Yine yorucu bir pazartesi sabahına uyanmıştım. Bugün okul vardı. Üç ay boyunca hiçbir şey yapmadan yatan Mısra bugün okula gidecekti.Yatağımın ucunda çocuklarıyla birlikte kocası tarafından terkedilen bir kadın gibi otururken babamın hazırladığı mis gibi tost kokuları burnuma geliyordu. Zor da olsa kalkıp soğuk bir su çarptım yüzüme.
Okulumda ki iğrenç insanların yüzünü göreceğim aklıma geldiğinde koşarak camı araladım ve tertemiz havayı içime çektim. Bu beni biraz da olsa motive ediyordu. Sahi şans mıydı bu bilmiyorum , sanki özellikle bütün saçma insanlar bizim sınıfta ve okulda toplanmıştı.
Babamın yanına indiğimde yine o muazzam kahvaltı masasıyla ve muhteşem Ferhat Sönmez gülümsemesiyle içimi huzurla dolduruyordu. O hayatımda sahip olduğum tek ve en değerli insandı. Annemi küçük yaşta kaybetmemin nedenlerinden biriydi bu. O bana hem annelik hem babalık yapıyordu. Yeri geldiğinde de hiç doğmamış olan kardeşlerim gibi dertlerime ortak oluyordu.
Babamın "iyi dersler" deyişini duyar gibiydim ama İzem'in ve Baran'ın kapıyı söküşlerini engel olurcasına koşuyordum.
Okuldan nefret ettiğimi onlar da biliyordu gayet bugün okula gitmeyeceğimi tahmin etmiş olmalılar ki evime kadar gelip beni okula götürmeye çalışıyorlardı.
Merak ediyorum da bu kadar okuldan nefret edip nasılda son sınıfa kadar sorunsuz bir şekilde geçmiştim ?"Günaydın ! " dedim gülümseyerek.
Okul kıyafetlerimi giyip saçımı sıkı bir şekilde at kuyru yapmış olduğuma şaşırmış olacaklar ki günaydın demeye bile fırsat bulamadılar.
Donuk bir sesle "Günaydın!" dediler anlaşmış gibi koro halinde.
Günaydın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF HAYATLAR
ChickLitAnnesini kaybettiği günden beri babası ve iki arkadaşından başka kimsesi olmayan bir genç kız. Hayatını herzaman ki gibi yaşadığı bir gün büyük bir felaketle karşılaşır. Ne yapacağını şaşırır , nerden bilebilir hayatı boyunca aradığı beyaz atlı pren...