trente-trois

671 63 11
                                    

hatırlamayanlar bir önceki bölüme göz atıp gelebilirler. ada ve ilayda sizi burada bekliyor olacak.

ilayda

(00.08) ilayda

gelip beni alır mısın

lütfen

ada

neredesin

evde misin

evet

bir sey mi oldu

sadece gel

lütfen

sana ihtiyacım var

tamam

geliyorum hemen

ama ne oldugunu soylesen ya bana

hadi guzelim

parka gidiyorum

oraya gel

-

"nereye gidiyorsun bu saatte?"

elindeki sigarayı ağzına doğru götürürken kayıtsızca kurdu cümlesini. bir cevap almayı bekliyor gibi görünmüyordu bu yüzden karşısındakinin sessizliğine şaşırmadı.

"sana gecenin bir vakti nereye gittiğini soruyorum ama sen cevap vermeye bile tenezzül etmiyor musun?"

ayakkabılarını giymeye çalışırken zemine damlayan göz yaşlarının arasında görüşünün netleşmesini bekledi ada. ardından usulca bir nefes çekti içine.

"bırak gideyim."

bakışları ada'nın üzerinde dolandı. kızının, yüzüne bakacak kadar bile cesaretinin olmaması onu epey güldürüyordu. bu korkaklık geninin nereden geldiğine dair soru işaretleri vardı aklında.


"o kıza gidiyorsun değil mi?"

ada'dan bir cevap gelmeyeceğini ve sorduğu sorunun cevabının ne olduğunu gayet iyi biliyordu. sözde bir soruydu bu.

"sen akıllanmayacaksın. eskiden piçin birinin elinde ziyan olacağını falan düşünürdüm. ama sen daha beteri için hayatınla kumar oynuyorsun."

ada göz yaşlarının artık akmadığını anladığında olduğu yerde dikilip annesine döndü. ağzını açıp içinden geçenleri bir bir sıralamak istiyordu. karşısındaki kadına karşı içinde biriktirdiği öfkenin tamamını kusup, zemine bırakmak istiyordu. ama yapamazdı.

"hediyeni götürmeyecek misin?"

alayla söylediği cümleyi çarpık bir gülüş takip etti. ardından dakikalardır elinde tuttuğu şeyi ada'nın ayakları dibine fırlattı.

"hadi şimdi siktir git."

yere eğilip, annesinin kırmış olduğu bilekliğe uzandı ada. büyük bir mutlulukla almıştı bu bilekliği. ilayda'ya verebilmek için.

umarım anneme benzemem. | girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin