K. Wolfstar

Bölüm 19

Uyarı: Argo
Bu bölüm, altıncı sınıfın yaz tatilinden önce herkesin ne yaptığını anlatan bir bölümdür.

***

"Reeeemus."
"Sirius, kes şunu-"
"Beni taşı!"
"Sarhoş musun sen?"
"Belki? Ne önemi var. Taşı beni!"
"Off..."

Lily, yüzünde ufak bir gülümseme ve baş sallama ike ona mahcup bir gülümseme atan Remus'a gitmesi için izin verirken yalnız kaldığında can sıkıntısı ile etrafına bakındı.

İlerde solda Peter, sevgilisi Monica, Alice ve Frank'in tanımadığı hufflepuftan bir kaç öğrenci ile konuştuğunu görebiliyordu.

Marlene ile Dorcas'ın müziğin zevkini çıkardığını biliyordu çünkü görmezden gelmek zor olan bir çifttiler. İkisi de ne kadar mutlu olduğunu belli etmekten çekinmeden dans ediyorlardı.

Lily'e sorarsanız, oldukça parlak bir çiftlerdi ve etraflarına sevgi yaymaktan çekinmiyorlardı.

Bu da onun sadece daha çok kıskanmasına yol açıyordu.

James'in ilk fırsatta Regulus'a kaçtığını biliyordu yani onu bir konuşma için kenara çekemezdi.

Eskiden ondan ne kadar nefret ettiği düşünülürse onların şu anda bu kadar anlaşması şaşırtıcı.

Belki de eskisi kadar sahte gelmediğindendir, Lily şimdilerde James'i tatlı bile buluyordu.

Mary'nin ise gecenin başında konuştuğu erkekle kaçamak yaptığından emin olduğundan dolayı odaya gidemeyeceğini biliyordu, bu yüzden yalnız olan tek kişinin kendisi olmasına karşın mutsuz ve huysuz bir şekilde biraz nefes almak için gölün oraya gitmenin kötü olmayacağını düşündü.

Ne zaman ortak salonda parti olsa, insanların fazlalığından oksijen azalıyormuş gibi hissederdi Lily. Özellikle sınavlardan sonra bir parti veriliyorsa ve orada hufflepuf varsa. Çünkü herkes bilirdi ki eğer orada herhangi bir hufflepuf varsa bu da orada ot var demektir.

Lily insanlarla olmayı sevmiyor değil, yeni insanlar yeni tecrübeler demektir ve Lily yeni tecrübelere bayılır. Fakat baş öğrenci olduğundan ve sürekli ceza verdiğinden olsa gerek kendi arkadaşları dışında tüm öğrencileri oldukça korkutmuş olmalı ki hiçbir partide yabancı birinin onunla konuşmaya çalıştığını gördü.

Kendisi yanlış anlaşılmayı düzeltmeye pek hevesli de değil zaten.

Yalnızlık iyidir. Sorun yok. Her ne kadar kendisi dışında herkes mutlu ve yalnız olmasa da. Ve biraz kıskanç olsa da o iyi. Ömründe daha uzun yıllar var. Önceliği mezun olmak ve iyi bir işe girmek. Tercihen seherbaz olmak. İlişkiler sonra da gelebilir.

Lily umutsuz bir nefes bırakırken yanına hırka aldığı için kendisini tebrik etti. Ona kendi hırkasını teklif edecek kimsesi yoktu sonuçta.

"Lily?"
"Mary? Bu sen misin?"
"Hm."

Lily, şaşkınlıkla yanına oturan Mary'e baktı. Parıltılı elbisesinin eteği kısaydı ve boynuda oldukça açıktaydı.

Üşüyor olmalı diye düşünürken kendisini hırkasını çıkarırken buldu Lily.

"Partide konuştuğun şu çocuğa ne oldu?"

Hiçbir şey demeden kendi hırkasının bir ucunu Mary'e uzatırken ikisine de bir ısıtma büyüsü yaptı ve Mary'nin çıplak omzunu yasladığı omzundan gelen sıcaklığın tadını çıkardı.

"Homofobik aptalın tekiydi. Bende tekmeyi bastım. Gerçekten bu erkekler kimlerle yakın arkadaş olduğumu unutuyor."

Lily, Mary'nin bu tatlı sinirine gülerken ikisi de tatlı bir sessizliğe büründü.