tanıtım

5 2 0
                                    

Geride bıraktığım çok şey var. Koyduğum hedeflere biraz daha yaklaşmak için harcadığım insanlar, sırtımı çevirdiğim düşler var. Herşeyden önce bir ben varım. Bir ben, kazandıkları kaybettiklerini karşılamadığı bir ben. Sahi hedeflerimiz geride bıraktıklarımıza değiyor mu?

    Benimkileri toplayınca elde koca bir eksi kalıyor.

   Defalarca kez yazılmış her seferinde yarım bırakılmış bir intihar mektubu gibiyim. Anne ellerim kokuyor. Ellerim ölüm kokuyor. Her gün bir ölüye selam veriyorum aynada. Gördüklerim beni korkutuyor. Koca bir korku sarıyor beni.

   17 yaşım eziliyor. 18 yaşım kaçıyor. Geleceğim yanıyor.

    Didem MADAK'IN  şiirinde dediği gibi insan zihninde dönüp duran bir çıkrığı duymazlıktan gelemiyor, unutamıyor. O çıkrık acı bir sesle dönüyor. Nereden doğduğunu bile bilmediğim güneşim nereye gittiğini bilmediğim bir şekilde batıyor.

   Hoşçakal canım kendim. Hoşçakal inanmışlığım. Hoşçakal umutlarım. Kendime koca bir elveda ediyorum. Elimi sıkmama gerek yok. Ben benden çok gittim alınmam kendime.

   Unuttuğum çok şey var. Hoşçakal dediğim herşey. Geriye dönüp bakacak cesaretimde yok üstelik. İnsanlar seni unuttuğunda ölürsün derler. Kendini unutmak intihar mı? Evet öyle ve intiharların en acılısı. Tam bitti dediğin kalbim atmıyor dediğin yerde bir gülümseme gelir umut dolar için aynı acının kat be kat fazlasına lanet olası bir gülümsemenin getirdiği umut yüzünden katlanırsın. 

  Bir çok kez çizdim kendimi hiç birinde gülümseyen bir kadın yoktu. Ağlayan bir gökkuşağı vardı. Bulutların arasında yanan bir şehir vardı. Sokağın ortasında ağlayan bir çocuk vardı. Ben neredeydim?

  Şimdi başım yastıkta uyuma vakti. Uyumaya çalışırken uyuyakalma vakti. Huzurlu uykular herkese.

Ölü bir kızın rüyalarını geçirdiği odayı kollarıyla kırmızıya boyama vakti. Zamandan yokluk. Saatten Ölü Kırmızı.

   Çok fazla intihar mektubu yazdım. Gel sonuncuyu birlikte yazalım.





Ölü kırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin