Bölüm 4 part 2

468 32 39
                                    

Uyarı: Argo, kendine zarar verme.

"And on the Lower East Side you're dancing with me now.
Ve şimdi Doğu Yakası'nda benimle dans ediyorsun.
And I'm taking pictures of you with flowers on the wall.
Ve ben duvardaki çiçeklerle senin fotoğraflarını çekiyorum."

***

Hızla odasına girerken nefes almasına yardımcı olması adına tüm kıyafetlerini çıkartıp atıyor.

Etki yaratmasını beklerken kesik ve hızlı aldığı nefeslerden kıyafet çıkarmanın hiçbir yardım dokunuşunda bulunmadığını fark edince hızla banyoya giriyor.

Su.

Her zaman Sirius'u rahatlatmış aklını berraklaşmıştır. Onu hiçbir şeyin bir önemi olmadığını hissettirir. Bu hissi açıklayacak olsa 'Ben varım, bu yeter' gibisinden bir his diye açıklardı.

Adeta suyun büyüsüne kapılır ve kendisini tamamen kaybederdi Sirius. Yavaş yavaş su beklediği gibi etkisini gösterirken gözü kapalı Sirius'un dudağında hafifi bir memnuniyet gülümsemesi beliriyor ve anında geri gidiyor. Şimdi tamamen su ile birleşik. Tüm dünyevi sorunları uzaklaşırken bu düşünce ile sıkışık, derin bir nefes veriyor en sonunda.

Sular her zaman onu rahatlatmıştır. Bunu söylemiş miydi?

***

Ah, bu iyi değil diye mırıldanıyor Sirius.

Siktir.

Bu 'hiç iyi değil''den de öte seni aptal.

Sirius hızla elini baldırındaki bir anda fazlalaşan kana bastırıyor. Hiçbir şifa büyüsü bilmiyor yani tek kelimeyle sıçtı ve kimseyi suçlayamaz çünkü kendisini etkiden çıkaramayıp sınırı aşan o.

En başa gelelim. Olay şöyle gelişmişti:

Sirius, rahatlamak için banyoya girerken bari girmişken temizleme işini de halledeyim diye düşünerek eline jiletini aldı. Daha sonra ise bakışlarını takip eden elini baldırında aletine oldukça yakın olan kimsenin görmediği o eski yaralarında gezdirdi.

Bazen sinirlendiğinde ve bunaldığında kendisini rahatlatmak için küçük çizikler bahşederdi vücuduna. Bazen bacağına bazen kollarına.

Ve hayır, bu ailesiyle olduğu gibi değil. Annesi gibi değil. Küçük, Sirius'un isteğiyle oluşan ve acıtmayan küçük çizikler. En azdından boğazındaki yumruyu geçiriyor ve rahat bir nefes vermesini sağlıyordu.

Hayır, hayır, hayır.

Bu doğru değil. Bu yanlış. Bunu yapmamalı. Sirius bunu biliyor. Bırakmıştı. İzler eskiydi. Şiddet olmazdı. Nefret ederdi. Ama bu ona göre şiddet değildi. Bir rahatlama yöntemiydi.

Ve oh, olamaz. Bu çok yanlış. Böyle düşünmemesi gerek. Onun sorunu ne?

Sirius, yumruğu ile hızla göz yaşlarını silerken kafasını elleri arasına aldı.

İyi olacak. Her şey normale dönecek. İyisin.

Sürekli bu kelimeleri kendisine fısıldayıp durdu Sirius. Bu sözler Effie'nin sesi ile aklında yankılanıyordu ve bu ona garip bir şekilde iyi geliyordu. Bu yüzden gözlerini sımsıkı sıkıp bir süre sesin aklında yankılanmasına izin verdi.

İyi olacak. Her şey normale dönecek. İyisin.

***

Yapmaması gereken bir şey yaptı ve pişman. Ama içinden bir ses tekrar olsa tekrar yapacağını söylüyor-ama hayır. Bu siktiğimin işi yine bir bağımlılık haline gelmeyecekti. Sirius bırakmıştı artık. Gayet normaldi.

Pekala. Aile problemleri olan serseri biri olarak o kadar da normal değildi. Fakat o Sirius. Ailesinden gördüğü şiddetten dolayı şiddetten nefret eder, herkese yavşar ve hep dalga geçme modundadır. İşte. Bu o. Kendine zarar verip histeri krizi geçiren kişi o değil. Onun bir parçası değil. Sirius bunu kabul etmiyor.

Kendisini her bir kesikle sanki temizleniyormuş gibi hissettiğini tamamen görmezden geliyor.

Dediği gibi, bu düşünceler ve hisler ona ait olamaz. Bunu asla kabullenmeyecek.

***

"Sirius?"
"Moony."

Bu kadar.

Remus'un tek bir sesi, bakışı veya sadece varlığı bile savunmasını düşürebiliyordu.

Bu anlardan oldu olası nefret ediyordu Sirius. Kendini zayıf hissettiriyordu. Nedeni ise belliydi. Sirius her zaman kendisini kendi düşüncelerinden, içindeki canavardan korumak amaçlı bariyer kurardı. Fakat ne zaman lanet şu olası kurt Remus Lupin gelse Sirius'un tüm savunması yerle bir oluyordu.

James ile her zaman dertleşirlerdi ve James onu her zaman desteklerdi. James, her zaman Sirius'un savunmasını güçlendirirdi.

Lanet olası Remus Lupin ise sanki bu savunmayı kurması saatler, haftalar, aylar almamış gibi tek bir bakışı ile yerle bir ederdi.

Acınası.

Acınasısın diye fısıldadı Sirius'un aklındaki ses.

Aklındaki ses annesinin sesiydi.

Sanki Sirius'un aklı Sirius'u en çok neyin kırıcağını biliyormuşçasına her zaman doğru sesi ve anıyı kullanırdı.
Sanki dışarıda yeterince sevmeyeni yokmuş gibi kendi aklı ona oyun oynuyordu.

Kendisi Sirius'un en büyük ve aşılamaz düşmanıydı.

Ve Sirius bundan nasıl kurtulacağını bilmiyordu.

Bu nefret ve hüzünden nasıl kurtulacaktı?

"Padfoot."
"Siktir git Moony."

Gözyaşlarını silerken yatağının perdelerini açmaya çalışan Remus'a izin vermedi. İçindeki olumsuz duygular hızla büyürken sesini düzeltti.

Bir kere daha diye mırıldandı Sirius. Eğer bir kere daha seslenirse kavgaya hazırım. İçindeki nefret taştı taşacaktı. Tek bir damla ve kavga başlasın.

"Pekala. Sınav tarihleri belirlendi. Bu yüzden Peter ve James çalışmaya gitti. Sınavlara iki hafta var."

Sirius'u hafif bir şaşkınlık kapsadı. Sınavlardan kısa bir süre sonra yaz tatiline gireceklerdi çünkü. Sirius tabii ki Potter'lara gidecekti. Zaten tüm sene ailesiyle iletişime girmemişti. Halbuki onlar her zaman Sirius'a doğrudan eve gelmesi gerektiği hakkında mektup yollarlardı.

Garip.

Kafasını hızla sallayıp bunun daha iyi olduğunu düşünürken aklında bir isim yanıp söndü. Regulus. Küçük kardeşi. Reggie'si.

Onu o evde yalnız bırakamazdı. Son zamanlarda annesinin beyin yıkaması Regulus'un üzerinde işe yarıyor gibi gözüküyordu ve Sirius bunun sebebini kendisi görmeden edemiyordu. Onu orada bırakamazdı. Ne yapacaktı? Regulus onunla Potter'lara gelmezdi. Asla. Peki. Onu zorla getirebilirdi.

İmkansız.

Regulus bir keçi kadar inatçıdır.

Bir anlaşma.

Gözleri parladı Sirius'un. Eğer küçük Reggie'nin ilgisini çeken bir anlaşma sunarsa gelirdi.

Memnuniyet ile gözlerini kapadı Sirius. Pekala ki ayrıntıları yarına bırakabilirdi. Şimdi uyku vaktiydi. Dersler ise...

Moony'nin yatağına fırlattığı çikolataya sevgiyle baktı.

Dersleri ise eh, Moony'sine ağlar, bir şekilde geçerdi.

***

Sınav haftası falan derken tatile girdik ve hemen bölüm yazdım. Asırlar sonra yazdığım bölüm nasıll??

K. WolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin