5.Bölüm: Geçmişi Hatırlamak

423 24 3
                                    

Sabah uyandığımda yumuşacık bir yatakta yatıyordum. Ama ben en son duvara yaslanmamışmıydım? Sanırım beni James taşımış gerçekten şaşırdım  iyi çocuk gerçekten ben onun abisini bıçaklıyorum ama o bana kıyamayıp yatağa yatırıyor. Bravo gerçekten ama bende en azından bunun karşılığını vereyim değil mi? Yataktan kalktım. Etrafıma bakındıktan sonra odanın içinde bir banyo olduğunu gördüm. Ve hemen duşa girdim sonuçta misafirim değil mi kullanabilirim buraları tabikide. Kıyafetlerimi çıkardım ve duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra üstümden çıkardığım kıyafetleri tekrar giyindim, her ne kadar bunu sevmesemde... Daha sonra koridorun aşağısına yavaşça inmeye başladım. Evden hiç ses gelmiyordu, uyuyorlardır diye düşünerek mutfağı aramaya başladım. Sonunda bulduğumda buzdolabını açtım ve içinden omlet malzemeleri aramaya başladım. Ne sanıyorsunuz kötü kız olduğum için yemek yapmayı bilmediğimi falan mı peki aslında haklısınız yemek yapamam ama kimse bu kötü kızdan daha lezzetli omlet yapamaz. Ben bunları düşünürken bir yandan da omleti yapmayı tamamlamıştım. Tabakların nerede olduğunu bulmak için dolaplara bakarken bir anda kapıdaki şaşkın yüzü gördüm tabi bu haline elde olmadan kıkırdadım.
" Vay canına kesinlikle senden böyle bir şey beklemezdim." dedi James.
Bende " Zaten inan sadece bunu bekleyebilirsin çünkü başka bir şey yapmayı bilmiyorum."dedim
"Bu arada dün beni bir yatağa taşımışsın onun için yaptım bu omleti teşekkür amaçlı..." ben dün dedikten sonra suratı düştü ve
" Dün neden Jordan ' ın omzuna çakı sapladın? " dedi hüzünlü bir sesle bende onun aksine boş ve duygusuz bir sesle cevap verdim
" Ben hiçbir zaman, eğer birileri ben bir malmışım gibi konuşursa yerimde durmam ve ona haddini bildiririm aslında senin de haddini bildirirdim ama sen daha atik davranıp çakıyı elimden aldın."
" Şimdi hala bana haddimi bildirmek gibi bir niyetin var mı?"
" Eğer tekrar ben bir malmışım gibi konuşursan neden olmasın."
" Tamam bu arada sanırım tabakların yerini arıyordun, tabaklar senin solundaki dolapta..."
" Tamam sağol, Jordan falan da gelicekse ona da bir tabak çıkartabilirim. "
" Hayır Jordan dinleniyor şimdi, eğer acıkırsa bana söyler ben ona götürürüm. " dedikten sonra yanımdaki çekmeceden çatal ve bıçakları çıkarıp benim masaya koyduğum iki tabağın yanlarına yerleştirdi.

●○●○

Kahvaltımı bitirdikten sonra konuşmaya gerek duymadan kalktım ve içeri geçtim. Acaba telefonum nerede? Diye düşünürken merdivenler birinin indiğine dair sanki uyarırmışçasına gıcırtı çıkarıyordu. Merdivenlere doğru baktığımda Jordan 'ı gördüm, omzu sarılıydı ve beni görünce sanki şeytan görmüş ve onu öldürmek isteyen biri gibi bana bakmaya başladı. Bense onu görmezden geliyordum. Piç, keşke öldürseymişim. Zaten izimi de tam bastırarak çizememiştim. Kolundaki yaptığım ize baktım, büyük ihtimalle birkaç haftaya o iz kaybolurdu ama umrumda bile değil çünkü nasıl olsa tekrardan yapıcam o izi. Evet aynen dediğim gibi sadece doğru zamanı kollayacağım. Kimse elimden kolay bir şekilde kurtulamaz değil mi?
Mutfağa girdiği zaman konuşma sesleri geldi ama bir süre sonra bağırışmalar başladı;
" Ben senin abinim benim dediğim olacak! O kız bu evden gidecek!! Anladın mı!"
" Hayır o burada istediği kadar kalabilir ve sen buna engel olamazsın abi!!"
" Sen o sürtük yüzünden omzuma kaç dikiş yedim biliyor musun lann!!"
" Ne fark eder o ben istediğim müddetçe burada kalacak YA-NIM-DA!! Anladın mı kuş beyinli!" James yanımda lafını öyle bir bastırarak söyledi ki benim bile tüylerim diken diken oldu.
Bir anda Jordan mutfaktan çıktı sinirle burnundan soluyordu göz göze geldik, bana nefret dolu bakışlarını attıktan sonra vestiyerin üstündeki ceketini aldığı gibi kapıyı çarparak çıktı. O çıktıktan sonra James yanıma geldi. Ve:
"Kusura bakma Elizabeth"dedi.
"Herneyse önemli değil" dedim. James her zaman bana Elizabeth diyordu ama ben nedense bunu çok önemsemiyorum çünkü genelde daha doğrusu hiç bir zaman hiç kimsenin bana Elizabeth demesine izin vermem herneyse sanırım biraz fazla düşündüm.

●○●○

Akşam olmuştu ve ben sabahtan bu yana James ile hiç konuşmamıştım. Sadece öğlenleyin tekrar mutfağa girip atıştırmalık yedim. Şu an ise koltukta oturuyordum hava da kararmıştı James ise yanımdaki tekli koltukta oturuyor ve telefonuyla beraber bir şeyler yapıyordu. Karnımın tekrardan acıkmaya başladığını hissettiğim için James seslendim;
"James..."
"Efendim..."
"Ben acıktım onun için yemek yapmamda bana yardım etsene..."
"Etsene değil eder misin Elizabeth." dedi ahh gıcık çocuk
"Herneyse işte sadece gel..."
"Hayır sen diyene kadar gelmeyeceğim."
"Ahhh çok sinirsin, tamam peki yardım eder misin..."
"Evet ederim."
" Biliyor musun çok gıcıksın! "
" Biliyorum." Ahh bu çocuk bu kadar gıcık olmak zorunda mı!?!
Mutfağa geçtiğimizde makarna yapmak için malzemeleri aldım James ise suyu kaynatıyordu. Tam o sırada kapı sesi duyuldu.
"JAMES!!" Diye haykıran Jordan ' ın sesini duydum ardından da bir hıçkırık sanırım sarhoş olmuş bu piç aman kim takar gebersin!
James mutfaktan çıktı ve Jordan' ın yanına gitti ben de olacakları merak ettiğim için James' in arkasından çıktım. Sanırım Jordan bir an sadece James'i gördüğü için sevinmişti ama bu sadece beni görene kadar sürdü.
Fakat hiç beklemediğim bir anda üstüme gelmeye başladı yanımda durdu ve bana bağırarak şunları demeye başladı;
"Seni küçük sürtük seni evimde istemiyorum SİKTİR GİTTT!!" Tam bana elini kaldırmıştı ki James onun elini havada yakaladı. Bense kaskatı kesildim eminim şuan beni dışardan gören biri heykel sanabilir...
Bir anda normalde asla ama asla yapmayacağım bir şeyi yapmaya başladım. Gözyaşlarımın akmaya başladığını hissettim, hayır hayır!! Ne yapıyorum ben!! Derhal kendine gel Elizabeth!! Ahhh ikiside bana garip bir şekilde bakıyordu. Siz şimdi çok saçma bir kişinin çok saçma bir laf söylediği için mi ağlıyorsun bu çok saçma diyeceksiniz ama öyle değil ben şu an da resmen aynı olayı tekrardan yaşıyorum. Jordan ' ın hiç tahmin etmediği bir şey yaptım, şeyine öyle bir tekme savurdum ki bunu ben bile o an kendimden bekleyememiştim. Herhalde ben eğer onun yerinde olsaydım ölmek falan isterdim. Kendimi düşüncelerimden alıp ona doğru baktığımda yüzünün morardığını gördüm sonra da acı bir haykırış gebersin zaten piç. Ama ben hala kendimde değildim hemen elime koltukta duran telefonumu aldım ve evden çıktım. İlk önce kendime gelmem gerekiyordu. Ama sonra da kafa dağıtmam. Dışarı çıktığım anda gözüme arabam çarptı kim benim canım arabamı getirdiyse onu öpebilirdim yani tam zamanında ama şöyle bir sorun vardı ki anahtarlar bende değildi. Arabanın yanına gelip içeri baktığımda anahtarın kontakta asılı durduğunu gördüm şansıma bir kez daha teşekkür ettikten sonra arabama atladım ve uçuruma doğru sürmeye başladım merak etmeyin kendimi atacağım falan yok eğer kendimi atmak isteseydim bunu yıllar öncesinden yapmış olurdum. Uçurumun kenarına geldiğimde her zaman arabamda yedek olarak taşıdığım Jack Daniels'ımı aldım.
Ve uçurumun kenarına oturdum. Düşünmeye başladım sanırım ben bir salağım gerçekten. İçeceğimi kafama diktim. Ve tekrar ve tekrar ta ki kafamın azıcıkta olsun dağaldığını hissedene kadar...

Merhaba arkadaşlar bu sefer sizler için uzun yazdım eminim şuan da çoğunuz Elizabeth' in eskiden neler yaşadığını merak ediyorsunuzdur ama sabredin bir dahaki bölümde yazacağım. Bu arada sizin hikayemle ilgili düşüncelerinizi bilmek isterim. Yorum yazarsanız sevinirim.
Bir dahaki bölüm için: En az 25 okuma 8 vote ve 3 yorum :)

1069 kelime

Bad GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin