1

181 28 38
                                    

chase atlantic, meddle about.

Belinden kavradığım beden ile öpüşmemiz alevlenirken aklımı tamamen kaybettiğimi düşünüyordum.

Öpüşmemizin arasında elleri yavaşça benim alt taraflarımda gezinmeye başladığında gülmeden edememiştim.
İnsanların benim için çılgına döndüğünü görmek oldukça hoşuma gidiyor, gururumu okşuyordu.

Pembe dudaklardan ayrılıp hafifçe gülümsedim karşımdaki bedene.
"Çok sabırsız görünüyorsun."

Kurduğum cümle karşısında hemen beni onaylamış, nefes alışverişi düzene girmeden tekrar dudaklarıma atılmıştı.

Üzerinde baskınlık kurmamı sevdiğini söylemişti.
Öyleyse biraz sevindirmemiz gerekiyordu bu oğlanı.

"Benim cümlemi tam olarak onaylamadan ve izin almadan bir hamlede bulunma."
Kendimden biraz uzaklaştırdığım sırada sıralamıştım kelimelerimi.

Cümlem bitince bacaklarını birbirine bastırdığını fark etmemle yüzümdeki gülümseme genişlemişti.
Tek bir dokunuşumla onu mahvettiğimi görmek ayrı bir zevk veriyordu bana.

"Ceza almak ister misin, hm?"
Korkuyla gözlerini kırpıştırmış ve kafasını hayır anlamında sağa sola sallamıştı.
Dudaklarımı büzüp kafamı yana yatırmıştım bunun ardından.
"O zaman yanlış hareketlerde bulunmamaya dikkat etmelisin."

Yutkunup gülümsemişti.
"Anladım Hyunjin, bir daha olmayacak."
Kafamı salladığımda tekrardan dudaklarına kapanmıştım.

Bir yerlerden kulaklarımı tırmalayan sesler geliyordu, ne kadar oraya odaklanmak istemesem bile arama asla sonlanmıyordu. Telefon kapandığı an tekrar ve ısrarla çalıyordu.
Zar zor ayrıldığım dudaklardan uzaklaşıp telefonumu açmıştım.

Arayan Yang şirketinden olan Yang Jeongin idi.

"Efendim Yang?"
Hâlâ nefes nefese olmamı umursamadan telefondan gelen sesi dinlemeye başladım.
"Merhaba Hwang, yeni yayınlayacağımız dergi üzerinde birkaç şeyi konuşmamız gerekiyor.
Bu hafta işlerimiz çok yoğun olduğu için haber verememiştim fakat şimdi boşluğum varken bilgilendirmek istedim. Müsaitsen gelmen çok iyi olur."

Neredeyse tek nefeste söylediği cümleleri gerçekten beni sevindirmişti ama tam şu anda olacak iş değildi.
Bu dergi çekimini çok uzun zamandır düşünüyorlardı ve kabul edildiğine oldukça sevinmiştim. Çünkü tamamen benim projesi sayılırdı.

"Yarın falan yapamayız mı bunu? Çünkü şu an pek müsait olduğumu söylemem."
Karşıdan ilk birkaç saniye ses gelmemişti.
Düşünme süresi diye düşünüp ben de bir şey söylememiştim.

"Biliyorum çok ani oldu bunun için gerçekten çok üzgünüm fakat dediğim gibi bu hafta hatta belki haftaya da çok yoğunuz. Biliyorsun, sizinle olan proje haricinde yürüttüğüm üç tane daha proje var. Cidden boş zaman bulmak beni zorluyor.
Ayrıca proje üzerinde düşündüğüm çok iyi fikirlerim olduğunu belirtmek isterim. İnan bana çok iyi olacak."

Derince bir iç çekip karşımda beni bekleyen, benim için delirmiş olan oğlana baktım.
Onu ve kendimi zor durumda bırakmak bana şu an hiç mantıklı gelmiyordu.
Fakat bu proje olmalıydı, olmak zorundaydı.

"Ah, peki o zaman. Tam olarak saat kaçta gelmeliyim şirkete?"
Karşımdaki oğlan benim kelimelerim üzerine üzgün ve sinirli olduğunu belli ederek kıyafetlerini hırsla üzerine geçirmeye başlamıştı.

Gitme diyecek halim yoktu elbette.
Bana bu şekilde davranılması beni oldum olası hep sinir etmişti.

Odamın kapısını açıp, gitmesini beklemiştim.

"Saat 14:00 uygun mu?"
Telefonumu yüzüme çevirip saate baktığımda sadece yarım saat kaldığını görmüştüm.
İçimden bile olsa bir 'of' çekip onu onaylamak zorunda kalmıştım.

Kısa bir vedalaşmadan sonra da telefonu kapatmıştık.
Sadece fermuarı açık olan pantalonumun fermuarını çekip, birkaç düğmesi açık olan gömleğimi iliklemiştim.

Odadan çıkmadan önce ise, askılığa astığım ceketimi omzuma almıştım.

Lee şirketinin aksine Yang şirketiyle gayet iyi anlaşmaktaydık.
Ne kadar akraba bile olsalar Yanglar bize daha samimi geliyordu.

Belki de aradaki çekişme, bunun daha fazla gün yüzüne çıkmasına neden olmuştu.

Yang şirketinin önüne geldiğimde arabamı rastgele bir yere park edip, içeriye girmiştim.
Artık ezberimde olan odayı bulmam çok zor olmamıştı.

Fakat toplantı odasında hiç beklemediğim bir sima daha vardı.
Lee şirketinin en büyük oğlu, Lee Minho.

merhaba!
uzun zamandır bekletiyorum biliyorum ama gerçekten bir türlü yazamıyorum.
silmeyi bile düşündüm bu fici ama kıyamadım.
ilk bölüm hayırlı olsun 💓
diğer bölümleri slow update olmasına rağmen, daha uzun yazmaya ve daha hızlı yazmaya çalışacağım!!
güzel okumalar dilerim. ♡

meddle about, hyunho.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin