TANIŞMA devamı...

154 5 5
                                    

  Emre beni tanıttıktan sonra hürkan ın kurmuş olduğu sofraya oturduk. Benim sandalyem hürkanın yanındaydı ve bu bilerek mi böyle hazırlanmıştı bilmiyorum ama emre nin hürkana birşeyler anlattığına son derece emindim.

  Geldiğimden beri Kaan hiç konuşmamış sus pus oturup telefona bakmışdı. Sofrada da aynı şekilde oturuyordu. Bir tek Ali ve Emre bana yakın davranıyorlardı. Hürkan ile kaan ı anlayamıyordum.

  Yemekte herkes bir süre sessizliğini korudu, yemeğin sonlarına doğru Ali ortamdaki gerginliği bozmak için ortaya karışık şekilde söze başladı;

A: Emre biz senin yeni aldığın acı sosu unuttuk galiba. Sen bir getir şunu bakayım, en fazla ne kadar acı olabilir ki? [Güler].

E: [Gülerek] Oğlum hadi ordan! Sen onu yiyemezsin, çok acı o!

A: Abartma bee! Bilmiyor musun sen beni? En acı biberi getir işlemez bana,hem sen fazla iddialı konuşuyorsun bak.. Bu hikaye de yanan sen olacaksın.

E: Göreceğiz abi. [sandalyeden kalkarak] Dur bak getiriyorum..

  Emre sandalye den kalkarak dolapların birinden üzerinde "red pepper'SO HOT!'" Yazan
sosu aldı ve bir çırpıda sofraya koydu. O kadar sert koymuştu ki tabağım da bulunan iskenderin üzerinde ki  yoğurt tabaktan fırladı. Bunları yaparken alayla gülüyordu emre ve ağzında ki son lokmayı yutmaya çalışıyordu.

E: Al bakalım Ali beyefendi, eğer bir yemek kaşığı yersen bulaşıklar ben de. [güler]

A: Göreceğiz Emre beyefendi. [kıkırdar]

  Hemen acı sosu yemek kaşığı ile ağzına attı. Bunu yaparken gülüyordu ama sonradan yüz ifadesi değişti, kulakları kıpkırmızı kesildi.

A: A-abi, bu çok acıymış oğlum..Hadi ne bakıyorsunuz? Yandım diyorum, bir Allah'ın kulu da kalkıp "Alicağzım yanıyor ona su getireyim, itfayesi olayım."demiyor!

Y/N: Ali bey, fazlamı abartıyorsunuz acaba? [güler]

A: Yaw Allah Allah! İtfaye'yi arayın yanıyorum diyorum ama sen yanlış anlamışsın.

O böyle deyince  birden bakışlar bana döndü ama ne için bakıyorlar dı bilemiyorum.

Y/N: Ne bakıyonuz?!

E: Oğlum, ahahaha! Bu kadar saf olabileceğini hiç düşünmemiştim, gerçi bana karşı bir yavru kedi görüp boğan çocuklardan farkın yok! Seviyor ama boğuyor da, bir gün öleceğim..

Y/N: ÖHM! Pardon da ben mi safım? Önce sen kendine bak be, kız "sana yanık oldum su getir" diyor sen "yandın mı? Hem de bu soğukta, Allah Allah.." diye ortalıkta geziniyorsun!

E: Ama kız açık konuşmuyordu ki! Benim suçum değil. Hem konu oradan buraya ne ara geldi? Neyse anlatayım mı? [diğerlerine bakar] He ne diyonuz?! Öle şaşkın şaşkın bakmayın hele!

H: Yok ya.. Neyi anlatcan,saf bu anlamaz ki!

E:AHAHHAHAHA! ama abisi niye öyle diyorsun? Ayıp değil mi, ahahha!

Y/N:Aşk olsun emre!

A: Olsun hanımefendiciğim olsun. Hem de nasıl bi aşk olsun. [herkesin ona baktığını görür] ne bakıyonuz! Hürkan için söylüyorum, yoksa yengenizi aldatır mıyım ben! Hem de şu saf kız ile? Hiiiiiçççç...

Y/N: Ne aldatması? Ne alaka ya? Dostça konuşuyoruz, aldatma falan neden ortaya atıyorsunuz?

  İstemsizce de olsa yanaklarımın kızardığını hissettim. Hürkan'a bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Acaba o ne düşünüyordu? Tepkisi nasıldı? O da kızarmış mıydı yoksa tepkisiz miydi? Başımı öne eğip birşey demeden yemeye devam ettim..

Y/N~Hugola foreverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin