu alıp gelen mesajları kontrol ettiğimde akşam için planı çoktan yapmıştık. 

Maçtan üç saat önce Çarşı'da buluşacaktık.

Saat on birdi yani onlarla buluşmama beş saat vardı.

Hemen saçlarımı kurutup altıma siyah bir eşofman, üstüne de forma giymiştim. Havalar soğuk olduğundan da bir tane siyah ceket üstüme alıp şapkayı da eksik etmemiştim.

Akşam için ise çantama atkımı atmıştım.

Yazdığım ödevi ve flash belleğimi alıp internet kafeye gitmek için yola çıktım.

Orada ödevin hepsini hazırlayıp çıktısını almıştım.

İşim bittiğinde saat daha erken olduğundan eve geçip hazırladığım ödevleri kaldırıp kendime bir tane elma aldım.

Büyük ihtimalle buluşunca bir şeyler yerdik hep beraber.

Sonra aklıma gelen fikirle Rıdvan'ın mesaj kutusunu açıp ona ödevlerimin fotoğrafını çekip attım ve üstüne "Borçlar Hukuku" yazmıştım.

Bu sırada çamaşır makinesinin sesinden çamaşırların asılmasını gerektiği bilgisini alınca onları asmak için ark a tarafa geçtim.

Geri döndüğümde saat üçü birazcık geçiyordu.

Yavaştan evden çıkarken kulaklıklarımı da yanma alıp Beşiktaş'a geçmeye başladım.

Yolun yarısına yakın telefonumun titremesiyle elime aldığımda Rıdvan'dan mesaj gelmişti.

"Akşam maça gitmek ister misin?" yazan mesajı okuduğumda asla bir şey anlamamıştım.

_Nasıl yani?
_Ya normalde bugün gelecektim ama Şampiyonlar Ligi için antrenman koydular. O yüzden istersen sen ve gitmek istediğin biri varsa bilet ayarlayabilirim.

Okuduklarımı kavramaya çalışırken bir yandan bizimkilere verdiğim sözü düşünüyordum.

Rıdvan'a birkaç dakika beklemesini söyleyip akşama buluşacağımız herkesi arayıp maç olayını sordum.

Herkesin geçen ay maça gittiğimizden passo liglerinin aktif olduğunu biliyordum.

Sadece Mete bizi satmıştı. Sevgilisi Ankara'dan sürpriz geldiği için planları bozulmuştu.

Kalan üçüne de stada bilet bulduğumu, gitmek isteyip istemediklerini sordum.

İrem zaten direk kabul etmişti. Mert ve Ege de gelebileceklerini söyleyince Rıdvan'a yazdım.

_Kaç kişi sokabiliyorsun ki şimdi?

Direk yanıt gelmişti "Kaç kişisiniz?"

_4 
_Tamam ayarlıyorum ben. Sana her şeyi gönderirim olur mu?
_Teşekkür ederim. Yani onlar nasıl bilet bulduğumu bilmiyor ama onlar için de teşekkürler.
_Rica ederim, her zaman.

Söylenenler Doğru Mu? / Rıdvan YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin