(:

31 2 5
                                    

Dağ evi merkezden neredeyse 45 dakika sürdü. Geldiğimizi anladığımda yavaşça toparlandım. Oğuz arabayı park edip arabadan indi. Bende peşinden çantamı alıp indim. Müstakil bir dağ evine gelmiştik. Çok şirin duran bir evdi. ben evi dışarıdan süzerken oğuz benden uzaklaşıp telefon görüşmesine odaklandı. Kocaman bir kapısı vardı. Muhtemelen bahçe girişine açılıyordu. Ben düşüncelere devam ederken birisinin omzuma dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde oğuzu beklerken hiç aşına olmadığım bir yüzle karşı karşıya kaldım.
-Merhaba dedi sevecen bir sesle, tahmini 18-20 yaşlarında kıvırcık uzun saçlı bir kız duruyordu karşımda
-Merhaba
-Sanırım sen Oğuz'ların misafirisin, Oğuz'un ufak bir işi çıkınca beni aradı ve gelip seni almamı rica etti. Ben Çilem, dedi ve elini uzattı.
Nasıl yani beni ona emanet ettikleri halde bırakıp gitmiş miydi? Üstelik araba da buradaydı. Bu işte gariplik seziyordum. Ayrıca bu söylediklerinde samimi miydi anlayamadım. Eli boşta kalmasın diye hafifçe sıkıp" Bukre, dedim. Ağzının kenarıyla bir şeyler söyledi. Daha sonra beni bir yere götüreceğini söyleyerek peşine takılmamı söyledi.
Yaklaşık 5-6 dakikalık bir yürüyüşten sonra baraka tarzı bir yere girdik. İçeri de 5-6 kişi oturmuş gülüşüyorlardı. Bizi görünce daha doğrusu Çilem denen kızı görünce hepsi ayaklandılar. İçlerinden bir tanesi koşarak Çilem'e sarıldı.
-Ooo hoş geldiniz Çilem Hanım siz buralara uğrar mıydınız? konuşanın adını bilmiyordum ama tipinden yargılayacak olsaydım, hani şu filmlerde dizilerde zengin gıcık iğrenç erkek tiplemeleri olur ya aynı ona benzeyen bir tipti bu. Ağzı yayık bir şekilde konuşuyordu.
-Oğuz Bey'in çoluk çocuk işleriyle uğraşıyorum, şunu getirmemi istedi ben bu çocuğu da anlamıyorum, gidiyor nerede obez çirkinler varsa buluyor dedi gözüyle beni arkadaşlarına göstererek. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü gibi hissettim. hani beni götürmek için gelmişti de iyi niyetliydi falan fistan, gözlerimin dolmaya başladığını hissedebiliyordum. fakat sesim çıkmıyordu.
-Oğuz Bey'in garip fantezileri işte çilem ne takılıyorsun, etrafındaki fıstık gibi sütunları görmüyor bile bunlara kaldı dedi ve  kahkaha atmaya başladılar.. iyice gözlerim yanmaya başlamıştı. Tırnaklarımı tenime öyle bir geçiriyordum ki, sanki yırtmak istiyordum. Sesim çıkmıyordu. Buradan gitmek istiyordum, o sıra bir ses yükseldi barakanın içinde;
-Artık fazla olmaya başladın Çilem, kaç defa söyledim sana ne Oğuz'un misafilerine karış ne de bir başkasına! Dış görünüşün bir halta yaramadığını hâlâ öğrenemediysen Oğuz'un bu halinle bile sana bakmadığını hatırla. Bırak şu çocuğun peşini artık. İnsanları rahat bırak. diye adeta hırladı. bana doğru yürüyen bir beden vardı fakat gözlerim o kadar dolmuştu ki ayırt edemiyordum önümü. Başımda adeta kuşlar ötüyor, gözlerim kararıyordu. En son yanıma gelen silüetin koluma girdiğini ve beni oradan çıkarttığını hatırlıyorum..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

açlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin