4-KARŞILAŞMA

334 55 53
                                    


Annemi özlüyordum, buluşmamız mümkün mü?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annemi özlüyordum, buluşmamız mümkün mü?

Elimdeki silahın horozunu çektikten sonra havaya kaldırıp şakağıma doğru nişanladım ve gözlerimi kapattım.

Dudağım titrerken kulağımı sağır eden silahın patlama sesiyle vücudum merminin vuruşuyla geriye doğru düşmüştü.

Beni kucaklamak için bekliyor olabilir misin anne? Luna'n sana gelmek için çok bekledi, sen de beni bekledin mi anne? Ölmek istemiyordum ama annemsiz de olmak istemiyordum, cennetinde biraz yaşayıp yeryüzüne dönme şansım var mıydı anne?

Gözümden akan yaşla gözlerimi yummuştum. Canım yanıyordu ya da canım çıkıyordu, bilmiyordum fakat etrafımdaki sesleri duyabiliyordum.

"Aptal kız, silahı ateşlediğine inanamıyorum! Çabuk köşkün doktoruna haber verin acilen köşke dönsün! Acele edin!" Seokjin'in sesi kulaklarıma ulaştığında gözlerimi açmaya çalışmıştım fakat o kadar zordu ki benim için, sanki bir tonluk ağırlığın altında eziliyormuşum gibiydi. Daha sonrasında bilincimin kapandığını ve derin bir uykuya daldığımı tahmin ediyordum.

Uyandığımda gördüğüm ilk şey sandalyede oturmuş vaziyette telefonuyla oynayan Jimin olmuştu. Ah, ölmemişim, diye geçirmiştim içimden. Sol omzun felaket derecede sızlıyordu, zaten yatakta sağa doğru yatırılmıştım. Sızlanarak doğrulmaya çalıştığımda Jimin anında fark etmişti. "Uyandın mı? Nasıl hissediyorsun? İyi misin?" Yanıma yaklaşıp omzumu işaret ettikten sonra birkaç saniye yüzüme baktı, cevap vermediğimi gördüğünde ise kapıya yöneldi ve tahminen kapıdaki korumalara aile doktorunu çağırma emrini verdi.

Kapıyı kapatıp tekrardan yanıma yöneldiğinde kuruyan boğazımı temizlemeye çalıştım ama sesim bir fısıltı gibi çıkıyordu. "Beni vurdun, değil mi?"

Jimin bir süre yüzüme baktı. "Omzunu vurmasaydım kendini vuracaktın. Ölmeni izlememi mi isterdin Ryuna ya da beynini dağıtışını?" Kendimi vuracağımdan emindi. Şaşırmıştım.

"Omzum ağrıyor, ölecekmişim gibi." dediğimde Jimin ifadesizce bana baktı.

"İstediğin buydu sanıyordum, demek ki sen de ölmek istemiyormuşsun. Ne diye tetiği çekmeye kalkıştın o halde?" Sesi kızarcasına çıkıyor, her sözüyle beni aşağılıyordu adeta.

"Yeter, zaten canım burnumda, bir de senin sözlerini yutacak değilim. Bu eve gelmenin benim gözümde ne anlama geldiğini anlayamazsın, duydun mu beni? Ne hissettiğimi de anlayamazsın."

"Ölmek isteyecek kadar çaresiz olduğunu anladık, hem hepimiz. Hiç merak etme."

"Beni kışkırtma Jimin." Beni incelediğini fark ettiğimde kafasından farklı düşüncelerin de geçtiğini görmüştüm. Jimin akıllı bir çocuktu, onu bir, belki de bir buçuk senedir tanıyordum fakat her zaman bana gösterdiğinin ötesinde bir kişiliği olduğunu görebiliyordum. Yüzeysel gözüküyordu fakat derin düşünceleri vardı, komik duruyordu fakat işin aslında yaptığı şakalar bile mantıklıydı. Mükemmel bir casustu, tek bir şüpheye yer vermeden benim yanımda kalmıştı onca ay ve ben geçen bu uzun sürede bir kez olsun ondan şüphe etmemiştim. Hala beni kandırmasının acısını ondan nasıl çıkarabileceğimi düşünüyordum ama yoktu, ne yapabilirdim ki? Zaten intikam alıp ne yapacaktım ki? Başım göğe mi erişecekti?

JKILLER - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin