Hoşgeldiniz✨
Cihan Mürtezaoğlu-Bir Beyaz Orkide✨
Şimdi gövdemde büyüyen bu,
Arsız, kimsesiz, topraksız çiçek...Derler ki kalbe bir his ağır gelince, o kalbe ağırlık çökünce; kalp sıkışır, kendince küçülürmüş. Ben verdiğim kayıplarda bu hissi iliklerime kadar yaşamış, kalbimin bozgununa uğramıştım.
Omuzuma dokunan el ile birden irkilip kulaklığın bir tekini çıkardım. "Nazlı, bir saattir sana sesleniyorum dalıp gitmişsin."
Gelen Yılmaz abiydi, odayı toplarken şarkıya kapılıp kendimce söylenirken dalıp gitmiştim. "Korkuttum mu?" dedi az önceki ses daha yumuşak bir tonla.
"Yok abi, ben öyle kaptırmışım kendimi sen ne zaman geldin bir şey mi oldu?" diyince yüzümdeki gözlerinden belirsiz ifadeler geçti. Boğazını temizleyip, "Şimdi geldim. Abin lastiği patlattı yine. Lastiği hallederken geçen gün doğuran kedinin yavrularından biri girdi arabanın içine." dedi.
Üstüne baktığımda üzerindeki koyu yeşil ceket yoğun bir mücadele verdiklerinin izlerini taşıyordu."Ayy!" diye söze atıldım birden. "İyi mi şimdi kedi? Çıkardınız mı? Yeni de doğmuştu ufacık daha." diye kedinin derdine düşmüşken, Yılmaz abiyse yüzüme gülerek bakıp sabır çekti. "Haydi Naz sen bana süt müt bir şeyler ver de Cihan söylenmesin, çıkaralım o ufacık kediyi." dedi benim az önce ufacık dememe ithafen. Şarkıyı kapatıp telefonu masaya koyarak mutfağa doğru ilerledim. Yılmaz abi odada kalmış, birkaç dakika sonra mutfağa gelip doldurduğum süt kasesini alıp bir şey demeden abimlerin yanına geri dönmüştü.
Sokaktan gelen seslerle kapının önüne çıkıp abimleri izledim. "Lan oğlum hadi lastiği patlattın kediyi nasıl soktun lan oraya." diye hayret eden Alparslan abiydi. Elindeki yağlı bezle ellerini silerken Yılmaz abi ile abimin başında dikilmiş onları izliyordu.
"Ben sana sokacam şimdi göreceksin nasıl soktuğumu. Hasbinallah. Gel pisi pisi hadi be oğlum çık artık pisi." diyen ise abimdi.
Bi Alparslan abiye laf yetiştiriyor bi yandan da arabanın altını kontrol edip elinde süt kasesiyle kediye söyleniyordu.Kapının girişine yaslanmış onların bu halini izleyip gülerken, Yılmaz abi adını bilmediğim bir aletle arabayı biraz daha havaya yükseltmiş "Bu böyle olmaz korktu hayvan alıp çıkarmak lazım sütle olacak iş değil." diye devam etmişti.
"Konuştu paşamız." diyen abime karşı "Adam haklı oğlum elinde kaseyle Eyüp Sultan dilencileri gibi kediye mi dileneceksin böyle, gir çıkar artık şunu da gidelim Fatoş canıma okuyacak." dedi Alparslan abi. Fatoş benim küçüklükten beri beraber büyüdüğüm arkadaşım aynı zamanda Alparslan abinin de sevgilisiydi. İlişkileri mahallede çok olmasa da biliniyordu. 3 yıla aşkın bir süredir beraberlerken Alparslan abi işleri ciddiye bindirmek istese de Fatoş babasından korktuğu için zamanı var diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen Fiction21 yıl boyunca bana ağırlıktan başka hissi layık görmeyen kalbimin bu denli çarpışı neydi? Kalp bu kadar attığı için durabilir miydi? Kalbim göğüs kafesimi sarsarcasına çaprıyordu. "Nazlım," dedi. Kalbim durdu. "Nazlı kızım." dedi. Kalbim onunla can...