2. Bölüm Devamı..

114 4 13
                                    


   ("2. Bölüm Devamı" nın   öncesini okumayanlar hesabıma girip oradan okuyabilirsiniz, şimdi den iyi okumalar.)

   Bir müddet Hürkan'a sarılıp ağlamıştım. Çevremde olan biten, çevreme toplanan insanlardan zerre haberim yoktu. Nasıl olabilirdi ki böyle birşey? Annem le babam nasıl kaza geçirmişlerdi?

  Emre ben ağlarken fark ettirmeden telefonu almış ve hastehanenin yolunu tutmuşdu. Yanında  Rümeysa'da vardı.

  Hürkan yaklaşık 15 dakika nın sonunda:

H: Rahatlamış mı küçük hanım, şimdi daha iyi misin? [hafifçe gülerek devam eder] Merak etme ailen iyiymiş ama kuzenin Mert...

  Derin bir sessizlik oldu. Mert'e ne olmuşdu?!

Y/N:  M-Mert mi? Ne oldu Mert'e!

  O derin sessizlik yerini koruyordu.

Y/N: Hürkan birşey söyle! Mert'e ne oldu?... HÜRKAN!..

  Hürkan bir şey söylemediği gibi bir de somurtuyor, gözleri doluyordu. Ne olmuşdu Mert'e....

H: Her neyse.. Hastaneye gidince öğrenirsin, ama şimdiden söyleyeyim..

  Beni güldürmeye çalışıyordu, belliydi. Çok üzüleceğim birşey olmuşdu. Ne olmuşdu?

Y/N: BENİMLE ALAY MI EDİYORSUN? SANA NE OLDUĞUNU SORDUM SEN İSE BENİ GÜLDÜRMEYE ÇALIŞIYORSUN? BÖYLE BİR DURUMDA NASIL GÜLEBİLİRİM? AİLEM KAZA YAPMIŞ, MERT E BİRŞEYLER OLMUŞ HER NE OLDUYSA ÜZÜLECEĞİM BİRŞEYLER OLMUŞ VE SEN... VE SEN HALEN GÜLDÜRMEYE ÇALIŞIYOR GÜLÜYORSUN? İYİ MİSİN? OYALAMA VE NE OLDUĞUNU SÖYLE!

H: P-Peki.. Özür dilerim... Ama kendini aynı bu şekilde belki de daha fazla şekilde hırpalamandan korkuyorum. Lütfen bana söz ver böyle olmayacak?

İşte o son söz bana yetmişdi.. Kanım dondu.. Üşüdüğümü hissettim. Kendini parçalamak mı demişdi o? Hırpalamak? Bu kadar kötü ne olabilirdi ki kendimi hırpalayayım? Soğuk soğuk terledim. Sessizlik oldu, kafede ki herkes susmuşdu. Bu bana özel birşey miydi? Sadece ileride ki arabaların sesleri geliyordu.

  Y/N:  N- ne oldu Mert'e? Bu kadar kötü ne olabilirki değil mi canım? Kendimi parçalayacak kadar ne olabilirdi ki? Hıh birşeycik olmamışdır değil mi?.. Hürkan sana diyorum, birşey olmamışdır DEĞİL Mİ?!

Sesim titremeye başladı. Hürkan'ın gözleri dolmuşdu neredeyse ağlayacakdı. Evet şimdi hatırladım, Emre ile Rümeysa bir hışımla çıkmışlardı. NE OLMUŞDU?

Y/N: Hürkan yalvarırım susma.. Yalvarırım bana birşey söyle, vaz geçdim ve özür dilerim;kabul ediyorum tamam, lütfen beni teselli et..... HÜRKAN YALVARIRIM LÜTFEN SUSMA....

  Canımdan çok sevdiğim kuzenime ne olmuşdu? Yine bir müddet sessizlik oldu, daha sonra Hürkan beni düştüğüm yerden kaldırdı. Yerlerde sürünüyordum ağlamaktan. Beni kaldırıp kucağına aldı. Yüzümü onun omzunun aşağısına doğru yaslamışdım. Elerimi sarıldığımızda olduğu gibi önüme aldım. Ayaklarım dirseklerinin üstünden sarkıyordu.

H: Henüz bilgimiz yok prenses, merak etme. Sanırım iyiymiş ama sadece ameliyata alacaklarmış.

  Ameliyat mı? Ve sadece ameliyat mı? Sanırım Hürkan kafayı yemiş olmalı. Ameliyat diyor ve sadece ameliyat diyor. Sanki birşey yokmuş gibi.

Yol boyunca susmayı tercih ediyorum ama elimde olmadan ara ara hıçkırıklarım duyuluyor sessiz arabanın içinde.

                         ........

  Hastaneye varınca yine Hürkan beni kucağına alıyor ve gideceğimiz yere kadar taşıyor. Çevrede bulunan insanlar bize garip garip bakıyorlar ama o anda bunları ne ben ne de Hürkan umursuyor. Tek düşündüğü şeyin Mert olduğunu biliyorum ve aynı şekilde benim de tek düşündüğüm şey Mert oluyor. Mert'e ne olduğu oluyor..

