Çorak Güneş tarlaları içinden sevdikçe tomurcukları ağarır şimdi
Yüzünü döner hazanın kızı
Küser kızıl kızıl gün batımında
Pencerende fısıltıları rüzgarın
Kahve tonları ağaçların,
Eylül akşamlarının serin gülüşleriyle buradayım
Sevgilim aç kapını
Yorgun bir yazdan kalma adımlarımÜşürsen sarıl bana
Ne de güzel serersin saçlarını göğsüme
Ne de güzeldir bir içimlik
kahvenin yanında süt tenin
Televizyonda en sevdiğin filmVeda ederken Ağustos'a
uzun ve koyu muhabbetler demlenirdi
Gözlerimde yaprak dökümü
Boş odalarda bağlı kalmış dilim
Avuçlarımda hala yaşıyorken buselerin
Geçmişten kendime gelirimGidince yağmur oldu vapurlar
gidişler ayaklandı ardın sıra
Dokunuşlar ağladı
Harlandı
İçimde vagon vagon tren yangınlarıGidince daha masum olur sanmıştım gözlerimin rengi
Ardında gitmek istediğim ülkeler
Kahve tonları ağaçların
Sade ve şekersiz kahve tonlarına alışmalarım
Televizyona bakmıyorum artık
Radyoda en sevdiğin şarkıGelmiyor ya saatinde vapurlar kıyıya
Şu zamanlarda tam da bir yıl
içimde yanan son vagon külle yeksan oldu olalı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİNİN ARDINDA
PoetryUzun zamandır kalbimle, keşke ve pişmanlığın ortak dilinde konuşmamıza rağmen, birbirimizi anlayamıyoruz.. "Taşıyamayacağım kadar yük bindirdin omuzlarıma" diyor... "Hani beraber karar vermiştik bu hayatın yükünü çekmeye?" Oysaki ben bütün isyanları...