'You're a nineteenth floor view'

119 14 9
                                    


Jake'den
Ben mutfakta atıştırmadık şeyler hazırlarken Sunghoon ise odamda oturuyordu. Ne kadar değişik bir durumdayım bana onca söz söylemesine rağmen onun tek bir göz yaşına bile kıyamıyorum. O çok güzel nasıl kıyabilirim ki çok güzel çok. Her şeyi fazlasıyla güzel.

Sunghoon- Jake bu kadar fazla şey hazırlamana gerek yoktu.

Jake- İşime karışma sen başla ben geliyorum

Sunghoon- Ben bekleyeyim birlikte başlayalım

Jake- Peki al şu tabakları masaya koy

Ben son olarak bir şey eksik mi diye masaya bakınmaya başladım. Her şey tamamdı. Ay bu ne sanki evlenme teklif edicem. Neyse daha fazla kendi kendime konuşmamalıyım deli olduğumu düşünecek.

Sunghoon- Gel hadi

Jake- Geldim istediğin başka bir şey varsa-

Sunghoon- Hayır Jake her şeyden fazlasıyla var.

Bende oturunca bir şeyler yemeğe başlamıştık. Sunghoon hala çok durgun duruyordu. Daha fazla kalbim acıyormuş gibi hissediyordum.

Jake- Sunghoon

Sunghoon- Efendim

Jake- Ne düşünüyorsun?

Sunghoon- Hiiç öyle sadece dalmışım

Jake- Anlat

Sunghoon- Kurtulamayacağım değil mi?

Jake- Evet o yüzden anlat

Sunghoon- Peki sence böyle şeyler yaşamamış olsaydık başka bir türlü karşılaşmış olsaydık acaba farklı olur muydu?

Jake- Ama o zaman daha kötü şeyler olabilirdi. Bence şu anda çok kötü durumda değiliz.

Sunghoon- Hayır Jake görmüyor musun? Ben seni çok kırdım sırf saçma sapan biri için şu an beni yaka paça evden atabilecekken bana yemek hazırladın beni dinledin. Fazlasıyla kötü durumdayız ben cidden seni kırmak istemem sadece aptal bir şekilde beynim çalışmayı durdurmuştu. Ne kadar özür dilesemde benim için az geliyor. Sana öyle şeyler demeye hakkım yoktu. O gün sırf beni mutlu edebilmek için gelmiştin yanıma ama benim söylediğim şeyler neden Jake neden beni dövmüyorsun neden canımı yakmıyorsun.

Jake- Aptal sana daha ne kadar söyleyeceğim sana aşık olduğumu. Sunghoon anlamak istemiyorsun ama seni cidden çok seviyorum. Senin canın yanması da istemiyorum. Ben bunu isterken sen bana neden beni dövmüyorsun diyorsun yapamam. Ben sana el kaldırsam benim de canım yanar. Sen cidden benim için özelsin ne olursa olsun seni bir şekilde seviyorum. Bu son bulmuyor evet canım acıyor mu acıyor ama dayanılmaz değil. Senden karşılık alıp almayacağımı bilmeden seni seviyorum. İstersen beni sevme hatta umursama ama ben seni seveceğim ne kadar canımı acıtsan da seveceğim çünkü senden kopamıyorum.

Kafamı Sunghoon'a çevirdiğimde salya sümük ağlıyordu. Hayır ciddiyim gerçekten salya sümük ağlıyordu. Yanımda ki peçetelikten bir peçete alarak onun yanına gittim. Elimdekini ona uzattım onu alarak yüzünü sildi. Çok tatlı gözüküyordu çok şirin. Daha sonra bir şey demeden sarıldı bana çok sıkı sarıldı sanki hep isteyeceğim bir sarılma güven dolu sarılma. Beklemeden karşılık verdim.

Jake- İstediğin kadar ağlayabilirsin sunghoon. Seni durdurmayacağım içini dök. Söylemek istediğin ama söyleyemediğin şeyleri dök. Seni yargılatacak kimse yok burada sadece ben ve sen varsın istediğin kadar ağla.

Sunghoon- O gün

Benden ayrılarak göz kontağı kurdu.

Sunghoon- O günde böyle demiştin buz pistinde aynısı demiştin. Ama ben o gün sana boktan şeyler dedim. Gerçekten beni affedebilir misin Jake.

Jake- Evet sunghoon seni affedeceğim.

Gülerek yüzüme baktı tekrar kollarını bana sardı.

Sunghoon- Çok teşekkür ederim.

Jake- Ama Sunghoon bir şey demek istiyorum.

Sunghoon- Efendim

Jake- Lütfen beni sevmeyeceksen bana umut verme bunu canımı ne kadar yaktığını bilemezsin lütfen bana karşı biraz bile ilgi beslemiyorsan bana ymut verme.

Sunghoon- Jake ben, ben denemek istiyorum. Seninle nasıl olacağız sadece denemek istiyorum.

Jake- Ciddi misin?

Sunghoon- Evet.

Do You Feel The Love 《Jakehoon》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin