Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝘉𝘳𝘪𝘯𝘨 𝘮𝘦 𝘵𝘰 𝘭𝘪𝘧𝘦
~
-Neden?!
Diye bir kısık ses geldi gri gözlü adamdan , sadece bunu diyebilmişti. Başka ne diye bilirdi ki ? (Yazar da pek emin değil)
Sen ise buna demesi üzerine başını eğdin ve gözlerini kaçırdın. Çünkü sende ne diyeceğinden emin değildin. Seni seviyorum demek bu kadar kolay değildi. Fakat seni anladığına yemin edebilirdin.
Akutagawa bir süre sessiz tavrına öylece bakmış sonrasında ise hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Öylece mi ? Hiçbir şey demeden hemde.
"Kızmadınız mı?"
Diye seslendin koridordan. O ise duraksamış ve hafifçe kafasını sana çevirmişti.
-Hayır... Ama her neyin peşindeysen vazgeçmen senin için daha iyi.
Dedi normal bir ses tonuyla . (Hayal ettim de sesi cok güzel) Sonrasında yürümeye devam edip uzaklaştı. Hep olduğu gibi gitmişti , uzaklaşmayı seçmişti.
Odana geçip bir kaç eşyayı yere fırlattın.
Yine aynısı olmuştu, yine! Her zamanki gibi senden bir parça koparmıştı sanki , ama bu seferki daha çok acıtıyordu.
Mesain biter bitmez kafa dağıtman gerektiğini hissettin. Bu yaşananları beyninden acilen silmeliydin.
~
Kafanı bar masasına yaslamış içkinin etkisindeyken bir şeyler zırvalıyordun.
"Her şey berbat..."
Yosano ise yanındaki sandalyeye oturmuş saçını seviyordu. Açıkçası neye üzgün olduğunu o da tam olarak bilmiyordu çünkü ona bu olaylardan hiç bahsetmemiştin.
+Ben her zaman burdayım... Dedi elini saçlarından yanağına doğru hareket ettirirken.
"Ah! Bana burda takılacağınızdan bahsetmemiştiniz!"
Kafanı yavaşça sese çevirdiğinde hiç şaşırmadın , bu kadar gevşek bir ses başka kimden gelebilirdi. Tabiki Dazai! Ve peşine de Atsushiyi takmıştı, açıkçası o çocuğa çok üzülüyordun.
"Dazai ne güzel sürpriz (!)" Dedi Yosano gözlerini devirirken. Dazai ise sırıtmaya devam ediyordu.
"Chiyo-san ın nesi var?" Dedi Atsushi merakla.
-Açıkçası bende çok emin değilim- Demişken Dazai Yosano'nun sözünü kesti.
"Bir bakalım" diye Dazai seni yanaklarından tutmuş ve göz teması sağlamıştı. Sonrasında devam etti
-Ah, canım. Aşk acısı çekiyor!
+Ne!? Bunu ordan nasıl gördün? Dedi Yosano Dazainin yanına yaklaşıp senin gözüne bakarken.
Açıkçası ortam seni biraz fazla germişti.
"Bırakın beni be!" Diye ittirmiştin ikisini de. Sonrasında yalpalayan adımlarla oradan çıktın.
Her ne kadar Yosano arkandan gelmeye çalışsa da istemediğini söylemiş ve oradan uzaklaşmıştın.
~
Kendi evine kadar gelmiş ve çatısına çıkmıştın. Gece gece manzarayı seyrediyordun.
Düşününce sende bu zamana kadar hep yaşamak için bir sebep aramıştın, aslında bulmuştunda...
Birini unutmanın en kolay yolunu düşündün. Ve bu senin aklına tek bir şeyi getirdi "uzaklaşmak" hemde çok uzaklaşmak , bu unutmana yardımcı olabilirdi.
Ayağa kalkıp adımlarını yavaş yavaş ileri doğru attın. Alkolün etkisinde olduğun için cesaretin tam yerindeydi . Ve aşağıya düşmek seni korkutmuyordu. Aşağıya doğru baktın yavaşça.
"Gidebileceğim en uzak yer..." Dedin kendi kendine . Cennet olabilir miydi?
"Cennete mi gitmeyi planlıyorsun? Senin gibi mafya üyelerine yardım eden bir doktor cennete mi gider sence?"
Bu ses... Kalp atışını hızlandırıyor, karnını karıncalandırıyor, gözlerinin dolmasına neden oluyordu.
Yavaşça dudaklarını araladın.
-Siz... Demiştin kafanı sese doğru çevirirken.
Karşında saçları ve siyah paltosu rügarda uçuşan , ve hafifçe öksüren bir adam vardı.
"Sizin burada ne işiniz var?" Diye devam ettin.
+Ne kadar cabuk pes edeceğini merak ettim. Ve çoktan ettin bile...
-Pes falan etmedim! Diye ona doğru iki adım attın. Sinirlenmiştin fakat gözlerin hâlâ doluydu.
Beklemediği bu tepki üzerine sana o şekilde bakarken devam ettin.
+Vazgeçmemi söylediniz! Ama bunu yapamayacağımı bildiğim için uzaklaşmaya karar verdim çünkü bu o kadar kolay kenara atabileceğim bir şey değil!
Daha sonra kafanı geri manzaraya doğru çevirirken kolunla gözlerini sildin.
-Hâlâ vazgeçmediysen benim ölmeme neden göz yumuyorsun o zaman?
Ses tonu hâlâ çok normaldi.
+Nasıl yani ?
Onun ölmesi isteyeceğin son şeydi.
-Öleceğimi biliyorsun. Eğer ilaç kullanmazsam bu olay çok daha erken olucak ve bunu da biliyorsun! Dedi sesini yükseltirken.
"Çünkü ilaçlarını ben tedarik ediyorum..." Diye mırıldandın kendi kendine. Bu seni biraz aydınlatmıştı.
Karşına baktığın zaman hâlâ aynı adam karşında duruyordu. Buraya gelmişti, belki kendi canı belki senin canın için . Ama bunun bir önemi yoktu , gelmişti sonuçta ve önemli olan da buydu.
Bu düşünce yüzünün yavaşça sırıtmasına neden oldu, seni biraz olsun mutlu eden bu düşünce.
+Ne diye gülüyorsun!
-Senpai... Aşağı katta size çay yapmamı ister misiniz?
Dedin ona doğru yürürken. Aslında az önce üzgün olduğun için hareketlerin normal karşılanabilirdi fakat şuan sarhoş olduğun her halinden belliydi.
+İçtin mi sen? Dedi tuhaf bakışlar atarak.
-Yoo ne alâka? Diyebildin fakat ayakta uzun süre durduğun için şuan biraz zorlanıyordun ve bu belli oluyordu.
+Önce bir yerini sakatlamadan aşağı inelim sonra ne halt yiyorsan yersin.
Dedi hafifçe öksürürken.
Fakat bunu demeye kalmadan sen çoktan yere kapalanmıştın.
Hissettiğin tek şey yüzüne değen çatıdaki taştı. Tabi sonrasında kolunda bir sıcaklık hissettin. Bir dakika , kolundaki sıcaklık...
Akutagawa koluna girmiş ve ayağa kalkmana yardım etmişti.
"Eğer bir kez saha düşersen seni öldürürüm"
(olur)
########## GÜZEL OLDU GLB YA SEVDİM , AKUNUN ÇOK DEĞİŞİK BİR KİŞİLİĞİ OLDUĞU İÇİN YAZMASI ÇOK ZOR AMA ONU HER HALİYLE SEVİYORUM.