   Ameliyat hanenin kapısının önüne geldiğimiz de beni yavaşça koltuğa bırakıyor ve kendisi Emre'nin yanına geçiyor. Rümeysa beni görür görmez yanıma koşuyor ve bana sıkıca sarılıyor.

R: İyi misin? Seni çok merak ettik ama yetişmemiz gerekiyordu. Sizin sarılmanızı bölmek istemedik. Biliyor musun çok yakışıyorsunuz[göz kırparak] maşallah diyelim de nazar değmesin değil mi?

  Ona samimi olan sinirli bakışlar atıyorum ama bu dediği de hoşuma gidiyor. Daha sonra birden aklıma Mert geliyor.

Y/N: Rümeysa! Mert-Mert'e ne oldu?

  Rümeysa şaka yaptığımı falan sanarak;

R: Deli misin kızım? Ne Mert'i? Annen ameliyatta Mert değil ki? Hem Mert nereden çıktı hayırdır?

  Mert kuzenim di ama aramız kötü idi. Yine de onu çok seviyordum. Konuşmasakda ve ya birbirimize çok uzakda olsakda yine de onu çok seviyordum. Tatlı bir çocukdu,kısaca sevilmeyecek gibi değildi. Mert benden yaşça büyüktü ve küçüklüğümde ailemden çok beni o yetiştirmişti. Okula o götür getir yapmıştı. Ama şu aralar aramız çok samimi değildi.

   O an  Hürkan'ın bana bakıp sinsice güldüğünü gördüm.. Neden bunu yapmışdı ki? Yakınlaşmak için? Ve ya kötülük için.. Bence her ikisi içinde yapmışdı.

Y/N: A- ama Hürkan dedi ki..

R: kızım çok safsın. Sana safsın dememe kızıyorsun biliyorum ama öyle. Hem Mert'den önemli birisi şuan ameliyattaki. Sen onun içinmi gözlerin şişene kadar ağladın orada?

Y/N: Biliyorum safım ama bunu yüzüme vurmana gerek yoktu.. Ve ayrıca ailemle aramdaki sorunları biliyorsun. Yani saçma gelebilir ama şuan çokda önemli değil benim için. İçim rahatladı ya, Mert'e birşey oldu sandım. Çocukluğum Mert'le geçti. Evet biliyorum şuan aramız iyi değil ama beni o büyüttü Rümeysa. Annem'e de çok şey borçluyum fakat.. ne bileyim kızım Mert önemli benim için.

E: [sırıtarak] eee.. Nasıl geçdi sarılma?he bi de seni kucakda taşımışdı değil mi? Nasıl rahat mıydı bari? Ahahahhaha.

   Ayağa kalkarak Hürkan'a doğru yaklaşıyorum. Tam göğsünün ortasına işaret parmağımı bastırarak geri itmeye çalışıyorum ama iri yarı bedeni yüzünden geri gitmeyi bırak hissetmiyor bile.

Y/N:  Sen! Sen çok fenasın! [yine ağlamamdan dolayı içimden gelen ve elimde olmayan hıçkırıklarım duyuluyor boş ameliyat hane kapısında] sen-[hıçkırıyorum ve istemsizce ama sevinçten gözyaşlarım düşüyor.hafifçe sırıtarak] senin yüzünden ağladım boşu boşuna ha? [sesimi yükselterek] BOŞU BOŞUNA! [ittirmeye çalışıyorum ama olmuyor]

H:[ elimi tutarak beni kendine doğru çekiyor ve sıkıca sarılıp bir eliyle saçımı yavaş yavaş okşuyor] ah küçük prenses. Büyük prens sana şaka yapmak istedi. Lütfen affımı kabul edin prensesim. [önümde eğiliyor]

  O - o az önce önümde mi eğildi? Hem de bana prensesim dedi? Bana?

  Şaşkınlıktan dilim damağım tutuluyor. Sağ elimi avuçlarının arasına alıp öpüyor. Daha sonra kalkıp yüzüme bakıyor. Yanaklarımın kızardığını iliklerime kadar hissediyorum. Eminim ki yine tepkimi ölçüyordur diyerek tepki vermiyorum ve aksine yüzümü buruşturuyorum. Rümeysa nın verdiği, göz yaşlarımı sildiğim peçeteye elimi siliyorum. Daha sonra onun yüzüne bakıyorum. Her zamanki alaycı gülümsemesini tekrar yüzüne takınmış öylece bana bakıyor. Boyu benden 40 metre daha uzun olduğu için eğilerek bakıyor.ve o an şunu fark ediyorum,her geçen gün daha da yakışıklı oluyor.

Yazar:~melsy

                                      (958 kelime)

(Daha fazlası için insta: hugollyy takip etmeyi unutma)

Y/N~Hugola foreverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin