0.2

306 8 0
                                    

Medya: Atilla
————————

Ellerim direksiyonda, aklım ise Atilla'da kalmıştı. O titreyen çenesi, yardım dilenen gözleriyle ellerimi sıkı sıkı sarmışken gelen hizmetçiyle ellerini çekmiş ve hiçbir şey olmamış gibi tuvalete girip kapıyı kilitlemişti. Ardından da Akif gelmişti. Gönülsüzce yarın tekrar gelmemi söyleyip kapıya kadar geçirmişti. Bu işlerin çabucak bitmesini istiyor gibiydi.

Birkaç günlüğüne tuttuğum otele gidip kartımı resepsiyondan alarak odama girdim. Ferah, çok lüks olmasa da temiz bir oteldi. Eşyalarımı bırakıp, odanın içindeki buzdolabından küçük bir viski çıkarıp, bardakla birlikte koltuğa oturdum. Bardağıma viskimi doldururken aynı zamanda da telefonumdan Handan'ın numarasını tuşluyordum. Karşıdan
"Alo?" diye bir ses gelince dudaklarım kendiliğinden yukarıya doğru kıvrıldı.
"Buradaki işim biraz uzun sürecek gibi, birkaç haftalık iznini isteyeceğim Handan. Benim hastalara da sen bakabilir misin?"
"Hay Allah'ım, o kadar hastaya sen zor yetişiyosun. Napiyim ikiye mi bölüniyim?"
"Benim maaşı da sen alırsın."
"Tamam. Aha, dur bekle. Bidaha söyle ses kaydına alıyorum."
"Handanım, canım benim al bütün her şeyim senin olsun. Hadi bitanem, hadi." Deyip yüzüne kapattım. Atilla'yı o şerefsiniz elinden kurtarana kadar hiçbir yere gitmeyecektim.

____

"Atilla ile Akif Bey sizi kış bahçesinde bekliyorlar." Kafamı sallayıp içeri girdim. Bu sefer Akif'in yanımızda odun gibi durmasına izin vermeyecektim. Çiçeklerle süslü ortasında masa bulunan camekankı odaya girdim. Akif telefonuyla, Atillada başını eğmiş elleriyle oynuyordu. Elimdeki dosyaları masaya bırakıp Atilla'nın karşısına oturdum. İkisinin de yüzü bu hareketimle bana dönmüştü.
"Başlayalım öyleyse. Yalnız," soğuk bakışlarımı Akif'e yönelttim.
"Seans'a Atilla'yla tek devam etmek istiyorum. Sizin için de bir sakıncası yoksa." Dudaklarını oynatıp sonra konuşacağız gibi bir şey söyledi ve kalktı. Açıkçası pek de sikime almıyordum kendisini.

"Atilla, bana karşı dürüst olmanı istiyorum. Korkma. Birazdan konuşacaklarımız bu odada kalacak, kimseye anlatmayacağım." Usulca başını salladı.
"Akifin hayal olduğunu iddia ettiği olaylar, ilk ne zaman başladı?" Kendisi bana açılana kadar bekledim; belki bir kaç dakika, belki daha fazla. Büyükçe bir nefes çekip dudaklarını oynattı. "Bütün bu anlatacaklarım, ettiğimiz saçma bir kavga yüzünden başladı. Biz onunla şey yaparken,"

Gözlerini kaçırdı. Kalbim ağrıyordu. Üç sene boyunca her gün kendisinden bir açıklama bekleyecek kadar bağlanmıştım ona, canımdan çok sevdiğim adama. Sadece bana gösterdiği taraflarını başkasına da gösterecek kadar bizi içinde bitirmesi, aşkımızı... Burnumun direği sızlamaya başlamıştı.

"Gözlerimin içine baka baka 'Bana eski sevdiğimi hatırlatıyorsun' demişti. Her sarhoş olduğunda ondan bahseder, koynumda ağlardı. Ama bu yaptığı hepsinden daha acı vericiydi. Çünkü sarhoş değildi." Sesi sonlara doğru kısıldı. Gözlerinden ilk damla süzüldü, yere düştü.

"Bana bütün sarhoşken yaşattıklarının sinirini ağzıma gelenleri yüzüne akıtmakla geçiremedim. Bir de üzerine tokat attım. O ne olduğunu anlamadan onu üzerimden itip o daha nolduğunu anlayamadan kendimi tuvalete kitledim. Kapımı yumruklamaya başladı, ne kadar süre bilmiyorum. En son dayanamayıp 'Siktir git Akif!' diye bağırdım. Bir sessizlik oldu. Ardından bir şey kapıya çarpıp kırıld. Bana olan sinirini ikimizin fotoğrafının olduğu çerçeveden çıkarmıştı. Birkaç saat tuvaletin soğuk zemininde kendimi kapıya yaslayarak oturdum. İçeri girdiğimde saat 2.07'idi. Yorganı üzerime çektim. Uyumaya çalışıyordum. Kapı birden açıldı. Karanlıkta kim olduğunu seçemesem de Akif olduğunu biliyordum. Sendeleyerek yanıma geldi. Bileklerimden tutup,"

Gözyaşları o kadar şiddetlenmişti ki anlatamıyordu. Gözünü silen eline uzandım. Aniden kolunu kendine çekince ismini söyleyip tekrar tuttum. "Atilla. Şu an kışbahçesinde, birlikte oturuyoruz. O anda değilsin, geçti." Baş parmağımla bileğini okşayıp bir andan da rahatlatmaya çalışıtım. Derince bir nefes alınca konuşmasına devam etmesi için elini bıraktım.

"Bileklerimden tutup bacaklarımın üzerine oturdu. Hareket edemiyordum. Üzerime eğilip dudaklarıma kapandı. Alt dudağımı öyle sert çekiştiriyordu ki kendimi çekemedim. Gözümden yaşlar akıyordu. Kendimi çekip yüzüme alaycı bir gülüşle baktı. Alkol içtiğini belli eden nefesi dudaklarıma çarpıyordu. 'Bağırsana, şimdi de kurtarsınlar seni o adamın elinden. Kimse ben değil Atilla. Kimse seni benim elimden kurtaramaz.' Dedi bana."

________

Handan ile Deniz sevgili değil arkadaşlar.

AJÚTA  / BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin