' What makes a grown man wanna cry? '
' What makes him wanna take his life? '
---
Seokjin etraftaki gözleri görmezden gelmeye çalışarak sakince yemeğini yiyordu. Taehyung sevgilisinin ne kadar yorgun olduğunu bilse de randevuya çıkabildikleri için mutluydu. Bir yani kıskançlıkla kavruluyordu ama Seokjinin güzelliğinden etraftaki avcıları göremiyordu.
Hoş onlar Seokjine karşı sadece av olabilirlerdi.
İkilinin arasında en başta garip bir soğukluk olsa da zamanla geçmişti. aehyung Seokjinin bakışlarının arada telefona kaydığını, bildirim olup olmadığına baktığını fark etmişti. Ne olduğunu bilmiyordu -ki çoğu zaman böyleydi- fakat umardı ki büyük bir şey değildi.
Bu çocuğun insanları öldürdüğüne inanamıyordu. Gülüşünde, gözlerinin kısılınca, utanınca kıpkırmızı olmasında bir büyü vardı. Her şeyi bilmesine rağmen Seokjinleyken bütün gerçekler görünmez oluyordu. Sadece Seokjinin sesi, kokusu ve görüntüsü vardı.
Arada bıçağın yansımasından kendine bakıyor, tabağa yayılan etin hafif kanına bakıyordu. Taehyung da sakince onu izliyordu. Arada Seokjinin bıçağa bakışı içini ürpertiyordu ama küçük olanın kendisine bir şey yapmayacağını biliyordu.
Yapmazdı, herhalde.
Seokjin ikide bir kendisine bakıp şarabını içen adamı o kadehle öldürmemek için kendisini zor tutuyordu. Hayır Taehyung nasıl fark etmiyordu ki bu adamı?
Bacaklarını iki yana açmış, Seokjini süzerken şarabını yudumluyordu. Seokjin bu yüzden zengin yerlerden nefret ediyordu. Herkes farkında olsa da kimse bu zengin adama bir şey demeyecekti.
Ayrıca telefonuna Taehyungun yanında mesaj gelecek diye kafayı yiyordu. Telefonu kaldırmak istese de garip kaçacağı için Taehyungun telefonunun yanında masada duruyordu. En azından ekranını ters çevirmişti. Umardı ki kimse aramaz veya yazmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
no time to die | taejin
RandomKomiser Kim Taehyung sıradan bir kayıp davasını çözmek için gittiği rutubetli binada hayatının aşkını göreceğinden habersizdi. #taejin #bottomjin #toptaehyung