Sabah uyandığında kendi evinde değilde başkasının evinde olduğunu fark ettin. Korktun ve baya bi gerilmiştin. Ama iyi birşey vardı ki çantan ve telefonun yanındaydı. Polisi aramak istedin fakat konumu bile bilmiyordun. Yataktan kalkıp, dışarıya baktın, etraf ful ağaç ile kaplı, tek bu ev olan sessiz bir ormanın içindeydin.
Üstünü düzeltip aşağı indin ve birisi..
Orda durmuş seni bekliyordu ve seni görünce gülümseyerek;
"Günaydın uyuyan güzel. Uykunu alabildin mi bari hm?"
demişti. Sen bişi söylemedin çünkü.. o adamı tanımıyorsun bile. Belki de sana zarar vericek?? Sadece günaydın diyip merdivene oturdun. Ev 2 katlıydı ve fazla odası vardı. Böyle güzel bir evde sadece 1 kişi yaşıyor ve sende varsın 2 oldu.
"Neden merdivende oturuyorsun?? Kahvaltıya geç"
Bu söylediğini biraz ciddi bir yüzle söyledi. Sende korkup, merdivenden kalkıp mutfağa geçtin.
Kahvaltıya bakınca gözlerin patlamıştı. Çünkü kahvaltı öyle sabah 5 6 kahvaltısı değildi. Gerçekten insanı doyuracak yiyecekler vardı. Hem ağır yiyecekler değildi de. Zeytin, domates, kızarmış ekmek, bir fincan çay, kenarda duran hafif güzel meyveler. Bu kahvaltıyı sen çok seviyordun.
Ama dur. Bu evde bu kahvaltıyı o yapmış olamazdı. Evde kesin birisi daha var diye düşündün. Arkana bakınca hizmetli kıyafeti olan bir kadın gördün. Güleryüzlü, nazik, kibar duruyordu. Sen ona nerde olduğunu sorunca
"Merak etmeyin hanımefendi. Dün evin sahibi sizi dışarıda yaralı bir şekilde görmüş. Sizi bi adamdan kurtarıp buraya getirdi. Yaralarınıza ben baktım. İyi misiniz şuan??"
diye söyledi. Kendini sanki hiçbir şey olmamış gibi hissediyordun. Aşırı rahat ve aşırı enerjik..
"Uhm evet iyiyim teşekkür ederim ^^"
Bu hizmetliye güvendin.
"Kahvaltıya geçecek misiniz bayan ****** "
"uh iştahım şuan yok sağolun. Masayı toplamakta yardım etsem?"
Bian hizmetli elini tutup hafifçe kenara çekti.
"Lütfen kendinizi yormayın. Ben hallederim isterseniz gidip dinlenin."
Hizmetliye gülümseyerek bakıp mutfaktan çıktım. Ve evin sahibinin yanına geldim.
"dün sen mi beni getirdin buraya??"
oturmuş telefonuna bakıyordu. Sonra da hafif içten gülerek Asil'e baktı.
"Zarar görmüştün. Daha fazla yaraların açılmadan evime getirdim seni. Yaraların kapandı mı?"
"evet kapandı ve bu seni ilgilendirmiyor. Şimdi kapıyı açarsan gidicem-"
Bian belini kavrayıp yanına oturttu.
"Daha beni bile tanımıyorsun...Ben Aksel. Senin ismin ne güzel bayan?"
"bana güzel bayan deme. ayrıca adım Asil. Oldu mu?"
"ismin gerçekten çok zarif ve çok güzel. Neden burda kalmak istemiyorsun?"
İşte o soru sorulunca takıldın kaldın.
"....benim ne yapıp ne ettiğim seni gerçekten ilgilendirmiyor nokta."
Aksel'in moralini sanki biraz bozmuş gibiydim. Bu dediklerim ona garip gelmiyordu ama yine de bana kırılmış gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|| TAKINTI ||
Roman d'amourBu kitapta bütün yorumlarınız benim için çok önemli olacaktır. İyi okumalar<3