0.3

61 13 0
                                    

Selamın hellooooooo

Medyaya hyunho koydum çünkü neden olmasın kesinlikle minsung kitabı yazmıyorum.

Eğer voteler verildiyse hikayeye geçelim.

Hadi bana babayyyyyyyyssssssssss.

•~•🌺🌺💕💕•~•

3 hafta boyunca Minho, Jisung'dan bir şeyler istemiş Jisung'da yerine getirmişti. Bir hafta boyunca her gün Minho'nun kıyafetlerini kuru temizlemeden alıp evine bırakma, Minho toplantılara ve görüşmelere katıldığında onun yanında bulunma ve Minho'nun evindeki bir çok dosyayı tamamlandıysa şirkete götürme gibi istekler almıştı Jisung.

Bu istekleri yaparken Minho'yla sık sık yüz yüze gelmişti. Yeni isteği bu sabah alacaktı, muhtemelen bir kaç dakika içinde. Telefonundan gelen bildirim sesiyle telefonunu eline aldı Jisung.

İş:
İstek 5: bu akşam bir görüşmeye katılacağım Jisung, sen de benim yanımda olacaksın. Evine gönderdiğim kıyafetleri giy. Akşam saat altıda araba göndereceğim.

Jisung:
Anladım efendim.

Jisung telefonu arka cebine koyup ayağa kalktı. Eğer mesaj aldıysa Bay Lee'nin gönderdiği kıyafetler birkaç dakika içinde gelirdi.

Zil çalınca Jisung kapıyı açtı. Karşısında Jeongin'i beklerken başka bir siluetle karşılaştı.

"Merhaba Bay Han, ben Choi Yeonjun. Bay Lee, bunları sizin için gönderdi."

"Merhaba Bay Choi." dedi Jisung gülümseyerek. Yeonjun'un elindeki kutuyu aldı. Yeonjun selam vererek oradan uzaklaştı.

Jisung Yeonjun'dan kısa olduğu için yukarıya doğru bakmak zorunda kalmıştı, bu durumu sevmedi.

Hemen odasına giderek elindeki kutuyu yatağın üstüne koydu. Kutuyu açtığında içinde siyah renk bir kazak, siyah renk bir pantolon ve siyah renk ayakkabılar vardı.

Jisung kutuyu kapatıp bıraktı. Mutfağa gidip kahvaltısını yaptı. Hyunjin ve Seungmin evde yoktu. Biri okulda diğeri de çalışıyordu.

<💚💚>

Saat beş gibi jisung sıcak bir duş alıp üstünü giyindi. Pantolonunun bel kısmına bir kaç zincir taktı. Boynuna da bir kolye takıp kombinini tamamladı.

Arabaya bindiğinde Minho'yla karşılaşmayı beklemiyordu. Minho'nun çaprazındaki koltuğa oturup ona bakan Minho'yu başıyla selamladı. Ardından başını yere eğdi.

"Sana yakışmış." Jisung, duyduğu sesle başını kaldırıp Minho'ya baktı.

"Teşekkür ederim Bay Lee." dedi gülümseyerek. Minho cevap vermeden ona bakmaya devam etti, sonra da başını pencereye döndü.

Jisung Minho'nun kombinine kısaca göz gezdirdi. Siyah kumaş pantolon üstüne de siyah bir gömlek ve askılarla tamamlamıştı.
*smokin içinde giyilen googlenin smokin yeleği dediği şeyden de giydi ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum siz yorumlara yazın ben düzelteyim.*

Araba durduğunda camdan dışarıya baktı Jisung. Kulüp gibi bir yere gelmişlerdi. Arabadan indiklerinde içeriye girdiler. Minho biraz kalabaık olan mekanda hem ilerliyor hem de yanındaki küçüğün onu takip edip etmediğine bakmak için arada arkasına bakıyordu.

Bir masaya geçip oturdular. Minho elindeki tabletten toplantıyla alakalı şeylere bakıyor, Jisung'da, Minho'yu izliyordu.

"Neye bakıyorsun, Jisung?" Minho'nun başını kaldırmadan sorduğu soruya karşılık Jisung afallamıştı.

"Efendim?" Minho kafasını kaldırdı.
"Niye öyle bakıyorsun diye sordum."

Jisung ne cevap vereceğini bilmediği için sustu.

"Sorumu niye cevaplamıyorsun Jisung?"

"Üzgünüm ama ne cevap vereceğimi bilmiyorum efendim." Minho Jisung'dan bir cevap aldığı gibi tabletle uğraşmaya devam etti.

Sorularının cevapsız kalmasından hoşlanmıyordu, Minho. Jisung'dan cevap almak onu rahatlatmıştı.

Jisung, Minho'nun önüne dönmesiyle rahatlamıştı. Sorgulanmaktan hoşlanmazdı. Ona göre bir şeyi yapsa da yapmasa da sadece onu ilgilendirirdi.

<💚💚>

Toplantıları bitince Minho'yla Jisung mekandan ayrılmamışlardı. Daha doğrusu Minho orada kalmak istiyordu ve Jisung'da saygısızlık etmemek için Minho söylemeden oradan ayrılmıyordu.

"Bir işin var mı Jisung?" Jisung ona yöneltilen soruya cevap verdi.

"Hayır efendim."

"Güzel, o zaman bu akşam benimlesin." Jisung şaşırsa da başıyla onaylamıştı Minho'yu. Hala göz teması kurmak istemediği için Minho'ya değilde yere bakıyordu.

"Bu akşam benimle patronun gibi değilde yeni tanıştığın biriymişim gibi konuşmanı istiyorum. Bunu yapabilir misin?" Jisung kafasını yerden kaldırıp Minho'ya baktı. Ne kadar ciddi olduğunu çözmeye çalışıyordu.

"Bakma öyle, ciddiyim ben Jisung."

"Tamam efendim."

"Efendim değil, Minho."

"Tamam, Minho..." sesi sonda kısık çıkmıştı Jisung'un.

"Hobilerin neler Jisung?" Jisung ona yöneltilen soruya biraz düşünerek cevap verdi.

"Şarkı söylemek, sanırım en çok bunu seviyorum. Sesimi pek beğendiğimi söyleyemem ama Hyunjin ve Seungmin güzel olduğunu söylüyorlar."

"Hyunjin ve Seungmin? Onlar kim?" Minho tanımadığı ikiliyi soruşturmaya başladı.

"Onlar benim arkadaşlarım. Beni şarkı söylerken duyan nadir insanlar onlar."

"Ben de seni şarkı söylerken duymak istiyorum, sesinin güzel olduğuna eminim." Jisung hemen itiraz etti.

"Herkesin yanında şarkı söyleyemem ki ben. Çookk utanırım."

Jisung fark etmeden her geçen saniye daha fazla rahatlıyor, rahatladıkça tatlılaşıyordu. Minho, onun bu halinin tatlı olduğunu düşünüyordu.

Yaklaşık bir saat öylece konuşmuşlardı. Minho'nun düşündüğü gibi Jisung ona karşı çekingen değildi artık.

Sonunda mekandan ayrıldılar. Minho ilk önce Jisung'u eve bırakmıştı. Sonrada kendi evine doğru yola koyulmuştu.

•~•🌺🌺💕💕•~•

Selammmm Your Shadowa odaklanmıştım sınavlar falan yazamadım:((

Neyse buraya da bakarım bu aralar.

Birde one shots yazacağım ship söyleyin.

Hadi bana babayyyyyyyyssssssssss.

15 Requests *~&lt;Minsung&gt;~*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin