BÖLÜM 2 | ❝Buz Çiçeği ❞

56 5 6
                                    

BÖLÜM ŞARKISI

Sia: Elastic Heart

Perdenin Ardındakiler: Beni Kendinden Kurtar.

"Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz."
Victor Hugo

🌼🎿

оставайся надеждой

İyi okumalar dilerim hepinize ^^

#buzçiçeklerinekarışanhisler ya da #bçkh hashtagi ile twitter'da düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.


🕊❁

  Çocukken ekilmişti omuzlarıma yetişkinliğin tohumu. Zihnimin derinliklerindeki çocukluğum kuytu bir köşede bana nefretle bakıyor. O an anladım neden kendimi tanımadığımı çünkü küçükken çalmışlardı benliğimi.

Ivan'ın bakışlarını üzerimde hissederken göz ucuyla ondan tarafa baktım. Bazen; insanların benim hakkımda ne düşündüklerini merak ediyordum veya nasıl bir yere sahip olduğunu. Gözlerimi hemen ondan kaçırdım. Titremeye başlayan parmaklarım boynuma takmış olduğum fulara doğru yol aldı. Olduğum yerden kalktığımda hafif bir baş dönmesi yaşadım.

Ivan yanıma doğru ilerlerken,  "Serumun bitmesini bekleseydin." Diyerek kolumdan tuttu.

"Ben hastaneden çıkmak istiyorum artık. Gitmem gerek.Dedem çok merak etmiştir." Kısa bir an duraksadım. Saatler önce Ivan beni o dalgaların arasından çekmeseydi eğer...Dedemin şuan meraktan daha kötü bir halde olacağı düşüncesi zihnimde çark etti. Ne kadar da bencil bir kişiliğe, karmaşık bir zihne ve yaralı olduğunu inandığım bir geçmişe sahibim.

"Buz çiçeği, sen burada biraz daha otur istersen ben de çıkış işlemlerini halledeceğim."

"Kimliğim yok. Nasıl olacak?"

"Eva'dan yardım istedim." Duraksadı  hemen telaşlı bir açıklama yaptı. "Asla kimsenin özel alanına girmem ama bayıldığını söyledim. O bir şekilde getirdi."

"Anladım."

"O zaman ben gideyim hemen dönerim,buz çiçeği."

Başımı sallayarak onayladım. Bana o gün ki gibi Buz Çiçeği olarak hitap ediyordu ona hâlâ ismimi söylememiştim. Hoş doğru düzgün tanışamamıştık ki. Ivan odadan çıktıktan sonra pencerenin yanına ilerledim. Hava soğuktu, bedenim üşüyordu. Üstümde giymiş olduğum ince bir kazak vardı sadece. Kollarımı bedenime doğru sardım.

Çok geçmeden kapı tıklatıldı ve bir kaç saniye sonra açıldı. Bakışlarım o yöne çevirdim. "Çıkabiliriz. Eğer istersen seni istediğin yere bırakabilirim."

Bir kaç dakika bekledim. Kendim gitmeye kalkışsam yanımda param yok. Dedemi arasam aşırı meraklanacak- tabi kaç saattir ortalıklarda yoktum,meraklanmıştır şu vakte kadar- babamı arayamam...

Düşüncelerim ordan oraya volta atarken çatlak olan dudaklarımı dilimle ıslattım. "Olur,teşekkür ederim."

Hastaneden çıkarken gök gürültüyle yarıldı. Üşüyen bedenim titremeye başlarken Ivan üzerindeki kalın kahverengi hırkasını çıkartırken kaşlarımı çatmış yandan onu izliyordum. Hırkayı omuzlarımın üzerine bıraktığında,"teşekkür ederim." diyerek mırıldandım.

  Önümüzdeki arabanın sürücü koltuğuna bindiği sırada içimde hâlâ binmemem gerektiğini söyleyen bir düşünce vardı. Neredeyse bu yabancı adamı tam manasıyla tanımıyordum neticede. Sadece ismini duymuş ve bir kaç kez görmüştüm. İkilem arasında kalmaya devam ederken Ivan seslendi. "Binmeyecek misin? Öyle durmaya devam edersen seni bir daha buz pistinde zor göreceğim gibi hissediyorum. Hastalanacaksın hadi,Buz Çiçeği."

Buz Çiçeklerine Karışan HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin