HAFIZA KAYBI

44 1 0
                                    

Nerdeyim nereye gidiyorum ne hissediyorum niye hep bi çıkmazda son buluyor bütün kapılarım. En önemlisi ben kimim niye burdayım?
Tek bildiğim evimden uzakta olduğum tabi bir evim varsa peki ya ailem var mı. Düşündükçe koca bi hiçliğe dogru adım atıyorum ve buna devam ediyorum sonuç alabildiğim yok ama sadece tek yapabildiğim şey düşünmek ve bundan kendimi alıkoyamıyorum.
Düşüncelerim gibi bende çıkmaza yürüyorum karanlık gittikçe beni içine çekiyor ve buna ne kadar dur desemde bi işe yaramıcağının çoktan farkına varmış durumdayım ama dur demeye devam ediyorum buna rağmen beynim ayaklarıma söz geçiremiyo. Dursam sanki biticekmiş gibi hissediyorum ruhum bedenimden çıkıp bu ıssız karanlık ve soğuk ara sokaklara karışıcakmış gibi.

Aslında geceleri seven biriyim ama bu karanlık oldukça korkunç ve tenime işlemekle meşgul sanki. Başka şeyler de hissediyorum ama hâlâ ne olduğunu çözebilmiş değilim doğrusu acı var sadece ve karanlığın asaletine eşlik eden bir soğuk. Sanki takım olmuşlar gibi tüylerimi diken diken yapmaya devam ediyorlar. Tam bu sırada bi kelime beynimde zonkladı resmen. Evet hissettiğim şey acı. Tam olarak buydu ama neyden kaynaklı olduğunu bilmiyodum. En sonunda bi gecekondunun yanina gidip duvar kenarına oturdum. Acının neyden kaynaklı olduğunu bilmem gerekirdi elbet. Ellerimle bedenimi yoklamata başladım ve başımın sağ tarafından elime kan bulaşmasını hissetmemle acıyla inlemem bir oldu. Bütün bedenimi yakıp kavuran bi acıydı bu. Nasıl olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Aslında doğrusu şuan hiçbişey bilmediğimin farkına vardım adımı bile... Ve aniden beynimden vurulmuşa döndüm hafıza kaybı mıydı bu ? Bu düşüncenin keskinliğiyle birlike kanla dolmuş avcumu başımdan çektim ve boş ifadelerle elime baktım. Normalde kanı hiç hazetmeyen biriydim ama bu sefer o kadar tepki olmamıştı mide bulantısı haricinde. Beynimdeki bütün bilgileri kontrol etmeye başladım ama sadece hatırladığım üzerimden geçen bi kedi sayesinde uyandığım ve sonrasında sadece yürüdüğümdü. Baya yol kat etmiştim ama hala bi yere varamamıştım arada bir gece kondular vardi fakat hepsi harabeden farksızdı aynı bedenim gibi. İyice korkmaya başlamıştım şuana kadar hickimseyi veya hicbir araba görmemiştim ben neredeydim böyle. Ve hala başım kanıyordu. Başım dönmeye başlamış ve mide bulantım artmıştı. Sonuçta kafaydı kanayan yer bunlar pekte anormal sayılmazdı. şuana kadar ne kadar kan kaybetmistim acaba? Az yada cok farketmez ama birinden yardım istemem gerekiyordu. Yavaşca etrafı taramaya başladım fakat görünürde kimse yoktu belkide kaderim böyleydi. Lakin ben asla kaderime boyun eğmicektim bu şekilde kimsesiz bi şekilde ölemem. Bu çok acımasızca. Kimse böyle ölmemeliydi.Bu düşüncelerde boğulurken bi ses duyduğumu farkettim anında beynimi susturarak ses gelen yöne baktım ama kimse yoktu. Belkide durumum iyice kötüleşti ve garip sesler duymaya başlamıştım. Ama bunun beynimin oyunu olmadığını farkettim biraz uzakta loş ve çelimsiz bir ışık yayan sokak lambasının orda bi gölge olduğunu gördüm. Belkide korkmam gerekirdi ama böyle bi durumda tek seçenğim oydu. Duvardan destek alarak ayağa kalktım ve o sırada gölgenin olduğu yerden bi adam çıktı yüzü belli olmuyordu karanlıktan ve yaşını tam saptayamadım. O da beni görmüş olmalı ki durdu ve benim olduğum yöne kafasını çevirdi ve dikkatle baktı kalbimin korkudan teklediğini hissettim fakat Sonra adam adımlarını hızlandırarak yürümeye devam etti. Bunun üzerine aceleyle korkumu bir kenara bırakıp hızla peşinden koştum ve koştukça başıma bıçak saplanırcasina ağrı girdi öylece kaldim. Başimı kaldırdığımda adamın henüz çok fazla uzaklaşmadığını farkettim ve sesimin çıkabildiği en büyük yükseklikte ''HEY!" diye bağırdım. Fakat sanki duymamış gibi adımlarından taviz vermeden yoluna devam etti. Duyduğundan emindim aslında. Sonra arkasından yürümeye başladım ve "pardon bakar mısınız" diye tekrar seslendim caresizlikten gözüm dolmaya başlamıştı ve her geçen saniye başımın daha çok döndüğünü hisettim. Artık gözümün karardığına emindim. Son kez gözümden yaşlar akarken "yalvarırım yardım edin" dedim titreyen sesimle ve daha fazla ayakta duramayacağımı farkettim. Soğuk zemine diz üstü düştüm ve acıyla inlemem bir oldu. Bunun üzerine beni biraz olsun umursamayan adamın olduğu yerde donduğunu fatkettim ama belkide artık cok geçti kafamdan akan kanlar yüzünden tişörtüm kan gölü haline gelmişti ve artık ayaklarımı hatta bedenimi dahi hissetmiyordum son kez adama baktığımda loş ışık altında benim mahfolmuşuma şahit olduğunu gördüm ve son kez sessizce "yardim et lütfen" derken kendimi beton zeminin soğukluğuna biraktim. Herşey için çok geç kalmışım gibi hissediyordum. Belkide ölüm anımdı şuan bilmiyordum. Düşüncelerim beynimi terkederken adamın ne yaptığını merak ettim çekip gitmiş miydi yoksa hala orda dikiliyor muydu bakmak istedim fakat gözlerim buna izin vermedi hafif aralık olan gözlerimde yavaşça kapandı ve kendimi karanlığa teslim ettim.

KARANLIĞIN MELODİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin