7; senin suçun değildi.

281 25 64
                                    

serendipity.

'bana seslendiğinde senin çiçeğin oluyorum, sanki bunu bekliyormuş gibi. büyüleyici bir şekilde çiçek açıyoruz. belki evrenin kaderi bu.'

"Sakın elimi sonsuza dek bırakma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sakın elimi sonsuza dek bırakma." Güzel ellerini avuçlarımda tutarken bunları söyledim ona. "Çünkü bende seninkini bırakmayacağım."

Kütüklerde oturup capella'yı aşığımla birlikte uzun birsüre izledik. Bir ara Jimin üşüdü, küçük bedeninin hafifçe titrediğini görür görmez koşarak gidip ince sarı bir battaniye getirdim üzerine. Sonrasında yine yıldızların ve daha birçok şeyin hakkında konuştuk. Artık içeri girme vakti geldiğinde ise Jimin'i üzülerek yıldızlarından ayırdım ve beraber eve girdik. Tabiri caizse kendimi yatağa fırlatma ve ölü gibi yatma isteğim tamamen yok oldu eve girdiğimizde. Sanırım o da benden farksızdı çünkü bana çikolatalı süt teklifinde bulundu, bende kabul ettim.

Jimin ikimize sıcacık çikolatalı sütler yapmak için mutfağa gitmeden hemen önce beni zorla banyoya soktu ve iyice rahatlamamı, içeriye öyle gelmemi istedi. Vücudum rahat olursa kafam da olurmuş, öyle söyledi. Her ne kadar erinsem de itiraz etmeme izin vermeden beni orada bırakıp bebek adımlarıyla mutfağa koştu ve yalnızca birkaç saniye sonra tıkırtı sesleri gelmeye başladı bile, işte o varken evimde ses ve neşe oluyordu. Onunla hayat buluyorum diye boşa demiyordum.

Sesler giderek artarken gülmeden edemedim. Elimi uyuşuk bir tavırla kıyafetlerime attım ve bir bir çıkarttım hepsini. Gözüm karşımdaki tozlu aynada duraksadı, daha doğrusu Jimin'den önce tozlu olan aynada çünkü onun yokluğunda bu ayna da dahil olmak üzere tüm evi temizlemiştim. Yine o görüntüler doldu aklıma. Bana o aynadan attığı bakış geldi gözümün önüne, hemen salladım kafamı ve o anı unutmaya çalıştım, daha fazla vakit kaybetmeden duşa girdim. Normalde olsa küvete su doldurup öyle banyo yapardım çünkü en iyi o şekilde rahatlıyordum ama bir süredir küvet kullanımını kapatmıştım kendime. Ayrıca içerideki minik sevgilimi bekletmek istemediğimden acele etmem gerekiyordu. Musluğu açtım, ılık tarafını çevirdim ve akan suyun altına soktum bedenimi. Saçımdan aşağı, boynumu ve omuzlarımı bir güzel ıslattım, derin nefeslerim ve sıcak hava birbirine karıştı, aynada büyük bir buğu yaptı. Nane kokulu şampuanımla birkez köpürttüm saçımı, aynı köpükleri omuzlarımın üzerine de bırakıverdim.

Kim bilir, belki omuzlarımdaki yaralara ve yüklere iyi gelirdi.

Bugün yaşadığım şeyler benim için yıllardır gördüğüm kâbuslardan bile kat be kat daha kötüydü. İşin ciddiyetini sonradan kavrayabildim, gerçekten de duş almak daha iyi hissettirmişti. Sakin kafayla olanları bir daha düşünmek gerçekleri yüzüme çarpmıştı, aklım yerine gelmişti ve pişman olmuştum. Herşeyi hiç düşünmeden geride bırakmak aptallığın ta kendisiydi, sorumsuzluktu. İntihar girişiminde bulunmak ise tamamen toyluktu. 30 yaşında bir adamdım, bu yaşıma kadar çok şey görüp geçirmiş, zorlukların altından bir şekilde kalkabilmiştim. Ama yine de aptal ve toydum.

Capella : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin