Hastalığımın artık son evresine geldiğimi sırtıma vuran ağrıların ve ateşimin yükselmesinin sıklığının arttığından anlayabiliyordum. Karnımın şişmeye başladığını hissettiğim an hışımla banyoya gitme bahanesiyle kalktığım yataktan mutfağa doğru ilerledim. Buzdolabının üzerine sakladığım ilaçlarımı aceleyle aldım. Zira bayılma ihtimalimin olması beni korkutuyordu. Sonsuza kadar ondan uzak olmak da beni korkutuyor. Onsuz olma düşüncesi bile aklımı kaçırmama sebep olabilecekken o bensiz ne yapacaktı? Onu yapayalnız bırakmak istemiyordum. Ancak kullandığım ilaçlar yalnızca bayılmamı önleyebiliyordu. Vücudum ilaçlardan başka tedaviyi kaldıramadığından ölüme gittikçe daha da yaklaşıyordum.
İlaçlarımı içtikten sonra karın şişliğimi indirebilir düşüncesiyle kendimi sıcak suya bıraktım. Belime mavi havluyu bağlarken Arya'nın sesinin en sevdiğim tınısını duydum. Uykudan yeni uyanmış ancak henüz daha ayıkamamış ses tonu. Gerçi onun sevmediğim yanı mı vardı ki? Arya sevilmez miydi yahu? Peki aşık olduğum o ses neden çok uzaktan gelmeye başlamıştı? Nabzımın hızlandığını fark ettim.
Siktir... İlaçlar hiçbir boka yaramamış. Güçlükle kapının koluna tutunmaya çalıştım fakat başarısız oldum. Vücudumun uyuştuğunu hissettim. Gerisi boş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutunuş
Teen FictionTek aşkının kaybıyla hayata küsmüş bir adam ile adamın karanlığını pembeye boğan bir kadının imkansız hikayesi.