3. Bölüm.

4 0 0
                                    



Yeni Bölüm.


Düşünmekten ve yorgunluktan ağrıyan başını ovalayıp sıradan kaldırırken Jeongguk, ne kadar süredir uyuduğunun farkında değildi. Bir süre boyunca uykunun verdiği mahmurluğu üzerinde taşırken gözü boş sıralarda gezinmişti. Dersler çoktan bitmiş olmalıydı.

Uyuşmuş parmaklarıyla başını ovalarken sesli bir nefes bırakmıştı boşluğa. Haftalardır yaptığı tek şey ders çalışmaktı ancak artık o bile birçok şeyi geçirmiyordu içinde. Konuları dahi aklındaki kalabalık yüzünden anlayamaz olmuştu.

Başının ardından ovaladığı gözleri algılamak adına tekrar gezindi sınıfta. Fazlasıyla yalnız ve sessizlik içindeydi. Sırtını sandalyeye yaslayarak eğdi kafasını çocuk. Bomboş duran ellerinin üzerinde gezindi gözleri.

Her geçen gün yazıyordu derin bir sessizliğe. Yaptığı ve yapmayı planladığı her şeyi söylüyordu duvara. Karşılığında alamayacağı cevapların hayalini kuruyor ve devam ediyordu gününe. Bu duvarın yıkılmamış olmasını diliyordu, aklına her bu düşünce geldiğinde korkudan irkiliyor, sanki avuçlarında parçalanıyordu kalbi.

Bu kadar mı savunmasız yakalanmıştı Taehyung'a? Ondan nasıl bu kadar hoşlanabildiğini anlayamıyordu Jeongguk. Daha önce birçok insandan hoşlandığını düşünmüştü ancak hiçbiri bu şekilde acıtmamıştı canını. İçi gidiyordu, kendine olan sinirinden yerinde duramıyordu.

-Bugün gitar kursuna gittim hyung, ne kadar zormuş halbuki. Derslerimi etkileyecek diye yine darlamaya başladı hyunglar. Ancak eskisi gibi değiller biliyor musun? Sanırım beni anlamaya başlıyorlar.

Görüldü.

Ve derin sessizliğin acıtan çiziğiydi bu mesaj. Onun yazmamasında bir sorun görmüyordu ancak bu çok acıtıyordu canını. Jeongguk'u başından beri düşünmekten ittiği istenmeme durumunu en derinlerinde hissettiği ana sebep olmuştu.

Hyungu ona değer vermemiş miydi? Yoksa onu korkutmuş muydu? Sadece içinde çıldıran tarafını dillendirmek ve hyunguna karşı dürüst olmak istemişti. Bu onun mutlu olmasını sağlamaz mıydı?

Her türlü düşünce vardı artık kafasında, Taehyung ile geçirdiği iki günü en ince ayrıntısına kadar inceliyor ve bir neden arıyordu etrafında. Ama yoktu. Hyungunun gitmesi için hiçbir sebep yoktu. Çıldıracak gibi hissediyordu artık, düşünmek onu zorluyordu, hayatını değiştiriyordu.

Ya varsa dedi o anda. Ya hyungumun gitmesi için bir sebep varsa?

Ne biliyordu ki? Adı ve yaşı. Gülesi geliyordu o dakika. Kendinden nasıl bu kadar emin olup konuşabilmişti ki bu zamana kadar? Geçen 2 haftanın getirdiği tek şey göz yaşıydı bu yüzden. Tanımamış olmanın açlığı ve atılan erken adımın utancı içindeydi.

Onu korkutup kaçırmıştı işte, yaptığı başka hiçbir şey yoktu. Şimdi ise bir sürü hayalle başladığını düşündüğü bu yolda tek başınaydı. Kaybetme korkusunun onu bu duruma getirmiş olması oturduğu yerde gözlerinden birkaç yaşın düşmesine sebep olmuştu.

Kaybetmekten korktuğu için bir anda bırakmıştı Jeongguk tüm kalbini, böylelikle sevileceğini düşünmüş ve yalnızlığın sadece belli bir zamana kadar süreceği düşüncesine kavuşmayı amaçlamıştı. Ancak farkında değildi ki insanlar yalnızlığa mahkûmdu, bunun bir geri dönüşü yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SüveydaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin