Ders zili 5 dakika önce çalmasına rağmen hoca gelmediği için herkes ayrı kafadan konuşuyordu. Sınıfta konuşma sesleri artarken bir yandan da sınıf başkanımız herkesi susturmaya çalışıyordu ve başım şişmişti. En son kimse susmayınca başkan da pes edip sırasına oturdu.
Tam o sırada koridora bakan pencereden, hocanın geldiğini görmemizle sınıf ölüm sessizliğine büründü. Yanında bir öğrenci olduğunu fark ettim ve aklıma ilk minho geldi. Tanrım lütfen o olsun lütfen. Hoca kapıyı yavaşça açıp içeri girdi ve arkasından da tahmin ettiğim gibi minho girdi.
"Günaydın"
hep bir ağızdan konuştuk
"Günaydın hocam"
Minho'yu göstererek konuşmaya başladı
"Arkadaşınız özel okuldan geliyor, daha önce devlet okuluna hiç gitmemiş. Yeni okuluna alışmasında yardımcı olun lütfen."
"Ben yardımcı olurum"
"Bende"
"Ben teneffüslerde okulu gezdirebilirim"
"Hayır ben gezdiririm"
"Saçmalamayın ben gezdiricem"
"Çocuklar sessiz olun da arkadaşınız kendini tanıtsın. Ağzını açmasına fırsat vermediniz."
"Ben Lee Minho. Buraya Cheongdam özel okulundan geldim. Umarım iyi geçiniriz."
sınıftakilere baktığımda erkekler de dahil bir kaç kişi ağzı sulanmış şekilde ona bakıyordu. Şöyle dikkatli baktığımda cidden aşırı yakışıklıydı, herkesin aşık olacağı türden hemde.
Herkes ona ilah görmüş gibi bakarken nedensizce içimde bi kıskançlık oluştu. Onu ilk tanıyan bendim ve okuldaki tek arkadaşım olabilirdi. Onu kimseye kaptırmaya da hiç niyetim yoktu.
"Sınıfta istediğin bir yere oturabilirsin Minho."
öğretmenimiz bunu dediği anda Minho gözünü sınıfta kısaca gezdirdi ama benim olduğum tarafa çok dikkat etmedi. Bunu cam kenarında olduğuma verdim ama yine de biraz kırılmıştım. Ben olsam direkt fark ederdim heralde. Ama o hala fark etmemişti. Orta sıradaki boş yere doğru ilerliyordu ki aceleyle bağırdım.
"Minho"
Kafasını çevirip bana baktığı sırada sınıfta birkaç kişi aralarında konuşmaya başladı.
"Bu eziğin derdi ne?"
"Kafayı üşütmüş galiba"
"Yanına oturmasını falan mı bekliyor?? TAM BİR EZİK"
Bunları Minho'da duymuş olmalıydı çünkü tek kaşını kaldırmış en son konuşan kişiye bakıyordu. Sonra sakince bana döndü.
"aa jisung sende mi bu sınıftasın"
bunu dediği gibi yanıma gelip çantasını sıraya bıraktı. Oturmadan önce bir defter çıkarıp masanın üzerine koydu ve oturduğunda bana dönüp çok içten bir şekilde gülümsedi. Bir an hayal gördüğümü düşünmedim değil. Onu kısa süredir tanıyor olsam da böyle yapması kısa çaplı bir şok geçirmeme sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fight or Kiss [Minsung]
FanfictionYaşadığım duygu yoğunluğuyla arkasından yaklaştım ve kollarımı göğsünde birleştirdim. Bunu beklemediğini taş gibi kesilen vücudundan anlayabiliyordum. Olduğu yerde kalmıştı. Benim beklemediğim şeyse titrek nefesiydi... Yan çiftler: hyunlix, chanmin...