***
-17 aralık 2007-
Hyunjin yetimhanede kalmaya başlayalı yaklaşık 2 yıl olmuştu. O korkunç olaydan sonra doğum günlerini kutlayamıyor, kendini hep suçlu hissediyordu. Annesi ve babasını kaybettiği o gün ruhu da ölmüştü, hayat dolu bir çocuk değildi artık. Sık sık kabuslar görüyor, ağlayarak uyanıyordu. Prensmişçesine sevgi gördüğü ailesi artık yoktu, yetimhanedeki bu ortam onu daha da zorluyordu. Buradaki çocuklara fazlalık muamelesi yapılıyordu. Verilen yemeklere bile özen gösterilmiyordu, Hyunjin yiyemediği için bu süreçte kilo verse de zamanla alışmak zorunda kalmıştı. Sonuçta artık yapayalnızdı, ona yemek yapacak kişiler yoktu, onun yüzünden yoktu.
Öğle yemeğinden sonra hafta sonu olduğu için odasına çıkmaya karar vermişti, sessiz biri olduğundan burada hiç arkadaşı da yoktu. Odada da ilgileneceği bir şey olmadığından bulunduğu kattaki kütüphaneye girip okumak için kitap aradı. En çok ilgisini çekeni alıp okumaya başladı. Yarım saat geçti geçmedi, odaya yetimhanedeki sorumlu birkaç personel ve geçen hafta da yetimhaneye gelmiş olan, evli olduklarını öğrendiği bir çift girdi. Bugün yine evlat edinmek için insanların geldiği günlerden biriydi. Hyunjin iç çekip önündeki kitaba döndü.
"Hyunjin?"
Bir dakika bile geçmeden adının seslenildiğini duyan Hyunjin şaşkınlıkla personele döndü.
"Efendim?"
"Bizimle gelmelisin."
Şeklinde yanıtlayarak Hyunjin'e elini uzattı. Hyunjin kendisine uzanan eli tutmayı reddederek yerinden kalkıp kütüphanenin çıkışına doğru onları takip etti. Şimdi ise müdürlerinin odasına gidiyorlardı. Herkes koltuklara oturduktan sonra müdür konuşmaya başladı.
"Hyunjin, bu görmüş olduğun çift seni evlat edinmek istiyor, onlarla gitmek ister misin? Kesin kalmak zorunda değilsin zaten, bir hafta deneme süreci olacak. Ne dersin?"
Hyunjin kafası karışmış hissediyordu. Bir yanı artık bu ortamdan kurtulmak istese de diğer yanı emin olamıyordu, onlara da zarar vermekten korkuyordu. Birkaç dakika kendi düşünceleri içinde kaybolduktan sonra denemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek kabul etmeye karar verdi.
"Tamam, olur. Deneyelim."
Kadın sevinçle ellerini çırptı ve gözleri doldu, hemen eşine sarıldı. Bu görüntü ona annesi ve babasını hatırlattığında görüşünün bulanıklaştığını hissetti ve kafasını eğdi. Yeni annesi olacak kadın ayağa kalktı ve elini uzattı.
"Hadi gel, beraber çantanı toplayalım."
Hyunjin ona uzanan eli tuttu, beraber eşyalarını toplamak için odaya gittiler. Tüm kıyafetleri çantaya koyduktan sonra Hyunjin ayıcığını eline aldı, beraber yetimhane binasından dışarıya çıktılar. Hyunjin güvenlik abiyi selamlayıp bahçeden de çıktığında, önündeki arabanın şoför kapısından çıkan bir adam, arabanın kapısını onlar için açtı. Hyunjin o olaydan sonra bir daha hiç arabaya binememişti, okula bile yürüyerek gidiyordu. üvey anne ve babası oturduktan sonra Hyunjin'in de binmesini beklediler fakat o donmuş gibiydi, konuşmuyordu. Sadece gözleri dolmuş bir şekilde titriyordu. Kadın geçen hafta geldiğinde Hyunjin'in durumu hakkında bilgi sahibi olmuştu, ama yine de böyle görünce ne yapacağını bilememişti. Hızla arabadan inip Hyunjin'in boyuna doğru eğildi.
"Canım, arabalara binmenin zor olduğunu biliyorum ancak evimiz buraya yakın değil. Yanıma oturursan ben seni korurum, kötü bir şey olmayacak. Güven bana, tamam mı?"
Hyunjin dolmuş, boncuk boncuk bakan gözleriyle kadının sakinleştirici ses tonuyla konuşmalarını dinledikten sonra gözlerine baktı. Yavaşça kafa sallayıp arabaya bindi. Şoför de onlar bindikten sonra kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna oturdu. Hyunjin ses çıkarmasa da kalbi çok hızlı atıyordu, arabanın çalışma sesini duyduğu an nefesinin daraldığını hissetti. Farkeden kadın Hyunjin'in ellerini tuttu ve konuşarak onu sakinleştirmeye çalıştı. Nefesi yavaş yavaş düzene girerken yolun geri kalanını da korkuyla geçirdi.
Araba durduğu an hızla kapıyı açıp dışarı çıktı. Onun ardından çıkan kadın da Hyunjin'in elini tuttu.
"Bak, güvendesin artık."
Adam da arabadan çıktıktan sonra şoför arabanın bagajından valizi aldı ve kapıyı açtı. Bahçeden eve giden bir yol vardı, yolun sonunda evdeki diğer görevliler bekliyordu. Hyunjin evin büyüklüğü ile şaşkına dönmüştü. Eski evinin neredeyse üç katıydı. Kapının önündeki görevliler şoförden Hyunjin'in çantasını alıp, aldıkları emirle çantayı Hyunjin için hazırlatılmış odaya götürüp yerleştirdiler. Bu sırada Hyunjin yeni annesinin elini tutmuş, evi geziyordu.
"Eviniz çok büyük ve güzelmiş."
Kadın genişçe gülümsedi.
"Öyle deme, evimiz de. Burası artık senin de evin, tabii istersen."
Hyunjin de kadına gülümsedi, kendi annesinden sonra ona bu kadar kibar davranan ilk kişiydi.
Evi çoğunu gezdikten sonra nihayet sıra Hyunjin'in odasındaydı. Oda oldukça genişti, kendine ait banyosu olmasının yanı sıra küçük bir giyinme odası bile vardı. Yatağının olduğu yer ayrı, koltukta oturarak televizyon izleyebileceği yer ayrıydı. Sanki her şey hayal ürünüydü. Hyunjin heyecanla teşekkür etti.
"Banyoya bir sürü şampuan,krem duş jeli vb. şeyler koyduk. Hangisinin kokusunu seversen onu kullan, daha sonra en çok hoşuna gideni bana söyle ki bundan sonra ona göre alalım. Sen şimdi banyo yap, üstünü değiştikten sonra aşağı gel. Akşam yemeği saati geliyor. Olur mu?"
Kadın Hyunjin'in saçlarını karıştırdı ve gülümsedi. Hyunjin de karşılık verdi ve kafasını salladı. Hemen ona denileni yapmak için banyoya girip işini halletti. Giyinme odasından bir eşofman takımını giyip merdivenlerden aşağıya indi.
Masa çoktan hazır ve onu bekliyordu. Masanın başında babası, solunda annesi oturuyordu, annesinin karşısındaki sandalyeye oturdu ve yemeklerini yediler. Uzun süre sonra gerçekten güzel yemekler yediğini hissetti.
Masadaki herkesin yemeğinin bitmesiyle kadın konuya girdi.
"Hyunjin'cim, birazdan alışveriş merkezine gidip sana alışveriş yapalım diyoruz. Ne dersin?"
"Olur.. Teşekkür ederim."
Karı koca Hyunjin'e gülümsediler ve herkes üstünü değiştirip aşağı indi. Yine arabaya binmesi gerektiği için zor olsa da katlanmak zorunda kalmıştı. Alışveriş merkezinden geldiklerinde Hyunjin yorgun hissediyordu. Evdekilere iyi geceler dileyip odasına çıktı, yatağına uzanıp gözlerini kapadı.
bunu evin girişi olarak düşünün
Bu da evin tamamı
_______________
yetimhane kısmını falan berbat yazmış olabilirim ne yazsam bilemedim ama yapacak bir şey yok umarım güzeldir