Gün geçtikçe hüzünle bakan
gözler görmekten sıkıldım artık
Gecelerden daha karanlık olmazlar giriyor hatıralarımın koynuna
Hayattan uzvunu kesiyorum
olurların
Aynaların gönlü kırık
Hayatı,
bugün de acıtarak yaşıyorum
Kanatarak yaşatıyorum seniBir yer söyleyin dostlar!
Etiketine bakmadan
üstüme başıma alabileyim o yalnızlığı
Mutluluğun parayla satın alınamayacağı bir yer söyleyin
Aşksızlığın,
evsizliğin,
Tekrara düşen yaprakların olmadığı bir yerBugün de
Eski bir şarkı ile uyanarak yıkadım yüzümü
Kaldırımlardan taşan iç sesimin boğukluğu
Sabah bitmeden
çocuk ruhlar yetiştirdim salıncaklara
O gıcırdayan salıncaklar çok oldu zincirlerini ikindiye dökeliAh alaycı dostlar!
Acil çıkış tuşunu icat eden yok mu aranızda?
Geçmişi silme tuşunuz var mıdır üzerinizde fazladan?
Doksanlık bir kasetin makarasına sıkışıp kalmak nasıldır?
İleri sar kabuslarımı,
boğazımda düğümlenen ukteden sıyırıp at nefsimi Tanrım!
Daha kötü ne olabilir?
Belirsiz derinliklere yolculuk yapıyorum yarınlarla birlikte
Bugün de acıtarak yaşıyorum,
kanatarak yaşatıyorum kendimi
Nedenini bilmedenÇıkarsam ya yeryüzünden sayfalarını türbülansların,
Tanrı'nın kader dediği
tamamlanamamışlıklar
Seni tanıdığım günü çekip çıkarsam Dünya'nın çekirdeğinden
Eksilir biraz unutamadıklarım
Belki biraz daha büyürüm
Perde kapansın,ışıklar sönsün
Gözlerinin ardında yıldızlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİNİN ARDINDA
PoetryUzun zamandır kalbimle, keşke ve pişmanlığın ortak dilinde konuşmamıza rağmen, birbirimizi anlayamıyoruz.. "Taşıyamayacağım kadar yük bindirdin omuzlarıma" diyor... "Hani beraber karar vermiştik bu hayatın yükünü çekmeye?" Oysaki ben bütün isyanları...