2

181 20 80
                                    

the weeknd, try me.

"Merhaba,"
dedim geniş toplantı odasında benim yerim olduğunu düşündüğüm koltuğa otururken.
Jeongin biraz endişeli gözüküyordu.
Büyük ihtimalle odada olan, şu an ki gerginlik yüzündendi.
"Lee, senin geleceğinden haberim yoktu."
dedim biraz ukalâ bir ses tonuyla.
Yüzünü bana çevirip, gülümsemişti o ise.
Samimi bir gülümseme değildi elbette ki.

"Ne zamandan beri sana yapacağım şeylerin haberini veriyorum ki, Hwang?"
başımı eğip yavaşça hafif dalgalı olan saçlarımı karıştırmıştım. Kafamı kaldırdığımda ben de onun bana yaptığı gibi samimiyetten oldukça uzak bir gülümseme takınmıştım yüzüme.

"Doğru genelde yaptığın hamleleri tahmin etmesi zor olmadığı için, hep haber veriyormuşsun gibi oluyordu."
Sinirle nefes alıp Jeongin'e çevirmişti yüzünü.

"Evet Jeongin, seni dinliyorum."
Jeongin sonunda konunun o'na geldiğini görünce eline şeker verilmiş bir çocuk gibi sevinmişti.
"Bildiğiniz üzere ikinizle de ayrı ayrı projelerimiz var.
Projeler ilk bakıldığında gerçekten harikulâde fakat derinlere inildikçe elbette ki eksikler bulunuyor maalesef.. Bunun üzerine ben de iyice projeleri inceledim. Ne ekleyebiliriz, neleri değiştirebilir? fakat nereden tutsam diğerinizin projesini anımsatıyordu.
Ben de durum böyle olunca iki projeyi birleştirmenin çok çok güzel olacağı kanısına vardım."

Minho son cümlesinden sonra derince bir nefes aldı ve bana döndü.
"Şu an bu hırs işini falan bırakıp tamamen projelere odaklanmamız gerektiği için sana sormadan bir şey söyleyemem. Ne düşünüyorsun?"

Dudağımı ıslatıp aslında baya büyük bir proje olacağını düşündüm.

Lee ve Hwang.

Baya iyi duruyordu aslında.
Bu iki proje kabul alırsa kesinlikle çok fena patlardı.
Buna adım kadar emindim.
Herkesin düşman olarak gördüğü, aralarında hep çatışma olan iki şirketin ortak projeleri olacaktı.
Kim şaşırmazdı ki?

"Aslında ilk bu fikirden hoşlanmadım fakat baya büyük bir ilgi toplayabilir, hatta toplar.
Bu nedenle benim için bir sorun olmadığını belirtmek isterim."

Jeongin, cümlemin üstüne sıcacık gülümsemesini sunmuştu.
"Peki öyleyse, bu sayede benimde işlerim biraz olsun rahatlamış oldu.
İki büyük proje yerine bir tane tamamen her şeyi hazırlanmış proje üzerinde çalışacağım. Eğer vaktiniz varsa birer kahveye ne dersiniz?"

Minho gülümseyerek teklifini kabul etmişti.
Benim ise hâlâ inmeyen bir şişliğim vardı ve artık cidden oldukça fazla rahatsız ediyordu.

"Çok güzel olurdu fakat benim gitmem gerekiyor.
Başka bir zaman benim size kahve borcum olsun."

Jeongin dudağını büzüp ellerini iki yana açmıştı.
İş arkadaşından ziyade, gerçekten çok iyi anlaşıyorduk. Dost kavramını ikimizde görebiliyordum.

"Bir kahve içecek vaktin yok mu?"
Oturduğum yerden kalkıp başımı iki yana sallamıştım.
"Çok üzgünüm Jeong."

Jeongin ile vedalaştıktan sonra benden önce davranarak kahve almaya gitmişti. Ben de arkamı dönmüştüm ki Minho'nun lafı tekrar onun olduğu tarafa dönmeme neden olmuştu.

"Benimle vedalaşmayacak mısın Hwang?"

Yavaş ama büyük adımlarla yanıma ulaştığında sırıtmıştım.

"Benimle temasta olmak istemene şaşırdım Lee."
Kollarını enseme attığında benim ellerimde hemen güzel belini bulmuştu.
Bedenini birçok kez hem kendi gözlerimle hem de çekildiği magazin dergilerinde görmüştüm.
Ağız sulandıracak bir fiziği olduğunu inkâr edemezdim. Beli ince ve bacakları oldukça dolgundu.
Kulağıma doğru yaklaşıp ilk nefesini üflemişti.
Zaten zor durumdaydım bir de Minho'nun böylesine etkileyici davranması, üstüne üstlük aklım dolanan fiziği kafamı bulandırıyor ve direkt olarak alt tarafımı harekete geçirmek için zorluyordu.

"Bir daha şirkete patlayacak bomba gibi gelmemelisin."
Dudağını hafifçe boynuma sürterek yüzüme baktığında sırıtmıştı.
İma ettiği şeyi anlamam saniyeyi bulmamıştı.
Ben de o'na yaklaşıp dudağına doğru konuşmaya başlamıştım.
"Belki de yardım etmek istersin diye düşünmüştüm."
Kafasını sağa yatırarak tatlı bir şekilde uzaklaşmıştı cümlemin ardından.
"Oldukça yanlış bir düşünce olmuş Hwang."
Sırıtıp yanağını hafifçe okşadıktan sonra arkamı dönüp gitmeye hazırlanmıştım.
"Beni denemelisin Lee, sani tekrar zirveye çıkarabilirim."
Son cümlemi de söyledikten sonra beyaz kapıyı açarak gitmiştim.

ben KOSKOCA 2 gunden beri bu bolumu attim saniyordum 😭😣😣
ama atmamisim 😾😾
simdi atiyorum okuldan cikinca okursunuz diye :(

BU YILBASI BOLUMUYDU AMA OF
neyse
mutlu yillarr 🦋💗💓💘

meddle about, hyunho.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin