Ben hayatın böyle işlediğini ve acılarla dolu olduğunu bilmiyordum. Her şey elimdeydi ve hiç acı çekmemiştim. Güzel giden bir şeyi belki de bozan bendim ya da bilmiyorum... Ne yapacağımı, nasıl hareket etmem gerektiğini dahi bilmiyorum. Korkuyorum elimde olanların kaybolmasından korkuyorum... Korkunun ecele faydası yok belki ama korktuğun şeyin başına gelmesi de fazla olası değil mi?
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Sana günaydın demeye bile korkuyorum. Nedenini bende bilmiyorum, korkularımla nasıl yüzleşeceğimi, sana saatlerce sıkılmadan bakmak için nasıl davranacağımı da bilmiyorum. 18. Yüzyılın başlarında birine karşı sevgini söylemenin tepkisinin nasıl olacağını bilmiyorum . Belki de senin tepkiden korkuyorumdur. En başta en yakınım olan senden çekiniyorumdur. Kapı komşumla olan mektuplaşmalarımın bitmesinden de ürperiyor olabilirim belki de bilmiyorum.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Farkındayım... Her zaman korkak olduğumun farkındayım. Sen o durumda yataktan çıkamazken ben burada senin içim düşündüklerimi bu günlüğe yazarken, içimden geçenleri sana anlatamazken, seni dışarı çıkarıp diğerleri gibi gezdiremezken her şeyi anladım ben. Korkak olduğumu kabullendim artık. Yanına gelip ellerini bile tutamazken, en yakın arkadaşımsın dediğimde gözlerinin içine bakamazken anladım ben sana layık olamayacak kadar ürkek olduğumu...
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Bugün gene sana mektup yazarak uyandım.
Hiç değişmeyen o döngü gibi. İnsanlar düzenli olarak yemek yerken ben de düzenli olarak sana mektup yazmayı asla bırakamayacağım sanırım. Hoş ya bırakmak da istemiyorum. Biliyor musun sana yazdığım her bir mektubun kopyasını hazırlıyorum, sonra da senin bana verdiğin cevapla beraber zarfa koyup kullandığım bir tane tahtadan kilitli bir minik kutunun içine koyuyorum. O kadar hoşuma gidiyor ki senin bana verdiklerini saklamak, o kadar seviyorum ki senden gelen her şeyi kaybetmemek, bir ömür boyu tutmak için her şeyi yapıyorum. Hatta sadece mektupla kalırsa neyse, bunun dokunduğun ilk kalem, beğendiğin ilk koku, giydiğin ilk kıyafetime kadar o kadar fazla ki.. Yatağımın altı senin olan anılarla dolu...Tamam itiraf ediyorum kafayı senle bozmuş olabilirim ama ne yapabilirim ki hayatımda ilk defa aşık oluyorum ben, hem de ilk defa bu kadar deli bir kor ateşle yanıyorum. Biliyorum daha çok büyük değiliz ama olsun Romeo ve Juliet de küçük değiller miydi?
Farkındayım gene konuyu fazla uzattım. Günlük için bir sayfa hakkım vardı lakin konu sen olunca durmuyor kalemler, durmuyor yazılar ve durmuyor sözler... Bana öyle bir ilham veriyorsun ki yazdıkça yazasım geliyor adeta. Kendimi durduramıyorum ... Ah neyse bugün ki mektubu yazsam iyi olucak...
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Günaydın. Bugün sabah erkenden kalktım ve bil bakalım ne için hazırlanıyorum yine? Tabi ki de okul için... Geçen sefer için çok özür dilerim, uyuya kaldım ve okula geç kalacaktım o yüzden sana mektup yazamadım, umarım bana kırılmamışsındır. Kırılmanı istemiyorum, biliyorsun sen benim en yakın arkadaşımsın ve ben en yakın arkadaşımın bana kırılmasını istemiyorum tabi ki de. Bugün okuldan sonra size gelmek istiyorum hem de ramen yapacağım beraber yeriz olmaz mı? Sen bana okuduğun kitapları anlatırsın sonra bana ödünç verirsin ve ben gene sana okumadan geri veririm. Yani biliyorsun sende böyle olacak. Sanırım okula geç kalacağım görüşürüz.
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Yine arkadaşça yazmıştım mektubumu. Doğru ya ben onun içim en fazla yakın arkadaş olabilirim değil mi?
Günlük koşuşturmaca içerisinde illa ki sizi güldürecek ve hayatın sıkıntılarını unutturacak biri vardır herhalde. Benim için öyleydi işte. Yanındayken saat ve zaman o kadar hızlı akıyordu ki ne zaman akşam olduğunu dahi anlayamaz hale geliyordum. Yani bunu sevmiyorda değilim hani...
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Aşk nedir? Tanımında iki ayrı cinsin birbirine karşı duydukları bedensel ve ruhsal güçlü duygu, sevgi ilişkisi yazıyor oysa bu mu aşk? Sadece farklı cinsten olanların hakkı mıdır sevmek ya da sadece bedensel bir şeye mi yoğrulur aşk kavramı? İnsanlar neden hep bildikleri gibi devam ettirirler her şeyi? Aynı cinsten olanlar da sevemez mi birbirini, dokunmadan, bakmaya kıyamadan da sevgi olamaz mı? Eğer diğer insanların tanımı buysa benim duygularım neydi peki? Ona hissettiğim bu benlikte ki hisleri nasıl tarif edeyim eğer bu aşk değilse? Bilemiyorum... İçimde kopan fırtınaların nasıl tarif edileceğini bilmiyorum. Görevi sadece bir kar tanesini yere taşımakla yükümlü olan melekler gibi hissediyorum. Tek bir kar tanesi taşımak ne kadar kolay görünse de ne kadar özenli olmaları gerek değil mi? İşte bende sana o kadar özenli davranıyorum. İçimdekileri göstermeden, benliğimde geçen bu savaşı hissettirmeden yaşamaya çalışıyorum. Öyle bir savaş ki bu her şey yerle yeksan olmuş, içimdeki tüm askerler ölmüş ve kaybolmuş... Düşman durmadan saldırsa da bende savaşacak kimse kalmamış. Yorgun düşmüşüm bir kere... Karşımdaki düşman çok güçlü. Teni, gözü, eli, burnu, dudağı... Her şeyi. Ben nasıl kazanayım böyle çetin bir savaşı? Nasıl ona bakmadan kendime karşı koyup da düşmana siper edeyim söylesene bana. Söyleyemezsin di mi? Biliyorum. Bu içimdeki hengamenin nedenini, alkoyamamayı kimse tarif edemez bana. Bende dahil...
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Sanki her gün aynı şeyi yaşıyor gibi hissediyorum. Kalk mektup yaz, cama koy, okula git ve gel, mektubun cevabını al ve eve geç. Araya renk katan sensin. Senin sesin. Hayatıma can veren güzelleştiren sensin. Belki de öyle değil? Bana öyle geliyor da olabilir, bilemiyorum ama bildiğim tek bir şey varsa sana sırılsıklam aşık olduğumdur, sen beni en yakın arkadaşın olarak görüp, kollarımda başkası için ağlasan bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Retrorsum converti ~ Taekook
Short StoryBen hayatın böyle işlediğini ve acılarla dolu olduğunu bilmiyordum. Her şey elimde ve hiç acı çekmemiştim. Güzel giden bir şeyi belki de bozan bendim ya da bilmiyorum... Ne yapacağımı, nasıl hareket etmem gerektiğini dahi bilmiyorum. Korkuyorum elim...