Komiser Kim Taehyung sıradan bir kayıp davasını çözmek için gittiği rutubetli binada hayatının aşkını göreceğinden habersizdi.
#taejin
#bottomjin
#toptaehyung
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
' you were my life '
' but life is far away from fair '
Taehyung karakolda adamın nöbetini tutarken iç çekti. Seokjinin evine gidecekken Yoongi arayıp adamı kontrole gelmesi gerektiğini söylemişti. Küçük olanı bir saattir arıyor ama hiç bir cevap alamıyordu.
Seokjinin böyle konularda hassas olduğunu bilmiyordu. Bilseydi öyle konuşmaz ya da en başından Seokjini konudan uzak tutardı.
Küçüğünün gözünde parlayan öfkeyi görmüştü. Bu konu daha önce başına gelmiş olmalıydı bu kadar hassas olmasının tek açıklaması buydu.
Aklına gelenle Seokjinin dosyasını aramaya başladı. Hatırladığına göre annesi ve kardeşi intihar etmişti. Bir kaç dosyayı karıştırdıktan sonra Seokjinin yüzünü görünce gülümsedi. Dosyanın içinden Seokjinle ilgili belgeyi çıkarıp bilgisayarın başına geçti.
Annesinin ve kardeşinin adını bilgisayardaki arama kısmına yazarken duyduğu titreşim sesiyle bakışları masadaki telefona kaydı. Gördüğü isimle anında telefonu açıp ayağa kalktı.
" Seokjin iyi misin? " Seokjin karşı taraftan duyduğu endişeli sesle iç çekti. Banyonun zemini elinden akan kanlarla kirlenmişken soğuk fayansın üzerinde oturuyordu.
Dışarıdan öbür adamla ilgilenen kişilerin seslerini duyuyordu. Başlarında Minho vardı. Seokjin ne zaman bir şey yapsa Minho temizlerdi olayı.
Abisi gibi olmuştu her zaman.
" Özür dilerim sadece toparlanmaya ihtiyacım vardı. " dedi sakince. Taehyung duyduğu yorgun sesle iç çekip koltuğa bıraktı kendini.
" Sorun değil Seokjin-ah. " Aslında kendisinin de özür dilemesi gerektiğini biliyordu ama konuyu kapatmaya karar vermişti. Daha fazla Seokjini üzmek istemiyordu.
Seokjinin gülüşü onun için her şeydi. Küçüğünün utanınca kızaran yanakları, elleriyle gülüşünü kapatışı her şeydi onun için.
