part two

111 12 40
                                    

Raftaki kitapları karıştırırken aradığım kitabı bulunca çekip aldım. Yanımda tek eliyle gövdesinden destek alarak ayırdığım kitapları tutan Seungmin'in kucağına elimdekini de bırakınca ağırlık yüzünden sessizce küfür etti. "Gerçekten bu kadar kitaba ihtiyacımız var mı?"

Kafamı sallayıp onu onayladım. "Yardımımı isteyen sendin."

"Sana sadece anlamadığım bir konuyu anlatır mısın dedim, tüm Amerika tarihini değil."

Elindeki kitaplara baktım. Haklıydı, abartmıştım. Üstelik tek kolu hala sargıdaydı, kendimi kaptırıp taşıyamayacağı kadarını yüklemiştim.

Tüm kitapları ondan alıp gülümsedim. "Sen sadece kendini yeni bilgilere hazırla, gerisini bana bırak."

Gözlerini kısarak kitapları ve sonra beni süzdü. Kafasını iki yana sallayıp "Hayır." dedi.

"Ne hayır?"

"Hiçbir şekilde güven vermiyorsun."

Okul ceketinin kolundan tutup yürümesi için çektim. "Yardım isteyen birisi için çok konuşuyorsun."

Elimde tuttuğum kitaplardan üç tanesini alıp önümde yürümeye başladı. "En azından bahçede çalışalım. Bugün hava çok güzel."

İtiraz etmedim. Hava gerçekten çok güzeldi ve kütüphane zaten birisiyle ders çalışmak için uygun bir ortam değildi. Seungmin'le geçirdiğim bir haftadan sonra ona ders çalıştırırken sesimin yükseleceğine ve şiddete başvuracağıma da emindim.

Bazen sabrımı çok zorluyordu ama yine de ona belli etmesem de onunla ve arkadaşlarıyla vakit geçirdiğim için gerçekten memnundum. Özellikle kendi arkadaşlarımla konuşmayı kestikten sonra kendimi çok yalnız hissetmiştim. Bu yalnızlığın üstüne beni aralarına böyle almaları çok iyi hissettiriyordu.

"Öğle aramı seninle kütüphaneye tıkılarak geçirecek değildim." diye fısıldadım geniş masalarda ders çalışan insanların yanından geçerken.

Yeni boyadığı lila saçlarını eli dolu olduğu için kafasını sallayarak gözlerinden çekmeye çalıştı. "Arden ve Lee'nin çocukça kavgalarını mı tercih ederdin? Hatırladığım kadarıyla en son seni onlardan kurtarmam için yalvarıyordun."

Elimin tersiyle omzuna vurdum. "Sessiz ol. O gün gerçekten dayanması çok zorlardı. Ayrıca şu an bizim yaptığımız tartışma da çok olgunca sayılmaz."

Aldığımız kitapların girişini yaptırmak için kütüphane görevlisinin bankosuna ilerledim. Seungmin bankonun ahşap yüzeyine elindeki kitapları bırakıp bana döndü. "Ben bize masa bulayım."

Kafamı sallayıp onu onayladım.

Kütüphane kartımı görevliye uzatıp büyük cam kapıdan çıkan Seungmin'e baktım. Üzerindeki bol yırtık kotunun paçalarından birini kıvırmıştı, kırmızı conversei görünüyordu. Diğer paçası yere değiyor, zeminde sürünüyordu. Sargılı kolu yüzünden hala üzerindeki okul ceketinin bir kolu boştaydı, o yürürken yanında öylece sallanıyordu. Bu sıcaklara rağmen hala nasıl o ceketi giyiyordu anlamıyordum.

Lila saçları ceketindeki sarı renkle zıt bir görüntü oluşturuyordu ama yine de hoş görünmediğini söyleyemezdim. Saçları ona yakışıyordu.

Görevli kitapları o kadar yavaş okutup işlemi yapıyordu ki onun yerine geçip kendim yapmamak için zor tutuyordum kendimi. İşlemi tamamlanan kitapları kucağıma aldım.

Biraz önce Seungmin'in çıktığı cam kapıya merakla bir şeyler görmek için uğraşan insanlar birikmeye başlayınca dikkatim görevliden tamamen uzaklaştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

where do broken hearts go || Kim Seungmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin